'OSB'lere gayrimenkul yatırım şirketi kurma yetkisi verilecek'
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü OSB'lere şirket, gayrimenkul yatırım şirketi kurma ile parsel kiralama yetkisinin verileceğini belirtti.
Bakan Özlü, Üretim Reform Paketi ile ilgili bilgiler verdi. Bakanlar Kurulunda görüşüleceğini aktararak, organize sanayi bölgelerinin (OSB) kuruluş süreçlerini kısaltacaklarını, amaçlarının sanayiciye ucuz parsel temin etmek olduğunu anlattı.
OSB'lere şirket, gayrimenkul yatırım şirketi kurma ile parsel kiralama yetkisinin de verileceğini belirten Özlü, Türkiye'de sanayi parsellerinin maliyetlerinin çok yüksek olduğunu, sanayicinin parasını, kaynaklarını arsaya ve fabrika binasına değil, işletme sermayesine ayırmasını istediklerini dile getirdi.
Özlü, bu bakımdan sanayiciye ucuz sanayi parseli temin etmek veya uzun vadeli kiralama yöntemiyle sanayi parseli vermek gibi bir yöntem seçtiklerini vurguladı.
Endüstri bölgelerinden de bahseden Özlü, "Endüstri bölgesi kurma imkanı getiriyoruz. Bir iş adamının arazileri var. Burada endüstri bölgesi kurmak istiyor, özel, yönetimi kendisine ait. Bu kişiler devletin kurduğu endüstri bölgelerindeki bütün haklardan, indirimlerden, teşviklerden faydalanacaklar ve yönetimleri de kendilerine ait olacak. OSB'lerdeki emlak ve diğer verilerde düşürülecek. Emlak vergisi miktarını belki de sıfırlayacağız." diye konuştu.
"Amacımız 300 OSB'de en az 300 teknik kolej kurmak"
Eğitime büyük önem verdiklerini vurgulayan Bakan Özlü, şöyle devam etti:
"OSB'lerde OSB yönetimlerinin teknik kolej kurmalarını destekliyoruz. Teknik kolejlerin altyapı, bina ve laboratuvar kurmaları için biz destek vereceğiz bakanlık olarak. 15 yıl vadeli yüzde 3'e kadar düşük faizli krediler ilk 2-3 yılı ödemesiz vereceğiz. Buradaki amacımız sanayicimizin ihtiyaç duyduğu nitellikli elemanı artırmak. Amacımız 300 OSB'de en az 300 teknik kolej kurmak. Endüstri devrimi, endüstri 4.0'ın gündemimizde olduğu bir zamanda sanayicimizin nitelikli, kaliteli ara eleman ihtiyacını karşılamak. Yine OSB'lerde meslek yüksekokullarının önünü açıyoruz. Özel meslek yüksekokulları... Bunlar için de benzer teşvik destekleri vereceğiz. YÖK kanununda bazı değişiklikler yapıyoruz. Meslek Yüksekokulları Koordinasyon Kurulu oluşturacağız. Burada üniversiteyle sanayi arasındaki kopukluğu gidereceğiz çünkü yıllardır hep konuşulur üniversite-sanayi işbirliği ama maalesef bugün hala arzu ettiğimiz bir seviyede, noktada değiliz. Pakette 81 madde var. Bunun artması da söz konusu Bakanlar Kuruluna sunuşumuzdan sonra. İnşallah mayıs ayında Üretim Reform Paketi'ni Meclis'ten geçireceğiz."
Özlü, Türkiye'nin yüksek teknoloji açığı olduğunu ve yüksek teknolojiye yoğunlaşmaları gerektiğini bildirerek bu konuda yapılan çalışmaları örnekler vererek anlattı.
Hükümetin aldığı karar doğrultusunda devletin önemli büyük stratejik yatırımlara Varlık Fonu'yla yüzde 49'a kadar ortak olacağının altını çizen Özlü, petrokimya ile ilgili alanlara önem vereceklerine, Türkiye'nin bazı bölgelerinde endüstri bölgelerinin de oluşturulacağına işaret etti.
Dış yatırımcılar için Türkiye'nin son derece cazip, güvenli bir ülke olduğunu kaydeden Özlü, Türkiye'de yatırım yapanların karlılık oranlarının son derece yüksek olduğunu dile getirdi.
"Türkiye NATO'nun ender bulunur üyelerinden birisi olmuştur"
Bakan Özlü, Batı dünyasında Türkiye'ye karşı bir tavrın olduğunu, büyüyen, yükselen, bölgesindeki sorunlara çözüm üreten Türkiye'den rahatsız olduklarını, Türkiye'nin kurulduğu günden bugüne "Yurtta sulh, cihanda sulh" felsefesini benimsediğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bakın son gelişmelere. Amerika Birleşik Devletleri terör örgütü PKK'nın kardeşi örgütü desteklemek için Türkiye-Suriye sınırında zırhlı araçlar dolaştırıyor ve bir komutan, rütbesini, görevini bilmiyoruz... Türkiye'nin hava harekatından sonra kamplara gidiyor inceleme yapıyor, 'geçmiş olsun' diyor. Bunlar hoş şeyler değil. Biz NATO üyesiyiz. Türkiye NATO'nun ender bulunur üyelerinden birisi olmuştur. NATO'nun hedeflerine, gayesine sadık kalmış iyi bir müttefiktir Türkiye ama son zamanlarda dünyadaki gelişmelere bakıyoruz ne NATO ne BM ne AGİT gibi dünyanın güvenliğinin teminatı olmak amacıyla kurulmuş olan kuruluşların, yeterli inisiyatif almadıklarını görüyoruz. Suriye'de olanlar kaç yıldır devam ediyor. Yüz binlerce insan öldü, milyonlarca insan ülkesini terk etti. Türkiye'de 3 milyon insan var. Nerede BM, NATO, Amerika Birleşik Devletleri, AGİT. Bunlardan cüretkar bir ses çıktığını duydunuz mu?"
Yorum Yaz