Sektörden Haberler
31.08.2015 12:33
Okuma Süresi: 02:37 dakika

Prefabrik evler neden tercih ediliyor?

Üretimi, nakliyesi, montajı ve geleneksel inşaatların 4’te bir fiyatına mal olan prefabrik evler hızlı bir yükseliş gösteriyor.

Pratikliği ve portatif yapısı ile tercih edilen prefabrik evler özellikle yazlıkların ve geçici konaklamaların vazgeçilmezi haline gelmiş durumda.

İnşaat sektörünün yüzde 4-5'ine sahip olan prefabrik yapılar bu gün Türkiye'de yaklaşık 30 milyar dolarlık bir hacme sahip. Yaşanan 1999 depreminde prefabrik ev bulunamazken bu gün 100'den fazla üretici firmanın kurulması, sektörün geçen zaman içinde nereden nereye geldiğinin en güzel göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Kentsel dönüşüm ve TOKİ gibi bir güçlü bir iş hacmine sahip olan prefabrik yapıları biraz arsası olan herkes tercih ediyor.

Şu anda 7-8 kata kadar çıkabiliyor

Teknoloji olarak şu anda en fazla 7-8 katlı binalar yapılabilen prefabrik evler, çelik konstrüksiyon üzerine inşa edildiği için beton evlere göre daha sağlam oluyor. Vidalı bir sistem olduğu için depremlerde esnemesi de can güvenliği sağlıyor.

Prefabrik panel sistemlerden montajlanan prefabrik evler iklim şartlarına uygun olarak iki ve üç katlı olarak da tasarlanabiliyor. Kolaylıkla sökülebilen, taşınabilen ve monte edilebilen paneller sayesinde yapı mimarisi istenilen doğrultuda değişebildiği için esnek tasarlanıyor.

Farklı alanlarda kullanılıyor

Geniş bir kullanım seçeneği sunan prefabrik yapılar konutlar, okullar, hastaneler, ofis binaları, yatakhane binaları, WC & duş binaları, sosyal binalar, mutfak & yemekhane binaları, laboratuvarlar, rekreasyon binaları, patlamaya dayanıklı binalar, spor tesisleri, askeri kamp yapıları, güvenlik kulübeleri ve inşaat şantiyeleri başta olmak üzere bir çok yerde tercih ediliyor.

Çok avantajlı

Birçok avantajı bünyesinde barındıran prefabrik yapılar, üretim, nakliye ve montaj kolaylığı sağlarken cıvata-somunla bağlantı sistemi de kurulacak mekanlara portatiflik kazandırıyor. Normal inşaatlara eş değer bir ömür sunan prefabrik yapıların malzemeleri yeniden kullanılabiliyor.

Bakım gerektirmiyor

Normal evden daha masrafsız olan prefabrik yapılar uzun süre kullanılıyor. Klasik ev bir yılda, prefabrik ev ise bir ayda tamamlanıyor. Yanmaz sınıf malzeme kullanılan prefabrik yapılarda yangın yayılmıyor. Bakım gerektirmiyor. Diğer binalara bir şey olduğunda görecekleri zararı prefabrik yapılar da görüyor ama tamir ve tadilatı klasik binaya göre çok daha hızlı, modern ve ekonomik oluyor.

Dayanıklı ve iklime uyumlu

Değişen durumlara uyum gösteren prefabrik yapılar iklim koşullarına dayanabiliyor. Çok amaçlı kullanım özelliği gösteren prefabrik yapılar, ekonomik olmaları ile de dikkat çekiyor. Ortalama metrekare birim fiyatı 400 lira ile 600 lira arasında toplanan prefabrik yapıların fiyatları istenen özelliklere göre değişiyor.

Prefabriğin algısı değişiyor

Bu kadar pratik, ekonomik ve tasarruflu olmasına rağmen halktaki klasik binaların algısı hızla değişiyor. Bu tercihin zamanla daha da artacağına inanan üreticiler, “Şu anda cumhurbaşkanı dahi 5-10 bin prefabrik yapının gereken yerlere gönderilmesini talep ediyor. Önceden böyle bir şey mümkün değildi” diye konuşuyor.

Sektörün gelmesi gereken yer

Her ne kadar çok katlı4 binalarda kullanılmasa bile prefabriğin en azından 5-6 katlı binalarda gelmesi tercih edilmesi gerektiğini ifade eden yetkililer, “Çünkü prefabrik enerjiyi az kullanıyor, malzemesi geri dönüşümlü ve doğaya zarar vermiyor. Klasik bina kadar konforlu ve çok hızlı inşa ediliyor. Milli gelire katkısı büyük oluyor. Ayrıca hammaddesinde yurtdışına bağımlı değiliz. Gelecek 10 yılda daha iyi yerlere gelmesini ve klasik binalarla yarışmasını bekleniyor. Kısacası yürünecek çok yol var ve hızla gelişiyor” diye konuşuyor.

Sektörde mevzuat ve denetim yok

Yönetmelik ve genelgenin çok olduğu prefabrik sektöründe yapısal eksikler denetim yok. TSE'nin yetersiz denetimi merdivenaltı üretimi körüklüyor. Bu da markalı ve işini doğru dürüst yapan üreticileri zarara uğratıyor. Ar-ge'nin maliyeti yetersiz denetimde değerini kaybediyor. Kalitesiz malzeme kullanımının kaybı uzun sürede kendini gösteriyor ama kimse görmek istemiyor. Hareketli bir sektöre olduğu için mevzuat yetişemiyor. Bunların giderilmesi için STK'lara ve derneklere ihtiyaç var. Devletin bu kuruluşlarla daha yakın görüşmesi, birbirinden eleman alması, sektörel sıkıntıyı devletin hissetmesi ve çözüm olması için eleman değişimi gerekiyor. Kısacası devletin sahip çıkması ve ışık tutması gerekiyor.