Recep Tayyip Erdoğan 'Binaların bodrum hariç zemin artı 4 kat olması gerekiyor'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Van'da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İnkar, ret, asimilasyon politikalarını biz ayağımızın altına aldık. Biz, cumhuriyetle cumhuru kucaklaştırdık. Bunu AK Parti yaptı. Türkiye'de bizimle birlikte artık yeni bir dönem başlamıştır" dedi.
Başbakan Erdoğan, Van Valiliği tarafından bir otelde düzenlenen akşam yemeğinde, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Yemekte konuşan Erdoğan, Van'a bu gelişinde halen yüksek binalar yapılmaya devam edildiğini gördüğünü, ilgili Bakana, bunun olmaması gerektiğini söylediğini aktardı.
Bu tür yüksek binaların yapılmamasının önemini vurgulayan, 8 katlı binalar inşa edilmesinin depreme davetiye çıkarmak olduğunu ifade eden Erdoğan, binaların bodrum hariç zemin artı 4 kat olması gerektiğini belirtti.
”Böyle yapmamız lazım ki bu endişeleri, bu korkuyu yaşamayalım” diyen Erdoğan, “Efendim, vatandaş sıkıştırıyor, diyor ki 'ben ne yapacağım, benim buradan beklediğim gelir var, benim çocuklar çok fazla, çocuklar fazla olduğu için her birine birer daire vermem lazım. Birer daire vermem için de binanın büyük olması lazım gibi yaklaşımlar depremin olacağı ana kadardır. Deprem olduğu anda bu sefer nereye bela okumaya başlarlar belediye başkanına, valiye, başbakana. Gidersin deprem olduğu yere ‘bizi siz bu hale getirdiniz derler' ya niye biz sizi bu hale getirelim kendin ettin kendin buldun. Yani planı yoktur bazıların projesi yoktur böyle binalar" ifadesini kullandı.
İstanbul, Ankara ve İzmir'de plansız, programsız yapıların olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Ama biz hep felaketlerle karşı karşıya kaldığımız zaman mı, aklımız başımıza gelecek. Bunları aşalım diyoruz. Ama ne yazık ki bize vatandaşımız bu konularda yardımcı olmuyor. İşte onun için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı var. Onun için diyoruz ki biz daha geniş araziyi iyi değerlendirmek suretiyle dikey mimari değil, yatay mimariyle, hele deprem tehdidi altındaki illerde, illa da yüksek binalar değil, buralarda bizim taş çatlasın 8,5 şiddetinde, 9 şiddetindeki depreme dayanacak şekilde binalar yapalım, gerisi Allah kerim. Bu konuda sizin yardımlarınızı istiyoruz” diye konuştu.
Yapılacak binalarda bunlara dikkat edilmesini isteyen Erdoğan, salı günü cumhuriyetin 90. yıl dönümünün kutlanacağını anımsatarak, bunu çok önemsediğini dile getirdi.
90. kuruluş yıl dönümünün cumhuriyetin anlam ve önemi bakımından içinden geçilen süreçte bir dönüm noktası olduğuna inandığına değinen Erdoğan, "11 yıl boyunca Türkiye'nin her zerresinde, 81 vilayetimizin tamamında büyük yatırımlar gerçekleştirdik, önemli hizmetler ürettik. Ancak 11 yıl boyunca en çokta cumhur ile cumhuriyetin kaynaşmasını sağladık. Son günlerde her fırsatta ifade ettiğim bir hususu burada sizlere hatırlatmak istiyorum. Bu cumhuriyet hepimizin cumhuriyetidir" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurun halk, millet, cumhuriyetin ise o milletin kurumsallaşmış hali olduğunu ifade eden Erdoğan, cumhuriyetin batıdakiler kadar kendilerinin de cumhuriyeti olduğuna işaret etti.
Edirne, İzmir, İstanbul, Ankara, Trabzon ve Antalya'daki vatandaşlar ne kadar bu cumhuriyetin sahibi ise Diyarbakır, Muş, Şanlıurfa, Mardin, Van'dakilerin de o kadar sahibi olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini söyle sürdürdü:
“Geçmişte sadece Doğu ve Güneydoğuda değil, dikkatlerini çekiyorum, Türkiye'nin genelinde farklı kesimlere farklı muameleler yapıldı. Kendileri cumhuriyetin tek ve yegane sahibi olarak görenler, kendileri dışındaki herkesi farklı gördü. Herkese farklı baskılar yaptılar. Çıkarları zedelendiği zaman bu elitler, bu cumhuriyeti korumak ve kollamak adına darbeler yaptılar. Zulümler yaptılar, failli meçhullere göz yumdular, üzerlerini örttüler. Kendileri cumhuriyetin tek sahibi olarak görenler başkalarının hayat tarzlarını, inançlarını, değerlerini yok saydılar. Etnik kökenler yok sayıldı, kültürler yok sayıldı, tüm demokratik talepler yok sayıldı. Sadece, Doğuda, Güneydoğuda değil Türkiye'nin tamamında maalesef insanlara farklı gerekçelerle ve farklı şekillerde zulümler yapıldı. Biz, işte bu 11 yıl boyunca verdiğimiz mücadeleyle bu ayrımcılığı, bu farklılaştırıcı, ötekici uygulamayı sona erdirdik.”
"Cumhuriyetle cumhuru kucaklaştırdık"
“İnkar, ret, asimilasyon politikalarını biz ayağımızın altına aldık. Biz, cumhuriyetle cumhuru kucaklaştırdık. Bunu AK Parti yaptı” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türkiye'de bizimle birlikte artık yeni bir dönem başlamıştır. Türkiye'de millet ile devlet, cumhuriyet arasındaki sorunlar özellikle de güven bunalımı sona erdirilmiştir. Biz, 'en başından beri sorunları çözecek olan hep birlikte biziz' diyoruz. Sorunları çözmenin aracının siyaset olduğunu, konuşmak olduğunu, diyalog ve istişare olduğunu her fırsatta vurguluyoruz. Silah bir çözüm yöntemi değildir. Terörün bir sorun çözme yöntemi değildir. Taş, sopa, molotof, yakmak yıkmak öldürmek yaralamak asla ve asla bir sorun çözme yöntemi değildir. Sorunların çözüm adresini de gösteriyoruz. Ne diyoruz, siyaset bir sorun çözme yöntemidir. TBMM sorunların çözüleceği yerdir. Diyaloğun, istişarenin, karşılıklı konuşmanın uzlaşmanın anlaşmanın sorun çözme yöntemi olduğunu söylüyoruz. Biz artık bu bölgede silahın ve şiddetin değil, diyalog ve istişarenin devreye girmesini arzuluyoruz."
Bunun için samimi çaba harcadıklarını, 11 yılda bölge halkının hayalini bile kuramadığı reformları gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, en son da Demokratikleşme Paketi'yle yeni adımlar attıklarını anımsattı. 11 yıl önce konuşulmasına izin verilmeyen, telaffuz edilmeyen taleplerin şu anda tek tek hayata geçtiğini aktaran Erdoğan, terör sona erdiğinde, silah ve şiddet ortadan kalktığında çok daha fazla reformu gerçekleştirmenin, çok daha fazla adımı atmanın mümkün olacağını dile getirdi.
"İstikrar varsa yatırımcı gelir"
İşsizliğin bir numaralı sebebinin terör olduğuna dikkati çeken Erdoğan, terörün olduğu yere yatırımcının kesinlikle girmeyeceğini ifade etti.
Erdoğan, 11 yıllık başbakanlığı döneminde hep iki kelimeyi ifade ettiğini belirterek, başarılarının altında yatan bu iki kelimenin güven ve istikrar olduğunu söyledi.
"Güven varsa, istikrar varsa yatırımcı oraya gelir" ifadesini kullanan Erdoğan, ekonomide kendilerine, "Para ve sermayenin civa gibi olduğunu, nerede uygun zemin buluyorsa oraya kaçacağının, gideceğinin öğretildiğini" aktardı.
Güvenli bir zemini bulmuyorsa paranın Van'a, Hakkari'ye, Muş'a, Bingöl'e gelmeyeceğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ondan sonrada 'devlet gelsin buraya fabrika yapsın.' Çıkar bir tanesi aynen şu soruyu sorar 'iktidar niye gidip de Güneydoğuya fabrika yapmıyor' diye. Zaten sizin bu zihniyetiniz bu ülkeyi batırdı. Yıllarca zarar eden devlet fabrikalarıyla ülke battı. Zarar ettiler, milletin cebinden oraları ayakta tutmaya çalıştılar. Biz de dedik ki 'devlet artık tüccar değil, devlet buradan çekilecek.' Devlet tanzim edecek, düzenleyecek, ufuk verecek ve özel sektör buraya girecek ve bunun da şimdi neticesini alıyoruz. Neyle alıyoruz? Hem gayet güzel müteşebbis ruhuyla vergi gelirlerimiz, her şeyimiz arttığı gibi bir de ülkemizde ve dünyada rekabette özel sektörümüzü görüyoruz. Ama geçmişte bunların hiçbiri yoktu."
AA
Yorum Yaz