Sektörün sanayi yapılarına dayalı olması gelişimi engelliyor!
Prefabrik sektörünün sanayi yapılarına endeksli olmasının sektörün gelişimini engellediğine dikkat çeken Bülent Tokman, sektörün kamu yapılarından daha fazla pay alması ve konut sektörüne girerek yelpazesini geliştirmesi gerektiğini söyledi
İlk çeyrekte 2012'nin aynı dönemine göre üretimde yüzde 33 oranında artış yaşayan Türkiye prefabrik sektöründe artan sanayi yatırımlarına bağlı olarak bir hareketlilik yaşanıyor. Bu hareketliliğin 2011 ve 2012'ye göre daha olumlu olduğu düşünülürken, sektörün sanayi yatırımlarına bağlı olmasının ise sektördeki gelişimi engellediğinden yakınılıyor.
Sektörün bu yıl büyümesini sürdürdüğünü söyleyen Türkiye Prefabrik Birliği Genel Sekreteri Bülent Tokman, 2013'ün ilk çeyreğinde sektörün geçen yılın aynı dönemine oranla toplamda yüzde 33'lük bir üretim artışı gerçekleştirdiğini açıkladı. Sektörün bu yıl, 2012 ve 2011 yıllarına göre daha olumlu bir hava sergilediğini vurgulayan Tokman, bu durumun prefabrikasyonun daha çok endüstri yapılarında kullanılmasından kaynaklandığını kaydetti.
Prefabrikasyon sektörünün sanayi yapılarına endeksli olmasının sektörün gelişmesini engellediğini savunan Bülent Tokman, "Sektörün çeşitli kamu yatırımlarından daha fazla pay alarak ve konut sektörüne girerek yelpazesini genişletmesi gerekiyor. Aynı zamanda kısmi prefabrikasyon uygulamalarının da Türkiye'de yaygınlaşması şart. Avrupa'daki örneklerine baktığımızda prefabrikasyonun yapının bütününde değil de farklı bölümlerinde kullanılabildiğini görüyoruz. Mesela Hollanda'da konutların yüzde 70'inin döşemesi prefabrikten yapılırken, diğer sistemleri prefabrik olmayabiliyor. Bu tür yaklaşımlar lazım" açıklamasını yaptı.
En büyük sıkıntıların da bir diğerinin ise genel müteahhitlerin prefabrikasyonu bilmemelerinin ve dolayısıyla da prefabrikasyondan kaçmalarının olduğunu söyleyen Tokman, bunun özellikle kamu ihalelerinde prefabrikasyon aleyhine çalışan bir faktör olduğunu kaydetti. Türkiye'de prefabrik kullanımı konusunda tüketicinin ele bilinçli olmadığına işaret eden Tokman, prefabrikasyonun fabrikada kalite kontrol altında üretildiği için hassas bir ürün olduğunu aktardı. Bu elemanlarla hassas imalat yapabildiğini belirten Tokman, "Avrupa'daki bazı kilise restorasyonlarında eski taş röliyeflerinin prefabrik elemanlar kullanarak restore edilmesi gibi. Türkiye'de ise o yükseklikte bir kalite arayışı maalesef yok, bizim Türkiye'deki tüketiciyle ilgili en büyük şikayetimiz bu. Prefabrik yapı daha dayanıklı, bakım gereği daha az ve daha kaliteli. Ama Türkiye'de ilk başta maliyet önemli, kalite göz ardı ediliyor" şeklinde konuştu.
Kamu projelerinde çok fazla yer alamıyoruz
Sektörde aşırı fiyat kırımından kaynaklanan bir haksız rekabet söz konusu olduğunu söyleyen Tokman, bunun başlıca nedenin de kaliteyle ilgili kontrol mekanizmalarının Türkiye'de tam gelişmemiş olmasından kaynaklandığını kaydetti. Türkiye Prefabrik Birliği olarak bu konuda olumlu girişimlerde bulunduklarını belirten Tokman, "Sektörün bir başka sorunu ise iş gücü eksikliği ve kalifiye eleman bulmadaki yaşadığı zorluk diyebiliriz. Bu sorun genelde firmalar arasında transfer yoluyla çözülüyor. Onun dışında, kamu yatırımlarında hıza çok fazla önem verilmemesi sektör olarak şikayetçi olduğumuz bir başka konu. Kamu kaynaklan birkaç projeye aynı anda dağıtılır. Bunun yerine belli projelere yoğunlaşarak, bir an önce yatırımın tamamlanması sağlansa prefabrikasyona daha uygun olur. Çünkü prefabrikasyon hızlı bir inşaat yöntemidir. Bu nedenle sektör olarak biz, kamu projelerinde çok fazla yer alamıyoruz" açıklamasını yaptı.
Sorunların çözümü konusunda birlik olarak bazı çalışmalarının olduğunu anlatan Tokman, eğitimli kalifiye iş gücü sağlanması için mesleki yeterlilik kurumunun çalışmalarına katkıda bulunduklarını ve İNTES'le birlikte meslek standartlarını oluşturduklarını açıkladı. Ancak, sektöre yönelik eğitim konusunda istenilen ölçüde etkin programların uygulanamamasından yakınan Tokman, bunun yanı sıra haksız rekabet konusunda birlik içinde uyguladıkları kalite denetim programını TSE ile birlikte revize ederek tüm sektörde uygulanan bir denetim sistemine dönüştürdüklerini kaydetti. Tokman, ayrıca TSE ile yaptıkları protokol uyarınca artik prefabrik firmalarının birlikleri ile TSE tarafından ortaklaşa denetlendiğini söyledi.
Dünya Focus
Yorum Yaz