Selahattin Ülkümen ismi Van'a okul oldu!
Savaşı'nda Rodos Adası'nda yaşayan Türk asıllı Musevi vatandaşları kendi pasaportunu kullanarak kurtaran eski Rodos Başkonsolosu Selahattin Ülkümen'in ismini verdi
Musevi cemaati yardım için Van'da yaptırdığı okula, II. Dünya Savaşı'nda Rodos'ta Türk asıllı Musevileri kendi pasaportuyla kurtaran eski Başkonsolos Selahattin Ülkümen'in ismini verdi
Van, 23 Ekim 2011 tarihinde 7.2 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Büyük yıkımın ardından Türkiye'nin dört bir tarafından Van'a yardımlar aktı. Kimi battaniye gönderdi, kimi sırtındaki montunu, kimi de dolabındaki yiyeceği. En anlamlı yardımlardan biri de Türkiye'deki Musevi cemaatinden geldi. Deprem sonrasında yerle bir olan Kıratlı Köyü'ne cemaat 6 derslikli bir okul yaptırdı. Musevi cemaati okulun ismini koyarken de büyük bir vefa örneği gösterdi.
600 ÖĞRENCİ OKUYACAK
Sabah ve öğlenci olmak üzere toplam 600 öğrencinin eğitim göreceğini ifade eden Türk Musevileri Cemaati Sözcüsü Deniz Saporta, 1940-45 arasında Rodos'ta başkonsolos olarak görev yapan Selahattin Ülkümen'in kendileri için özel bir yeri olduğunu söyledi. "Selahattin Ülkümen'in bizim için özel bir yeri var" diye söze başlayan Saporta, Başkonsolos'un hem kendinin, hem de ailesinin hayatını riske atarak Yahudilerin Türkiye'ye gönderilmesine yardımcı olduğunu dile getirdi. Öldürülme tehlikesi taşıyan Türk asıllı Musevi vatandaşlara Türk pasaportu vererek adadan gemilerle Türkiye'ye gönderen Ülkümen'in çok değerli bir kişi olduğunun altını çizen Saporta şöyle devam etti: "Musevilere savaş sırasında yardım eden birbirinden değerli büyükelçiler, konsoloslar ve yetkililer oldu. Ancak Ülkümen aynı zamanda İsrail'de 'Uluslararası Dürüst' ödülüne de sahip bir kişi. Ayrıca kendisi, ölmeden önceki son günlerini de Balat'taki Orahayim Hastanesi'nde geçirdi. Hastanenin bakımını üstlendi. Bu kimselerin hikayeleri çok bilinmiyor. Oysa ki ne değerli insanlardı onlar." Okulun 5 Haziran'daki açılışına Selahattin Ülkümen'in oğlu Mehmet Ülkümen'in de katılması bekleniyor.
Sabah ve öğlenci olmak üzere toplam 600 öğrencinin eğitim göreceğini ifade eden Türk Musevileri Cemaati Sözcüsü Deniz Saporta, 1940-45 arasında Rodos'ta başkonsolos olarak görev yapan Selahattin Ülkümen'in kendileri için özel bir yeri olduğunu söyledi. "Selahattin Ülkümen'in bizim için özel bir yeri var" diye söze başlayan Saporta, Başkonsolos'un hem kendinin, hem de ailesinin hayatını riske atarak Yahudilerin Türkiye'ye gönderilmesine yardımcı olduğunu dile getirdi. Öldürülme tehlikesi taşıyan Türk asıllı Musevi vatandaşlara Türk pasaportu vererek adadan gemilerle Türkiye'ye gönderen Ülkümen'in çok değerli bir kişi olduğunun altını çizen Saporta şöyle devam etti: "Musevilere savaş sırasında yardım eden birbirinden değerli büyükelçiler, konsoloslar ve yetkililer oldu. Ancak Ülkümen aynı zamanda İsrail'de 'Uluslararası Dürüst' ödülüne de sahip bir kişi. Ayrıca kendisi, ölmeden önceki son günlerini de Balat'taki Orahayim Hastanesi'nde geçirdi. Hastanenin bakımını üstlendi. Bu kimselerin hikayeleri çok bilinmiyor. Oysa ki ne değerli insanlardı onlar." Okulun 5 Haziran'daki açılışına Selahattin Ülkümen'in oğlu Mehmet Ülkümen'in de katılması bekleniyor.
Cesaretleri belgesel oldu
Savaş sırasında sadece Rodos'ta değil, Fransa, Almanya ve Bulgaristan'da da Türk diplomatlar Musevileri kurtardı. Yapımcı Güneş Çelikkan'ın hazırladığı "Türk Pasaportu" filmine konu olan diplomatların cesaretleri, hayatta olan Musevilerin tanıklıklarıyla aktarılmıştı. Filme göre, savaş sırasında Türk konsolosluklarına bin 945 Yahudi kayıtlı idi. Mayıs-Şubat 1944'te Türk pasaportu verilen Musevileri Türkiye'ye getirmek için 8 tren seferi düzenlendi ve 650 kişi kurtarıldı. Kahraman diplomatlar arasında, Ülkümen'in dışında Marsilya Başkonsolosu Necdet Kent, Vichy Başkonsolosu Behiç Erkin, Varna Başkonsolosu Burhan Işın ile Hamburg Başkonsolosu Kudret Erbey de vardı.
Savaş sırasında sadece Rodos'ta değil, Fransa, Almanya ve Bulgaristan'da da Türk diplomatlar Musevileri kurtardı. Yapımcı Güneş Çelikkan'ın hazırladığı "Türk Pasaportu" filmine konu olan diplomatların cesaretleri, hayatta olan Musevilerin tanıklıklarıyla aktarılmıştı. Filme göre, savaş sırasında Türk konsolosluklarına bin 945 Yahudi kayıtlı idi. Mayıs-Şubat 1944'te Türk pasaportu verilen Musevileri Türkiye'ye getirmek için 8 tren seferi düzenlendi ve 650 kişi kurtarıldı. Kahraman diplomatlar arasında, Ülkümen'in dışında Marsilya Başkonsolosu Necdet Kent, Vichy Başkonsolosu Behiç Erkin, Varna Başkonsolosu Burhan Işın ile Hamburg Başkonsolosu Kudret Erbey de vardı.
BİLGE ESER/Sabah
Yorum Yaz