Serdar İnan: Gayrimenkul sektörü, Türkiye’nin ekonomisine nefes aldıracak!
Her dönemin gözde bir sektörü vardır. Günümüzde ise bu sektör kayıtsız şartsız inşaat ve gayrimenkuldür. Yabancıların ülkemize olan ilgisiyle de ülkemize çok miktarda döviz girişi olacak ve gayrimenkul sektörü ülke ekonomisine nefes aldıracak
Her dönemin gözde bir sektörü vardır. Günümüzde ise bu sektör kayıtsız şartsız inşaat ve gayrimenkuldür. Yabancıların ülkemize olan ilgisiyle de ülkemize çok miktarda döviz girişi olacak ve gayrimenkul sektörü ülke ekonomisine nefes aldıracak.
Sayın Başbakanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı yapmış olması, milletimizin gayrimenkule olan sevdası, İstanbul'a olan yurtiçi ve yurtdışından çılgın talep, sektördeki bu ivmenin motor güçlerini oluşturmaktadır.
Kısa dönem önce çıkan kentsel dönüşüm, mütekabiliyet ve 2B yasaları hükümetin bu konuya da ne kadar hassasiyet gösterdiğinin göstergeleridir. Ayrıca Avrupa'dan, Amerika'dan, Ortadoğu ve Orta Asya'dan şehrimize yönelik ciddi ve yoğun teveccüh, gelecekte gayrimenkulün istanbul'da ne kadar daha çok pırım yapacağını bize işaret ediyor. Bu sayede ülkemize çok miktarda döviz girişi gerçekleşecek ve gayrimenkul sektörü ülke ekonomimize nefes aldıracaktır.
İstanbul dünyanın başkenti
Evet, İstanbul yakın gelecekte Paris, Londra gibi çok yüksek fiyatların konuşulduğu bir şehir olacak. Zaten şimdiden, dünya listelerinde talebi en çok artanlar arasında şehrimiz bir numara. Nereden alıyor bu gücü derseniz, her dil başka bir şey söylüyor. Coğrafi konumu, 2 kıtanın kesişim noktası olması, tarihsel ve kültürel zenginlikleri ortada... Gerçekten İstanbul ile baş edebilecek şehirler dünyada çok kısıtlı. Roma desen tarihle eşleşse, doğal güzelliklerde sınıfta kalır, Londra desen iş ve ekonomisi ile yarışta öne geçse, kültürel değişkenliğiyle gene İstanbul'un ardında kalır. Ancak burada size şehrimizin çok daha farklı bir yönünden bahsedeceğim ve bu yönü ile belki de hiç bir kentte yakalanamayacak bir ayrıcalık elde edecektir. O yönü de gayrimenkule sevdalı bir halkı olmasıdır. Evet bugün ülkemizde en zenginler listesine baksak hep zenginliklerini gayrimenkule borçlu olduklarını görürüz, işte bankasını satan bir zenginimiz, yaptığı büyük gayrimenkul projesi ile servetini katlamıştır. Veya tekstil fabrikasını taşıyıp, şehir içinde kalan arsasını işi bilen müteahhit arkadaşına veren sanayici, bugüne kadar tekstilden kazandığı paradan daha fazlasını kazanmıştır. Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün, hatta babasından emekli maaşını alan Ayşe teyzenin ve işçi emeklisi Osman amcanın da bugün servetine baksanız sahip olduğu dairenin değeri en az 200 bin liralardadır. Belki de iş hayatı boyunca aldığı tüm maaşlarını yatırsa bugün sahip olduğu gayrimenkulünün değerine yaklaşamayacak binlerce emekli dul vatandaşımız vardır.
Evet örnek verecek olursak bugün inanlar inşaat'tan temelden gayrimenkul alan bir müşterimiz en azından işin teslimine kadar yüzde 40 pirim yakalasa ki, geçmiş bunun çok daha fazla örnekleriyle doludur, başta banka kredisi alırken ödediği yüzde 25'lik peşinata göre ilk yatırdığı paranın üzerinde yüzde 260 karı nerede ise garanti eder. Yaşanan bu kar hikayeleri, halkımızın gayrimenkul projelerine çok daha olumlu bakmasına sebeptir. Dünyanın başka hiçbir kentinde ya da ülkesinde geçmişi böylesine güzel gayrimenkul kazanç misalleriyle dolu başka bir ulusu yoktur. Bugün devletin sektöre getireceği konuşulan çeşitli sınırlamalarla ilgili basın tarafından bana gelen sorulara benim verdiğim cevaplar da hep bu paralellikte olmuştur.
Halkımız gayrimenkulden vazgeçmiyor
Kesinlikle hükümetin ülkenin dinamosu olan böylesine bir sektöre değil köstek her zaman yardım edeceği inancını taşımama rağmen körün taşı misali bir aksilik olsa dahi halkımız bağlasa dahi gayrimenkul almaktan vazgeçmedi ve vazgeçmeyecektir. Azınlıkta kalan kötü örnekler olsa da bu sektörde olabilecek bir krizde zaten bu ulusun gidebileceği başkaca da sektör yoktur nasılsa.
Son söz: Gayrimenkul ile var olduk ve var olacağız, diyelim...
Exclusive Homes
Yorum Yaz