ACELECİ BİR PATRONUM
Ofisinde projeler arasında mola verip bizi kırmayan Serdar İnan'a “Nasıl bir patronsunuz? İş görüşmelerinde özellikle dikkat ettiğiniz bir husus var mı?” diye soruyoruz: “İşlerin hızlı yapılmasını isteyen bir patronum. Çok fazla uzun toplantılar yapmam. Her sabah saat 07.00'de şantiyede kahvaltımız vardır. Ben de o kahvaltıya katılırım. Daha sonra satış ofislerine giderim. En son kendi ofisime gelirim...”
Bu haftaki sohbetimizi 'çılgın projeleri' olan bir inşaat patronuyla gerçekleştirdik. 1965 yılında kurulan İnanlar İnşaatın ikinci nesil Yönetim Kurulu Başkanı olan Serdar İnan'ın tek bir ağabeyi var o da Londra'da yaşıyor. Gerçekleştirdikleri 200'ü aşkın projenin 120'sinin kendisine ait olduğunu belirten Serdar İnan 23 yıldır Türkiye'ye mekan üretiyor...
Serdar İnan kimdir desem?
1965 Erzincan doğumluyum. 69 yılında İstanbul'a gelmişiz. Çocukluğum Maçka'da geçti. İlkokul 4. sınıfta okulun kantinini işletmeye başladım. Beşiktaş İnönü Stadı'nda da aynı zamanda sakız satıyordum. Babam bakkaldan bize hesap açtırmıştı, istediklerimizi bakkaldan alırdık. Ay sonunda hepsini öder, hesabı kapatırdı. Bir gün bakıyor ki, bakkaldaki hesap bayağı kabarık. Kızıyor, 'Sen beni mi kazıklıyorsun' diye. Bakkal da, 'Senin oğlan her gün buradan 80 liralık çikolata ve sakız alıyor' demiş. Çocuk aklıyla ben, bakkaldan aldığım çikolata ve sakızları aşağı mahallede aynı fiyata satardım. Buradaki amacım ise elime nakit para geçmesini sağlamaktı. Daha sonra o parayı da daha büyük işler yapmak için sermaye olarak kullanacaktım. Babam baktı ki ben çikolataları aynı fiyata satıyorum, gidip toptancıdan bana mal aldı, al bunları sat dedi. Böylece ben de ticarete atılmış oldum
Çocukluk yıllarınız sadece ticarete atılmaktan ibaret değil sanırım.
İlkokul hayatım hep kavga dövüşle geçti. Maçka'daki okulumuz o zamanlar sosyetik bir okuldu. Devlet okuluydu ama okulun yarısı Nişantaşı'nın zengin çocukları, yarısı ise fakir ailelerin çocuklarıyla doluydu. Zengin çocuklar gelir fakir çocukları döverdi. Tabii ben de zengin çocukları döverdim (gülerek). İlkokul hayatım böyle geçti. Daha sonra Robert Koleji'ni kazandım. Burada Amerikan kültürüyle tanıştık. Tabii biz Anadolu çocuğuyuz. Bu yüzden iki kültür birbirine karışınca, biz de epey bir bocalama sürecinden geçtik. İngilizce'ye karşı pek kabiliyetim olmadığı için 2 yıl hazırlık okudum ve okulu 8 yılda bitirdim.
Sonra İTÜ?
Mimarlık Bölümüne girdim. Baba mesleği inşaat olduğu için mimarlık yazdım ve okudum. Okul hayatım boyunca babamla çalıştım, sonra kendim işler yapmaya başladım.
AİLEME ÇOK DÜŞKÜNÜM
Evlilik ve 4 kıza sahip olmak...
1992 yılında evlendim ve 4 tane kızım var. Kız çocuklarını çok severim. 3 kızım Kanada Toronto'da okuyor. Biri ise, 'Baba ben seni bırakmam' dedi ve yanımda kaldı. Ben onlar için her zaman ilgili bir baba oldum ve onların hangi mesleği seçeceklerine dair onlara kabiliyet testi yaptırdım. Çünkü meslek seçimi çok önemli. Yıllarca çalıştıktan sonra insanlar işlerinde mutlu olmadıklarını fark ediyorlar. O yüzden benim tavsiyem, meslek seçimlerinden önce kendilerini bir teste soksunlar. Kızlarımdan birisi mimar, birisi iç mimar, birisi hukukçu, diğeri ise pazarlamacı oldu.
Okulu bitirdikten sonra ilk olarak hangi projeleri yaptınız?
İlk olarak Laleli'de Rus pazarında çarşılar yaptım. 200 tane dükkân yaptım. 97-98 gibi bu alanlar zayıflamaya başlayınca buralara geldik. Buralarda inşaat yapmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar 220'ye yakın proje gerçekleştirdik. 120'ye yakın projeyi ise ben yaptım. 23 senedir profesyonel olarak mimarlık yapıyorum. Hiç devlet ihalesine girmedim, TOKİ ihalesi almadım. Her zaman kendi sermayemizle bir şeyler yapmaya çalıştık.
Çılgın Proje; Kanal İstanbul ile adınız özdeşleşti gibi, projenin son durumu nedir, siz neler planlıyorsunuz?
Kanal İstanbul'un startı Nisan'da verilecek. Başbakanımız Nisan ayında bu projeyi açıklayacak. Küçükçekmece koyundan başlayıp, Sazlıdere Barajı'ndan Karadeniz'e bağlanacak, böylece gemiler buradan geçecek. Gemiler bu Kanal'dan geçtikleri zaman, Boğaz daha nezih bir hale gelecek. Bu projenin yapılacağına ve başarılı olacağına Başbakan kadar ben de yürekten inanıyorum.
HİÇ DURMAYAN TREN!
Kanal İstanbul'un yanı sıra çok daha başka projelerim de var. Mesela, duraklarda durmayan tren yapmayı düşünüyorum. Trene bindiğiniz zaman, tren durmadan gidiyor ve siz istediğiniz zaman inebiliyorsunuz. Tren ön taraftan makastan öne geçiyor, arkadaki tren öndekine yetişip birleşiyor. Siz inmek istediğiniz zaman arka vagonu geçip ayrılıyorsunuz, böylece inmiş oluyorsunuz. En arka vagona geçmezsen inemezsin. Bu tren devamlı olarak önde birleşip arkadan ayrılıyor. Ben bu projemi ilgili Bakanlara ve Devlet Demir Yolları Genel Müdürü'ne gösterdim.
Marmara'nın etrafı 600 km. Bu trenle Marmara'nın etrafını döneceğiz. Normal trene bindiğin zaman, her durakta durduğu için çok fazla zaman kaybediyorsun. Ama bizim gerçekleştireceğimiz bu proje ile en kısa zamanda istenilen yerlere ulaşım sağlanabilecek. Buradan Bandırma 1 saat, Bursa yarım saat, Çanakkale ise 40 dakika sürecek. İstanbul'un nüfusunu böylece Marmara'ya yaymış olacağız.
Tren projesinin yanında 'Havvada' diye başka bir projeniz var ki, resimleri, katalogu bile göz kamaştırıyor...
Havvada Adası, bu projeyi Amerika'da çizdirdim. Kanal İstanbul açığında hemen havaalanıyla bağlantılı bir suni ada. 300 bin kişi bu adada yaşayacak. Adanın çapı ise 3 kilometre. Bu ada Kanal İstanbul'dan çıkan hafriyatlarla doldurulacak ve 30 milyar dolar maliyetinde, 100 milyar dolar satış, 70 milyar dolar ise kâr sağlanacak. Bu ada tıpkı bir şehir gibi inşa edilecek. Benim inşaat yaptığım yerler çok gelişecek, ona göre proje yapıyoruz. Atakent, Kartal, Sarıyer gelecekteki günlerde oldukça gelişme gösteren ilçeler olacaktır.
İleriye dönük hedefleriniz neler?
2062'ye kadar yani 97 yaşıma kadar yaşamayı istiyorum ve hatta o yıllara kadar yapacağım işlerin planını bile yaptım. Mesela yakın zamanda yapacağım işler var. Bunlardan bir tanesi kafamda yazmış olduğum 5 tane kitabı sinema filmi haline dönüştüreceğim. Çünkü sinemayı çok seviyorum.
SOHBET ERZİNCAN'A UZANIR…
Terzi Baba'nın torunuyum
Erzincan'daki Terzi Baba Hazretleri'yle akrabalığınız doğru mu?
Terzi Baba Hazretleri'nin altıncı göbek torunuyum. Halidi Bağdadi Hazretleri tarafından görevlendirilen, Abdullah Mekki tarafından ele alınan bir şahsiyettir. Halidi Bağdadi Şam'da bir hazrettir. Abdullah Mekki'ye der ki; 'Anadolu'ya gideceksin, etrafı dağlık, ortası bağlık bir yer var, orada bir hazret var, onu da bulacaksın ve ona benim elimi vereceksin. O da buluveriyor. Bu hazret de terzilik yapmaktadır. Mekki'nin elini veriyor. Hazreti Bağdadi'nin eli böylece Terzi Baba'ya geçmiş oluyor.
Robert Koleji, İTÜ Mimarlık
Serdar İnan'ın 4 kızı hayattaki her şeyi...
O BİR ŞAİR VE YAZAR
Yavuz Sultan Selim Han'ın sinema filmini çekmek istiyor
Kültüre ilgisinin öğrenciliğinden beri var olduğunu belirten Serdar İnan bir şiir âşığı...
Şairliğinizi sonradan mı keşfettiniz, okul yıllarınızda da yazıyor muydunuz?
Okul yıllarımda öğretmenimiz komposizyon yazın derdi, fakat ben yazacak konu bulamazdım. İlk şiirimi 1996 yılında yazdım. Bugüne kadar 5 tane şiir ve makale kitabı çıkarttım. Şiir ve makaleyi çok çabuk yazabiliyorum. Bazen aklıma hiçbir şey gelmezken, bazen ise peş peşe şiir yazabiliyorum. Aynı zamanda Twitter kitabı çıkartıyorum. Özlü tweetleri kitap haline çeviriyorum.
BANA SABAHLARI İLHAM GELİR
Kitaplarınızın içeriği nedir? Nasıl yazıyorsunuz, bunun için bir ortam gerekli mi sizce?
Her yazarın bir yazma stili vardır. Kimisi gider bir yere, çekilir kabuğuna ve uzun süre orada kalır. Benim ilhamım ise sabah yalnızken, müzik dinlerken, yolda yürürken yani hiç ummadığım bir anda gelebilir. Kitaplarımda genel olarak aşk şiirleri, tasavvuf şiirleri, gündelik olayların şiirleri vardır. Aynı konuları makalelerimde de işliyorum. Örnek vermek gerekirse, “Niye dünyaya geldik, neden gidiyoruz” gibi dünyevi konuları işlediğim makalelerim var. Onun dışında mimarlıkla ilgili olanlar da var. Her çeşit makale ve ya şiir yazabiliyorum. Kitaplarımdan birinin adı Asl-ı Suret. Biz hepimiz aslında dünyada suretler halindeyiz. Suret ise beyazdır. Siyahın içinden de beyaz çıkar. Milyon tane rengi karıştırırsan yine beyazı elde edersin. Dünya da, renklerin bir araya geldiği haldir. Bu kitabımın da böyle bir hikâyesi vardır.
PAHALI BÜTÇELİ FİLME İHTİYAÇ VAR
Kitaptan sonra sanatın bir başka dalını düşünüyor musunuz?
Sinemayla... Düşüncelerimi, fikirlerimi insanlara aktarmak kitabın yanı sıra sinemayla daha mümkün ve daha kolay. Toplumumuzda çok fazla kitap okuma kültürü yok ama sinema kültürü vardır. Ayrıca yapılacak filmlerin ciddi bir bütçesi olması gerekir. Çünkü ucuz bütçeyle yapılan filmi izleyicilere tam olarak aktaramazsın. Türkiye henüz çok pahalı bir bütçeyle yapılacak bir filme hazır değil. Çünkü filmin tutulmazsa, harcadığınız paralar çöpe gidebilir, siz de batabilirsiniz.
İnşaatla ilgili projeleri paylaştık, bir de sanatla ilgili olan projeleri paylaşalım...
Yavuz Sultan Selim'in hayatını çekmek istiyorum. Osmanlı Padişahlarının içinde gerçekten görünmeyen bir kahramandır. Aynı zamanda tek eşlidir ve haremi de yoktur. Yemekleri tahta kaşıkla yemiştir. Çok romantik bir adamdır ve gerçekten tanınması gereken biridir.
GURBET KALAY ZORBA/Türkiye
Yorum Yaz