Sosyoloji gözüyle gayrimenkul sektörü
“Gayrimenkul Sektörüne Sosyolojik Bakış” oturumunda sektöre şimdiye kadar hiç bakılmamış bir pencereden bakıldı. Yıllar içinde gelişen ve değişen şehir hayatının özelliklerinden bahsedilen oturumda, yeni trendlerin insanlar üzerinde yaptığı etkiler tartışıldı.
“Gayrimenkul Sektörüne Sosyolojik Bakış” oturumunda sektöre şimdiye kadar hiç bakılmamış bir pencereden bakıldı. Yıllar içinde gelişen ve değişen şehir hayatının özelliklerinden bahsedilen oturumda, yeni trendlerin insanlar üzerinde sağladığı etkiler tartışıldı.
Dördüncü oturumun konuk konuşmacısı Can Paker'di. TESEV Başkanı Paker, konuşmasında “Toplumun yapısı kendine girişimci bir sınıf oluşturmuş ve aynı zamanda onun çevresinde olan bir orta sınıf da oluşmuştur.” dedi. Özal döneminde kapitalin serbest dolaşımının birçok imkanlar sağladığını söyleyen Paker; “Bugünkü olaylar geçmişin elitist girişimcileri ile geçmişin köylüleri bugünün yeni girişimcileri arasında yaşanıyor.” dedi. Türkiye'de seçmenin yönelimlerinden de bahseden Paker, seçmenlerin kendi menfaatleri üzerinden oy verdiklerini söyledi. Paker ayrıca Kürt sorunu, Avrupa birliği ve laiklik konularına da değindi.
Atlas Proje ve Arazi Geliştirme Başkanı Tavit Köletavitoğlu'nun oturum başkanlığını yürüttüğü oturumdaki konuşmasında; her ülkenin kendi sosyolojik özellikleri olduğuna dikkat çekti. Kırsal bölgelerden göç alan kentlerin, bu göçleri sindiremeden büyümeye devam ettiğini ekleyen Köletavitoğlu; “Kentleşiyoruz ama acaba ne kadar kentlileşiyoruz?” sorusunu sordu. Gayrimenkul sektörünün kentlilerin ihtiyacına göre şekillendiğini ya da ihtiyaç duyduklarını da sözlerine ekledi.
Oturumda ikinci olarak Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. A. Didem Danış konuşma yaptı. Danış, konuşmasında yeni orta sınıf kavramından ve onların yeni ihtiyaçlarından bahsetti. Sanayinin yoğunlaştığı Kocaeli, Manisa ve Tekirdağ ile, Denizli, Gaziantep ve Kayseri gibi “Anadolu Kaplanları” denilen şehirlerde, bunlara ek olarak Muğla, Mersin ve Antalya gibi hızlı gelişen şehirlerde İstanbul'da üretilen modellerin yeniden hayata geçirildiğini söyledi. Bu şehirlerin göç aldıklarını da sözlerine ekledi. Danış, gelir dağılımındaki eşitsizliğin sağladığı sınıflar arası gerilime dikkat çekerek sözlerini tamamladı.
Didem Danış'ın ardından söz alan AYD Başkanı Hakan Kodal, tüketicilerin AVM'lere bakışı ve AVM'lerin sosyal hayata ve topluma getirdiği yeniliklerden bahsetti. Kodal; “AVM'ler buluşma noktaları ve özellikle kadınlar kendilerini AVM'lerde güvende hissediyorlar. Demek ki bizim kentlerimiz bu güvenli ortamı onlara sunamıyor.” dedi.
Oturumun dördüncü konuşmacısı SİNPAŞ GYO İcra Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik'ti. Çelik, 90'lardan sonra kişilerin gelir düzeyi arttıkça ve toplumun yapısı değiştikçe sitelere ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Sorunun yalnızca güvenlik ihtiyacı olmadığını da vurgulan Çelik, “Gelirler bu düzeyde kalacaksa gayrimenkul sektörü de bu seviyelerde kalır.” dedi.
Ömer Faruk Çelik'in ardından söz alan Garanti Mortgage Genel Müdürü Cemal Onaran, “Amerika'da bir kişi hayatı boyunca 8 defa ev değiştirir. Türkler hayatları boyunca bir ev alıp oturmak istiyorlardı. Bu artık değişti. Dikkat edin piyasadaki projelerde 1+1 ler ya da 2+1'ler diğerlerinden daha çok.” dedi. Türkiye'de konuta ciddi bir talep olduğuna da değinen Cemal Onaran, bu talep de doğal olarak bankacıların iştahını kabartıyor diye ekledi. Konut kredisi verdikleri müşterilerin %75'inin lise – üniversite mezunu olduğunu da vurguladı.
Oturumun ve gayrimenkul zirvesinin bir diğer konuşmacısı olan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan; “Şehir planlamaları daha iyi noktalara gittikçe insanlar AVM'leri tercih etmemeye başlayacaklar” dedi. Hizmet alamayan kişilerin mahallelerini bırakıp şehir dışındaki gettolara yerleşmeye ve toplumdan uzaklaşmaya başladıklarını vurgulayan Demircan, “Beyoğlu belediyesinde hiç site yoktur sadece mahalleler vardır. Siz mahallenin okulunu onarırsanız, suyunu verirseniz, imkanlarını sağlarsanız ve belediyecilik hizmetlerini düzgün verirseniz gitmezler.” diye ekledi. Bir mahallenin ortak alanlarıyla var olduğuna da dikkat çeken Demircan, bu ortak alanların soysal yaşamı desteklediğini belirtti. Ahmet Misbah Demircan, sözlerini “Şehirler vizyonları ile vardır. Beyoğlu'nun vizyonu belli.” diye noktaladı.
Uzun yıllardır Türkiye'de yaşayan, özellikle İstanbul üzerine yaptığı araştırmalarla öne çıkan Jean- François Perouse, Ahmet Misbah Demircan'ın ardından söz aldı. Konut sektörünün bilinmeyenlerden oluştuğunu söyleyen Perouse, sektörü şekillendirenin talepten çok arzın olup olmadığına bakılması gerektiğini ve yöntemlerin sosyal adalet anlamında konut sahibi olmak isteyenlere destek olması gerektiğini belirtti.
Oturumun son konuşmacısı, yürüttüğü çalışmalar ile Türk insanının profilini çıkaran araştırmacı Bülent Tanla idi. Tanla sosyal verilerin iyi okunması gerektiğini vurguladı. Birlikte yaşama kültürünün önemine de dikkat çeken Bülent Tanla, farklılıkların birlikte olması gerektiğini belirtti. Türkiye'de gayrimenkul sektörü ve bankaların durumunun iyiye gideceğini sözlerine ekleyen Tanla, “Gayrimenkul sektörü siyasetten ve siyasetçiden uzaklaşmalı.” diyerek sözlerini tamamladı.
- Etiketler:
- emlak sektörü
- gyoder
Yorum Yaz