Tat Towers davasında neler oluyor?
Türkiye’nin en zengin 27. kişisi seçilen Mehmet Salih Tatlıcı’nın oğulları arasında devam eden miras davasında enteresan gelişmeler yaşanıyor.
Tatlıcı Ailesi'nin miras davasında Mehmet Tatlıcı'nın, ardı ardına yaptığı “reddi hâkim” taleplerinde iki farklı karar alındı… 21- 01- 2011 tarihinde yaptığı reddi hâkim talebi; MK. 2. maddesindeki dürüst davranma kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle reddedildi… 24- 01- 2011 tarihli ikinci talebi ise; dava hâkiminin, davaya bakamayacağı hallerden hiçbirisinin bulunmadığı ve yine hâkimin çekilmesini gerektirecek hallerden hiçbirinin şartlarının bulunmadığı sonucuna ulaşılmasına rağmen kabul edildi… Uğur Tatlıcı kararın bozulması için Yargıtay'a başvurdu…
Forbes Dergisi tarafından 2006 yılında Türkiye'nin en zengin 27. kişisi seçilen Mehmet Salih Tatlıcı'nın oğulları arasında devam eden miras davasında enteresan gelişmeler yaşanıyor.
Davacı Mehmet Tatlıcı'nın ardı ardına verdiği “reddi hâkim” taleplerinde iki farklı karara varıldı. Mehmet Tatlıcı'nın 21 Ocak 2011 tarihinde yaptığı reddi hâkim talebi şu gerekçe ile reddedildi:
“Davacı taraf (Mehmet Tatlıcı)hâkim hakkında şikâyette bulunmak suretiyle husumet yarattıktan sonra, bunu ileri sürerek hâkimin davadan çekilmesini istemek, MK. 2. maddesindeki dürüst davranma kuralına aykırıdır. HUMK'nın 28. maddesindeki davadan çekilmenin koşulları bulunmamaktadır. Tüm dosya içeriğinden reddi istenen hâkimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren nedenlerin de bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle reddi hâkim isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
Reddi istenen hâkim ise, aynı gerekçeli kararda, kendi görüşleri olarak şunları vurguladı: “Davacı Mehmet Tatlıcı şahsımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikâyet etmiştir. Benim bu davadan çekilmem talep edilmektedir. Hakkımda yapılan şikâyetle ilgili dosyaya şikâyet sebepleri ve şikâyet dilekçesi ibraz edilmemiştir. Şikayet dilekçesi dosyaya ibraz edilmediğinden, ne ile itham edildiğim belli değildir. Daha önceden aynı davacının açmış olduğu, başka bir dosyada yine aynı iddiada bulunarak çekilmem talep edilmiştir, bu durumda davacının mahkememizden başka dosyalarının da bulunması muhtemeldir. Sırf bu şekilde dilekçe vererek hâkimin davaya bakmasını engellemeye çalışmak bana göre uygun değildir…”
Mehmet Tatlıcı, kendi oluşturduğu husumet iddiası sonucu hâkimin çekilmesini sağladı
Mehmet Tatlıcı'nın 24 Ocak 2011 tarihli,reddi hâkim talepli ikinci dilekçesi ise; hâkimin davaya bakamayacağı hallerden hiçbirinin bulunmadığı ve yine hâkimin çekilmesini gerektiren hallerden hiçbirinin şartlarının bulunmadığı sonucuna varılmasına rağmen, şu gerekçeyle kabul edildi:
“Reddi istenen hâkim, davacının (Mehmet Tatlıcı)Sarıyer 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde bakılan 2009/1 tereke sayılı dosya ile ilgili olarak kendisini şikâyet ettiğini, hakkında yapılan şikâyet sebebiyle davacı ile aralarında husumet bulunmasının muhtemel olduğunu, mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak olması gerektiğinden davadan çekilmesinin uygun olacağını bildirdiğinden; yargı, yargıç ve kararların her türlü şüpheden uzak, saygın ve güvenirli olması adaletin her türlü kuşkudan uzak olarak gerçekleşmesi için…”
Uğur Tatlıcı kararın bozulması için Yargıtay'a başvurdu
Bu gelişme üzerine reddi hâkim kararının bozulması için Yargıtay'a başvuran Uğur Tatlıcı'nın avukatları başvuru dilekçesinde; “Bütün bu uyuşmazlıkların kökeninde, merhum M. Salih Tatlıcı'nın, oğlu Mehmet Tatlıcı'yı saklı payı ile yetinmesine ve terekeden kural olarak sadece para elde edebileceğine ilişkin ölüme bağlı tasarrufu yatmaktadır. Davacı Mehmet Tatlıcı'nın açtığı bütün bu davaların, savcılık şikâyetlerinin yegâne amacı müvekkillerimizi haksız yere üzmek, taciz etmek ve yıpratmaktır ve Mehmet Tatlıcı bütün bu davalarla, aslında onları bu miras uyuşmazlığı sürecinde haksız bir biçimde anlaşmaya zorlama amacı gütmektedir…” şeklinde görüş belirtiliyor.
Amaç sadece TAT Towers'ın kararlarını akamete uğratmak
Uğur Tatlıcı'nın avukatları tarafından Yargıtay'a sunulan dilekçede, davacı Mehmet Tatlıcı'nın davranışlarının temel sebebi olarak şunlar gösteriliyor:“Mehmet Tatlıcı, terekedeki (TAT Towers dışındaki) diğer taşınmazların Sarıyer 1. Sulh Hukuk Mahkemesi denetiminde tereke yöneticileri tarafından kiralanmasına ilişkin iş ve işlemlere hiçbir şekilde karşı çıkmamıştır. Sadece Tat Towers'ın kiralanmasına ilişkin olanları akamete uğratmak istemektedir.” İddiaya neden olarak ise; “Tat Towers'ın kiralanması halinde, haklarında gerek Türkiye'de gerek ABD'de Florida'da birçok dava açtığı Uğur Tatlıcı ve Nurten Tatlıcı'nın, anılan taşınmazdan 1/8'er oranda (tereke dışı) müşterek malik olmaları nedeniyle kira bedeli elde etmeye başlayacakları…”gösteriliyor.
Dilekçede, Sarıyer 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin, Tat Towers'ın “korumasına ve hayat bulmasına”, “ekonomiye kazandırılmasına” ve “devlete vergi geliri sağlamasına” ilişkin çabasının önemine vurgu yapılıyor. Ve şu görüşlere yer veriliyor: “Davacı Mehmet Tatlıcı, mahkeme ve tereke yöneticilerinin bu samimi gayretine engel olmak için yaptığı tüm girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine çareyi dava hâkimini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikâyet etmekte bulmuştur. Ve ardından bu şikâyetini gerekçe göstererek, hâkimle arasında husumet doğduğunu ve hâkimin çekilmesi gerektiğini beyan etmiş ve o ana kadar elde edemediği, hâkimin reddine ilişkin bir olanağa kavuşmuştur…”
Dilekçede ayrıca; “… bu kararın bozulmaması durumunda, genel olarak, kendileri hakkında yargılama faaliyetinde bulunan bir hâkimin verdiği kararı beğenmeyen, hatta kendi menfaatlerine aykırı gören her davalının veya davacının, hâkimle arasında husumet yaratacak şekilde onu yersiz bir biçimde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet yoluna gidebileceği ve hâkimleri baskı altına alabilecek veya onları zan altında bırakabilecek ya da onlar hakkında yargı çevrelerinde veya kamuoyunda şüphe uyanmasına neden olabilecek sonuçlar doğuracak bir şekilde istediğini elde edebileceği” belirtiliyor.
Konuyla ilgili bir de açıklama yapan Uğur Tatlıcı, üvey kardeşi Mehmet Tatlıcı'nın miras davası sürecindeki yaklaşımlarına değinerek şunları söyledi: “Üvey kardeşim Mehmet Tatlıcı, birilerinin kendisine babamızın ölüm gününü hatırlatmadığından olsa gerek, babamızın ikinci ölüm yıldönümünden üç gün sonra verdiği anma ilanında aynen‘Eserlerine katacağımız eserler…' ifadesini kullanmıştır. Ama öte yandan, miras davası sürecinde, bizzat babamızın en önemli eserlerinden biri olan ve İstanbul'un bir simgesi haline gelmiş TAT Towers'ın kaçak olduğu ve hatta yıkılması gerektiği yönündeki asılsız iddiasıyla, işi mahkemeye dilekçe vermeye kadar vardırmıştır. Sevgili üvey kardeşim artık bir karar vermeli: Hakikaten ‘babamızın eserlerine eser mi katacak'; yoksa gazete ilanları ile şov yapmaya, mahkeme hâkimlerini, beni ve annemi haksız iddialarla karalamaya çalışmaya devam mı edecek? Kendisinin son hamlesi, TAT Towers'ın ekonomiye kazandırılmasına, yasalar çerçevesinde tüm iyi niyetiyle gayret eden miras davasının hâkimini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet ederek yapay bir husumet yaratıp; yargının gerek görmemesine rağmen onun davadan çekilmesini sağlamak olmuştur. O zaman herkes aynı şeyi yapsın. Hâkimin verdiği kararlar hoşuna gitmiyor mu? HSYK'ya şikayet ederek yapay bir husumet yaratsın; sonra bu gerekçeyle hâkimi reddetsin ya da çekilmesini sağlasın... Florida'da açtığı davada da mahkemeye noter onaylı manipüle edilmiş bir tercüme sunmuştu. Ama Türk adaleti kendisine ‘evrakta sahtecilikten', 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı… Üvey kardeşim umarım bir gün, bu dürüstlük ilkesine aykırı hamleleri ile hiçbir yere varamayacağını anlar.”
Yorum Yaz