Türk ekibi Cem Uzan'ı işte böyle avladı
Uzanlar’ın 10.1 milyar dolar tazminat istediği Libananco davasını Türkiye’ye kazandıran ekipte, 30’dan fazla avukat, 15’in üzerinde adli tıp ve teknik uzman yer aldı.
Uzanlar'ın 10.1 milyar dolar tazminat istediği Libananco davasını Türkiye'ye kazandıran ekipte, 30'dan fazla avukat, 15'in üzerinde adli tıp ve teknik uzman yer aldı. “CSI Türkiye” denilen bu ekibin beyin takımı ise Aydın Coşar, Utku Coşar ve Brian King oldu. “Film olur” denilen bu davada, 3 uzman avukat Uzanlar'ın 4 kez ana senaryosunu değiştirmesine neden oldu.
UZAN Grubu'nun açtığı ve kaybettiği Libananco davasında Türkiye'nin haklılığı kadar, Uzanlar'ı hezimete uğratan ekibin başarısı da konuşuluyor. Uzanlar'ın istediği 10.1 milyar dolarlık tazminatla, Türkiye'nin uluslararası areneda karşı karşıya kaldığı en büyük davayı yürüten 3 avukat, 5 yıllık sessizliklerini Hürriyet için bozarken, anlattıkları olaylar ABD'de yaygın olarak izlenen CSI New York, CSI Miami gibi kriminal-dedektiflik dizilerini aratmadı.
“CSI Türkiye” olarak olarak anılan ekibe başkanlık eden Aydın Coşar, Utku Coşar ve Brian King, 5 yıllık dava sürecinde, Uzanlar'ı 4 kez ana senaryo olmak üzere, defalarca ifade ve delil değiştirmek zorunda bıraktı.
Libananco davasında Türkiye'yi birlikte temsil eden Coşar Avukatlık Bürosu ve dünyanın tahkim konusunda önde gelen hukuk bürolarından Freshfields Bruckhaus Deringer'in oluşturduğu savunma ekibinde, 30'dan fazla avukat, 15'in üzerinde adli tıp uzmanı ve teknik uzman görev aldı. Bu ekibin beyin takımını ise Freshfields ortaklarından Jan Paulsson, Lucy Reed ve Avukat Brian King ile birlikte, Coşar Avukatlık Bürosu'nun Kurucu Başkanı Avukat Aydın Coşar, Coşar Avukatlık Bürosu avukatlarından Utku Coşar oluşturdu. Dava süreci konusunda sorularımızı yanıtlayan Aydın Çoşar, Utku Çoşar ve Brian King'in ilk söyledikleri 5 yıldır haftasonu tatili yapmayı unuttukları oldu. Davanın geniş kapsamı, Washington ve Paris'te 10 saati bulan duruşmalar, uluslararası düzeyde profesyonelce düzenlenmiş sahte belgeler gibi filmlere konu olacak gelişmelerin yaşandığı süreç avukat ve araştırma ekibinin arasında ‘film olur' yorumlarına yol açtı. Brian King, film olursa rollerin nasıl dağıtılacağını da konuştuklarını belirterek, “George Clooney ve Brad Pitt rol verilenler arasında en favori isimler oldu” dedi.
Davaların hepsi kazanıldı
Bu arada Uzanlar'ın 2003'ten bu yana Türkiye aleyhine sayısız dava açtıklarını kaydeden Aydın Coşar şunları anlattı: “2003'te Uzanlar Danıştay'da 4 ayrı dava açtılar. Ayrıca 650 hissedar da aynı şekilde Türkiye aleyhine dava açtılar. Sonra bu 650 kişiden 157'si ve Kemal Uzan, ÇEAŞ ve Kepez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gittiler. Türkiye aleyhine ICSID ve AİHM'de Libananco dışında yine Uzanlara ait Polonyalı Europe Cement ve Nowa Huta şirketlerinin açtığı davalar dahil 230 milyar doların üzerinde tazminat talebiyle davalar açıldı. Türkiye bütün bu davaları kazandı ve hiçbir tazminat ödemedi.”
Elektrik direklerinin geçtiği 60 bin arazi üzerlerine geçmiş
AYDIN Coşar sürece ilişkin şu detayları anlattı: “Bu tespitlerimiz sonucunda Danıştay, 2003'te imtiyaz sözleşmelerinin feshinin hukuka uygun olduğu yönünde kararlar verdi. AİHM de Danıştay'ın bu kararlarının hukuka uygun kararlar olduğunu açıkladı. Bu durum, Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi ICSID'de elimizi güçlendirdi. Yaptığımız araştırmalarda gördük ki, Uzanlar, hakları olmadığı halde, imtiyaz hakkına sahip oldukları bölgelerden geçen iletim hatlarının direklerinin bulunduğu araziler de dâhil olmak üzere devlete ait toplam 60 bin arazinin mülkiyet haklarını üstlerine geçirmişler, haksız bir şekilde ÇEAŞ ve Kepez adına bunları tescil ettirmişler. Hukuka aykırı bu davranışlarına rağmen, imtiyaz sözleşmelerinin feshi sonrasında da, yanlış ve yanıltıcı şekilde devletin kendilerinin tapulu arazilerine el koyduğunu iddia edebildiler.”
Yazıcıdaki görünmez kod sahtekarlığı ele verdi
DAVANIN kazanılmasındaki kilit gelişmelerden birini ise Utku Çoşar şöyle anlattı: “Washington'da 3 hafta boyunca Uzanlar'ın savunmalarının ana çatısını kurdukları Ekim 2002 Mayıs 2003 arası tarihli hisse devri belgelerini inceledik. Ekibimizde Amerikan Gizli Servisi için çalışan bir uzmanımız vardı. Onun kullandığı bir makinede belgeleri tek tek inceledik. Makine, 1 Nisan 2002 tarihli gösterilen bir belgenin üzerinde gözle görülmeyen bir kod tespit etti. Gizli servis uzmanı bize ‘Bu kodun ne olduğunu ancak sizin ülkenizde ‘sahtecilikle mücadelede görevlendirilmiş bir kurum bilir' dedi. Türkiye'de bu kurumun Merkez Bankası olduğunu öğrendik. Onlarla bu kodu paylaştık. Bu, Minolta marka bir yazıcının koduymuş. Aldığımız bilgiye göre, üzerinde 1 Nisan 2002 tarihi bulunan belgenin basımında kullanılan bu yazıcı 2007 yılında üretilerek, piyasaya sunulmuş. Bu durumda 2002 tarihli belgenin bu yazıcıda basılması imkansız olduğu için en önemli belgenin sahteliğini ortaya koymuş olduk.”
Uçuş listesi toplayan koleksiyoncu bulundu
LIBANANCO şirketinin sahibi olan Ali Cenk Türkkan'ın iddia ettiği tarihlerde Amman'dan Güney Kıbrıs'a uçmadığını kanıtlamak için ciddi araştırma süreci yaşadıklarını anlatan Brian King, şunları söyledi: 1 Nisan 2002'de Amman'dan Güney Kıbrıs'a direk uçtuğunu iddia eden Türkkan'ın iddiasını çürütmek için uçuş listesi kitapçıklarını toplayan bir koleksiyoncu bulup, Ürdün Havayollarının o yıla ait kitapçığını satın aldık. Böyle bir uçuş olmadığını kanıtladık. Kaldığını iddia ettiği otelin o dönem ki kayıtlarına ulaşarak bunun da gerçek olmadığını kanıtladık” dedi.
Çapraz sorgu için Ürdün'den Fransa'ya özel hat döşendi
UZANLAR'ın davanın seyrini etkilemek Ali Cenk Türkkan'ın çapraz sorgusuyla ilgili zorluk çıkardıklarını anlatan Utku Coşar, buna ilişkin buldukları çözümü şöyle anlattı: “Ali Cenk Türkkan'ın çapraz sorguda anlatacakları çok önemliydi. Ancak kendisinin pasaportunun süresinin dolduğu ve kırmızı bültenle arandığı için Ürdün'den çıkamayacağı gerekçesiyle video-konferans yoluyla sorgusunun yapılması gündeme geldi. Video-konferansta ses ve görüntü kaybı çok oluyor. Sonunda Sayın Başbakan'ın da kullandığı konuşmacıların aynı odada olduğu hissini verecek kadar gelişmiş bir teknoloji olan Tele-presence teknolojisine ulaştık. Cisco Sytems ve Türk Telekom sadece görüşme ücretiyle bizim için bu sistemi Amman-Paris arasında kurdular. Amman'dan Paris'e hat çekildi, sorgu yapıldı. Çapraz sorgu için de dünyanın en iyi avukatlarından Mark Howard Q.C. ile çalıştık, sonuç çok başarılı oldu.”
- Etiketler:
- cem uzan
- uzan ailesi
- türk ekibi
Yorum Yaz