Türkiye İMSAD, temmuz ayı sektör raporunu açıkladı
Haziran ayında bir önceki aya göre 3,6 puan gerileyen mevcut inşaat işleri seviyesi Temmuz ayında 1,1 puan yükseldi.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)'nin, sektörün çatı kuruluşu olarak hazırladığı ‘Temmuz 2018 Sektör Raporu'nda şu tespitler yer aldı: Mevcut inşaat işleri seviyesi geleneksel olarak yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde mevsimsellik etkisi ile önemli artış gösterir. Ancak 2018 yılı ikinci çeyreğinde mevcut işler seviyesi Nisan ayındaki artışın ardından seçimlerin yarattığı belirsizlikler ile Mayıs ayında önce durağanlaştı, Haziran ayında ise bir önceki aya göre 3,6 puan geriledi. Temmuz ayında ise mevcut işler seviyesi bir önceki aya göre 1,1 puan yükseldi. Mevcut işler seviyesinin geçen yılların oldukça altında olması ve işlerdeki zayıflıkta, finansman olanaklarındaki sıkılaşma ile birlikte ekonomideki belirsizliklerin etkisi oldu. Mevcut işler seviyesinde yaşanacak hareketlenmede, ekonomi politikalarının etkili olması bekleniyor.
Yeni alınan inşaat işleri seviyesi 1,7 puan ile sınırlı bir artış gösterdi
Yeni iş siparişleri, seçim kararının ardından Mayıs ayında bir önceki aya göre 2,2 puan, Haziran ayında ise bir önceki aya göre 3,4 puan gerilemişti. Temmuz ayında ise seçimlerin sona ermesiyle birlikte yeni alınan işler endeksi bir önceki aya göre 1,7 puan artış gösterdi. Seçim sonrası dönemin ekonomik belirsizlikleri inşaat sektöründe yeni iş siparişlerini sınırlamaya devam ediyor. Yeni siparişlerin geleceğini de, uygulanacak ekonomi politikalarının belirleyeceği belirtiliyor.
Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri ümit veriyor
Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri kapsamında, yurtdışında alınan projelerin sayısı ve tutarı sektöre ümit veriyor. 2015, 2016 ve 2017 yıllarında yurtdışından alınan müteahhitlik projelerinde önemli düşüşler yaşanmıştı. 2018 yılının ilk yarısında ise 84 proje alındı ve bu projelerin toplam tutarı 9,21 milyar doları buldu. Yurtdışı müteahhitlik işlerindeki bu artışta, özellikle geleneksel pazarlarımızdaki ekonomik iyileşmeye bağlı olarak yeni projelerin hızlanması etkili oldu. Petrol ve emtia fiyatlarındaki artışlar geleneksel pazarlarımızda ekonomi ve inşaat alanında iyileşmelere yol açıyor. Dolayısıyla 2018 yılında son 4 yılın en iyi performansının yaşanması bekleniyor.
Yabancıların konut alımı son 6 yılın zirvesinde
2018 yılının ilk yarısında yabancıların konut alımı 11 bin 816 olarak gerçekleşti ve son 6 yılın en yüksek konut satın alımı yaşandı. Yabancılara konut satışı düzenlemesi 2012 Haziran ayından itibaren başlamış ve ilerleyen yıllarda ilave düzenlemeler ile yabancıların konut alımı teşvik edilmişti. Ancak Türkiye'de 2013 yılından itibaren yaşanan ekonomik, siyasi ve dış politik gelişmeler nedeniyle yabancıların konut alımı dalgalanma göstererek sınırlı kaldı. 2018 yılında ise konut fiyatlarında yaşanan durağanlık ve TL'nin değer kaybı ile Türkiye'de satın alma güçleri artan yabancıların konut alımında artış gerçekleşti.
İnşaat malzemesi sanayisinde üretim artışı Mayıs ayında yavaşladı
Türkiye İstatistik Kurumu, sanayi üretim endeksi hesaplama yöntemini yeniledi. Yeni yılın başından itibaren sanayi üretimi verileri için kullanılan yeni hesaplama yöntemi ile 2018 yılı Mayıs ayında inşaat malzemesi ortalama sanayi üretimi 2017 yılı Mayıs ayına göre yüzde 3,1 arttı. Ancak Mayıs ayında 2018 yılının en zayıf aylık üretim artışı gerçekleşti. İç talepteki yavaşlama aylık üretim artışını da sınırladı. İhracat ise üretim artışını desteklemeye devam etti. Yenilenen hesaplama yöntemi ile üretim verileri açıklanan inşaat malzemeleri alt sektörü sayısı 23'e geriledi. Bu çerçevede 2018 yılı Mayıs ayında, 23 alt sektörden 15'inde üretim geçen yılın Mayıs ayına göre artarken, 8 alt sektörde üretimin geçen yılın Mayıs ayına göre gerilediği görüldü.
İhracat Mayıs ayında 18,67 milyar dolara ulaştı
İnşaat malzemesi sanayisinin ihracatı, 2018 yılının ilk 5 ayında geçen yılın ilk 5 ayına göre yüzde 19 artarak 8,35 milyar dolara ulaştı. İhracatta devam eden kuvvetli artış ile birlikte 2017 Mayıs ayından bu yana yıllık ihracat 18,67 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2018 yılında ihracat yüksek performans göstermeye devam ediyor. Yakın ve komşu pazarlarda göreceli iyileşme ile AB pazarı ihracat artışına katkı sağlıyor. Döviz kurlarındaki artışın da ihracata destek verdiği görülüyor.
İnşaat sektöründe seçim sonrası gelişmeler ve beklentiler
Seçim sonrası gelişmeler ve beklentilere de yer verilen raporda; yeni yönetim sistemine geçiş sürecinde, ekonomiyi ve inşaat sektörünü ilgilendiren yönetim yapısında da değişiklikler yaşandığı belirtildi. Yeni ekonomi yönetiminin, orta vadeli program, 2019 yılı bütçesi ve ilk 100 günde atılacak acil adımlar üzerinde çalıştığı bilgisine yer verilen raporda, inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisini de açıklanacak ekonomik programların şekillendireceği vurgulandı. Yeni dönemde, inşaat sektöründe de biriken sorunlar bulunduğu belirtilen raporda, sektörün beklentileri şöyle sıralandı;
· Yeni dönemde daha sağlıklı, sürdürülebilir bir gayrimenkul ve konut talebinin sağlanması,
· İnşaat ve gayrimenkul sektöründe maliyetler ile fiyatlar ve kiralar arasında dengenin yeniden kurulması,
· Üretici ve tüketici tarafını olumsuz etkileyen yüksek faiz oranlarında makul seviyelere yeniden dönülmesi, Türk Lirası'nda kalıcı istikrar sağlanması,
· İnşaat sektöründe firmaların mali yapısının iyileştirilmesi ve finansmana erişim olanaklarının artırılması.
Yeni ekonomi programının inşaat sektörüne olası etkileri
Yeni ekonomi programı için iki seçenek bulunduğu ifade edilen raporda şu değerlendirmeler yer aldı: Ekonomi programı seçeneklerinin ilki bir yıllık sıkılaştırma politikalarını içeren istikrar programıdır. Böyle bir program, hazırlanan 5 yıllık planın ilk yılında uygulanabilir. İkinci seçenek ise hızlı büyümeyi gözeten ve ekonomideki dengesizlikleri zamana yayarak çözecek bir program uygulanmasıdır. İnşaat sektörünün her iki seçenekten de etkilenmesi öngörülmektedir. İlk seçenekteki programda uygulanacak sıkılaştırma politikalarının şiddetine göre inşaat sektöründeki faaliyetlerde de en azından 6-12 aylık bir yavaşlamanın kaçınılmaz olacağı, ikinci seçenekteki genişletici politikaların uygulanması halinde ise makro dengeler ile mali göstergelerdeki bozulmaların ekonomide daha büyük sıkıntılar yaratarak inşaat sektörünü daha olumsuz etkileyeceği öngörülebilir.
Yorum Yaz