Unilever, Ömerli Barajı'nın 2 katı su kurtardı!
Unilever, çamaşır deterjanlarını tozdan konsantre ürüne çevirdi. Sıvı deterjan çıkarıldı
Unilever, çamaşır deterjanlarını tozdan konsantre ürüne çevirdi. Sıvı deterjan çıkarıldı. 2008-2011 arasında yeni formüllerle karbon salınımlarına etki yüzde 41, su tüketimi ise yüzde 35 azaldı. Ön yıkama oranı yüzde 44'ten yüzde 29'a düştü ve iki Ömerli Barajı kadar su kurtarılmış oldu.
Unilever geçen yıl ‘Sürdürülebilir Yaşam Planı'nı başlatmıştı. Dün bu planın ilk 1 yılında yapılanlar açıklandı. Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıya Unilever Global İletişimden Sorumlu Dünya Başkanı Sue Garrard da katıldı. Türkiye Unilever, Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika,
Orta Asya ve Kafkasya'yı aynı çatı altında topluyor. 35 ülke bu şemsiye altında yer alıyor. Bu yüzden de bu toplantı yalnızca Türkiye'ye odaklanmadı, Unilever Türkiye, Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya Başkanı İzzet Karaca; Rusya, İsrail ve İran gibi ülkelerden de örnekler verdi. Toplantıya yabancı gazeteciler de katıldı.
Unilever 2010-2020 arasında 2 kat büyümeyi hedeflerken, çevreye verdiği zararı yarıya indirmek amacıyla böyle bir planı hayata geçirdi. Sürdürülebilir olmak için de tam anlamıyla seferberlik ilan etti, diyebiliriz. Çünkü ürünlerden tedarik zincirlerine, kullanılan enerji kaynaklarından hammaddelere kadar her şey değişim içine girdi. Bu nasıl mı oldu? Örneğin konsantre çamaşır deterjanları çıkarıldı, daha az deterjan kullanılarak yapılan bu değişimle birlikte 2 Ömerli Barajı kadar su tasarrufu sağlandı.
İklim değişikliği malum artık kendisini her yerde hissettiriyor. Bu yüzden devletlerin, dev şirketlerin önlem alması şart. Unilever de bir dünya devi. Tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik attığı adımlar bu yüzden önem taşıyor. İzzet Karaca, toplam nüfusu 750 milyona ulaşan bir bölgeyi yönetiyor. Bu ülkelerde Unilever'in 30 fabrikası var. Bu proje başladı ve kısa zamanda önemli sonuçlar alındı. 2011 yılında Unilever tesislerinin 3'te biri katı atık alanında hiç atık göndermedi. Artık Unilever'in global olarak kullandığı enerjinin yüzde 20'si yenilenebilir kaynaklardan geliyor. Sera gazı azaltımı programı kapsamında 470 bin iklim dostu dondurma dolabı ile 2015 için konulan 850 bin dolaplık hedef yarılandı.
Öncelikle Türkiye'de yapılanlara bakalım. Unilever çatısı altındaki Lipton Türkiye, Karadeniz'de 7 bin 426 çay üreticisine ulaştı ve eğitim verdi. Knorr Türkiye ve WWF işbirliğiyle İyi Tarım Projesi başlatıldı. Karaca, “Bu bizim için varoluş projesi” diyor. Rize'deki ormanların yağmur alanları olduğunun altını çizerken, çay üretimi için ormanlık alanların kullanılmaması gerektiğini vurguladı. Karaca, Unilever'ın işini 2 katına çıkarıp çevreye verilen zararı yüzde 50 azaltmak istediklerini belirterek, ”2020'de yapılması gereken hedefleri Türkiye olarak 2015'de halletmeyi umut ediyoruz. 1.2 milyar dolar ciromuz var. Bölge olarak, Unilever'in yüzde 10'luk cirosunu sağlamak istiyoruz. Bu çalışmaları tasarruf etmek için yapmıyoruz. Kendi büyümemizi garanti altına almak için çalışıyoruz” dedi.
Sürdürülebilir üretim şart
SUE Garrard'ın altını çizdiği noktalara gelince; iklim değişikliği hızlanıyor, su kaynakları kıt. Dünyada 1 milyar insan aç, 1 milyar insan aşırı kilolu. Dünyada her yıl 1 milyon çocuk ishalden ölüyor. Garrard, sürdürülebilir üretim kaynağı bulmanın son derece önemli olduğunu, 20-30 yıl içinde dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağını söyledi.
Küresel sıcaklığın 2 derece arttığını anımsatan Garrard, ”İngiltere'de kuraklık olacağı kimin aklına gelirdi. Bütün dünyada bu tür işaretler görüyoruz. İnsanların üzerinde sosyal etkisinde her şeyde ortaya çıkıyor. Bütün ekonomi de bunun yarattığı hastalıkla uğraşıyor. Dünyadaki bu sorun kokteylini birinin halletmesi lazım. Bu, hükümetlerin kendi başlarına çözemeyeceği sorunlar. Şirketlerin de bunu üstlenmesi lazım” diye konuştu.
Vatan
Elif Ergu
Yorum Yaz