Yamalı kent İstanbul..!
Yamalı kent İstanbul Her zaman gayrimenkul sektörünün çok hızla geliştiğinden dem vurduğumuz İstanbul'da akıl almaz işler yaşanıyor.
Yamalı kent İstanbul Her zaman gayrimenkul sektörünün çok hızla geliştiğinden dem vurduğumuz İstanbul'da akıl almaz işler yaşanıyor.
Bu işler sadece İstanbul'da yaşanmıyor ama burada yaşananların etkisi daha fazla oluyor.
Hükümetin bazı organları ve merkezi yönetimler birbirinden bağımsız bir şekilde karar alabiliyor. O karara birçok kişi itiraz edebiliyor. Sonra o karar iptal ediliyor.
Belli bir süre sonra ise yeniden masaya gelebiliyor. Kimsenin kimseyi takmadığı bir ortamdan söz ediyoruz aslında. Gücü yetene kimse bir şey diyemiyor. Gücü olmayanlar ise oturup kalıyor.
Kentin birçok yerinde planlar değişiyor, plan tadilatları yapılıyor. Bir bölgede planlama yapılmışsa eğer plan tadilatı neden yapılıyor?
'Bir tadilat yapılıyorsa demek ki o plan yanlıştır' denmiyor. Kimse sorgulamıyor, 'nerede yanlış yapıyoruz' diye oturup düşünmüyor ki yıllardır aynı hataları tekrarlayıp duruyoruz. Ortak aklı bir türlü yakalayamıyoruz. Dönüp her şeyi sil baştan planlamıyoruz. Sadece yamalı bohça gibi kentin her yerine bir yama yapıyoruz.
Kamu kuruluşları bile kaçak binalar yapıyor. Bazı kamu binalarının belediyede kaydı bile bulunmuyor. Bunlar ortaya çıkmadan sumen altı ediliyor. Es kaza vatandaş böyle bir durumda yakalanırsa cezası hemen kesiliyor.
CANINI KURTARAN ŞANSLI
Sözde evinizde içiniz rahat bir şekilde oturuyorsunuz. Özellikle İstanbul'da yaşıyorsanız diken üstünde durmalısınız.
Oturduğunuz binaların yıkılması için depreme bile gerek yok. Yanınızdaki arsada inşaat başlar. Malumunuz binaların çoğu bitişik nizam. Adam temel kazar ama istinat duvarını yapmaz. Sizin bina da başlar kaymaya. Ne yaparsınız Allah bilir... Canınızı kurtarırsanız şanlısınız.
Bu kent olağanüstü güzel bir kent ve buna yakışır bir şekilde olağanüstü zorluklar da içeriyor. Trafiği olağanüstü bir şekilde zorlaştırmışız ve şimdi içine giren bir türlü çıkamıyor. Sokakları olağanüstü bir şekilde darlaştırmışız ve hiçbir acil müdahale aracı giremiyor. Çirkin mi çirkin binaları yapmışız ve güzel binaları görmeye hasret kalmışız.
Tarihin üzerine bu çirkin binaları hiç düşünmeden dikmişiz. Bunların hepsini başkaları değil biz yapmışız. Bunların yapılmasına ses çıkarmamışız.
Sanıyorum bazı şeyleri değiştirmek istemiyoruz.
Değiştirmek isteseydik şimdiye kadar binlerce kez değiştirirdik. İstanbul'un çok iyi bir kumaşı var ama biz bu kumaşı önce parçalayıp sonra da yamalamaya çalışıyoruz. Yakında elimizde yama yapacak bir kumaş da kalmayacak...
Yavuz Karaman- Milliyet
Yorum Yaz