Yatırımın güvenli limanı konut olur mu?
Son dönemde yaşanan gelişmeler tüm sektörlerde olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de tedirginliğe neden oldu
Son dönemde yaşanan gelişmeler tüm sektörlerde olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de tedirginliğe neden oldu. Borsanın düşmesi, dövizin alıp başını gitmesi piyasaları adeta karıştırdı. Herkes ‘ne olacak' diye bekliyor. Bu hareketli dönemin yaz ve Ramazan ayına denk gelmesi ise çalkantının etkisini biraz olsun azaltmış gibi görünüyor. Zaten kimse bu dönemde konutta büyük satışlar beklemiyor. ‘Nasılsa yaz ayındayız' düşüncesi herkesi biraz olsun rahatlatıyor.
Konutun patronları da bu dönemde hem piyasaya hem de alıcılara güven aşılamaya çalışıyor. En önemli ve taze açıklama ise TOKİ'nin yeni patronu Ahmet Haluk Karabel'den geldi. Karabel, ilginç bir tespitte bulunarak, yükselen altın fiyatlarının vatandaşları konut almaya yönelteceğini öne sürdü. Karabel'e göre, hala birçok kişinin yastık altında altını bulunuyor ve vatandaş bu altını bozdurup konut alacak. TOKİ Başkanı'nın yanı sıra sektördeki diğer aktörler de konutun bu dönemde en güvenli yatırım aracı olduğunu belirtiyor.
Gerçekten de konut piyasası diğerlerine göre çok daha güvenli görünüyor. Bir gayrimenkul yatırımı borsada olduğu gibi havaya uçmuyor. Belli dönemlerde değeri düşse bile uzun vadede gerçek değerini tekrar buluyor. Çünkü zorunlu bir ihtiyaç olan konuta olan talep yatırımcıların talebiyle birleşince piyasa ivme kazanıyor. Yani kriz döneminde de olsa konut talebi asla tam olarak bitmiyor. Azalıyor ya da erteleniyor o kadar.
Ahmet Haluk Karabel'in dediği gibi altınlar konuta gider mi gitmez mi bilinmez ama kriz dönemlerinde mal ve hizmet alımların azaldığı gerçeğinden yola çıkarsak, olası bir kriz durumunda konut piyasasının etkilenmesi muhtemel görünüyor. Fakat bu etkinin boyutu önemli. Krizde insanlar önce tatil harcamalarını, sonra taşıt ve daha sonra ise konut alımlarını erteliyor. Bu sıralama beyaz eşya, kişisel bakım şeklinde devam ediyor. Fakat konutun ilk sırada olmaması önemli bir gösterge. Yani ancak orta şiddete bir krizde konut alımları azalmaya başlıyor.
Şu anda piyasadaki seyir yeni konut üreticilerinin umutlu olduğunu gösteriyor. Birbirinden ilginç birçok dev proje eylül ayında boy göstermeyi bekliyor. Hatta daha önceki yıllarda olmadığı kadar iddialı projeler geliyor. Türkiye kriz yaşar mı, krizden az mı etkilenir bilmek kolay değil. Ama bilinen bir şey var Türkiye'nin krizlere alışkın olması. Uzun yıllar bu ülke kriz ekonomileriyle yönetildi. Bu nedenle kriz olsa bile kimse şaşırmayacak. Kriz yönetmeyi iyi bilen inşaatçılar da yeni pazarlama ve satış teknikleriyle piyasayı canlı tutacak. Konut da güvenli liman olmayı her zaman olduğu gibi yine sürdürecek.
Yorum Yaz