Zorlu Holding, Nederlander ile 25 yıllığına anlaştı!
Cannes yeniden kana kana! Türk devleri new york'ta istanbul'da neler oluyor dedirtirken...
Yağmur taneleri bir anda meşhur La Croisette'te yürüyenlerin şemsiyelerinden, fırsat bulabildiği her yerlerine ok gibi geliyor. Kış sanki!
Her ne kadar sokak modası sağanak yağan yağmurda, serin akşamlarda, tersini söylemeye çalışıyorsa da! Haklılar! Burası Cannes!
Öyle ki insan güneş, deniz, pırıl pırıl bir gökyüzüne ait algılarla geldiğinden, yollarda yürüyenlerin, her sene olduğu gibi üzerlerinden "kırmızı halı"nın tüm gerekliliklerini yerine getiren giysileri göz doldururken, yağmur pek de insaflı davranmıyor. Cannes'a "film festivali" için gelenler bir keresinde yetersiz bavullarının değil "algılarının" kurbanı oluyorlar. Üstelik etrafta bir zamanlar sıcak kumların üzerinde fotoğrafçıların dikkatlerini çekmeye çalışan yarı çıplak afetlere ve bunların keşfine çıkan heybetli paparazzilere de rastlanmıyor. Croisette'e doğru arka sokaklardan üzerinde tiril tiril incecik kumaşlarıyla, yağmurdan korunmaya çalışan, akşamın ayazında incecik elbiseleri, dekolteleri ve stilettolarıyla yürüyenler bir çırpıda açıklıyor film festivalinin amacını; ille de kırmızı halı, moda ve mücevher ve kesinlikle sinema yıldızlarının üzerinde olması kaydıyla..
5 yıldızlı otellerin her köşesinden yönetilen partiler ve küçük resepsiyonlar, sinema dünyasının gücünü medyanın etkinliğiyle imzalıyor. Bir film içinde kıyasıya gönül verenlerin bir tutam hayallerinin milyonlarca dolara dönüşmesine vesile olan Cannes, her zamanki soğuk tavrıyla en görkemli buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Alışveriş, Fransız mutfağı, Cote d'Azur farkındaki yaşama stiliyle gelenlere bambaşka huzur veriyor. Genel anlatımların cazibesinde, insanın içinin cız edişinden şunu düşünüyor ister istemez; ne şans Cannes'a sahip olmak bir ülke için!
Bir süredir aklıma takılıyordu. Bunu bu keresinde daha çok hissettim. Avrupa ne kadar sakin ve dinlendirici geliyor ziyaret edenlere ama New York yani Amerika, adeta rekabet etmek için yaşayanların cenneti. Spor yapan insanlardan, başarının zirvesini zorlayanlara kadar Avrupa ile kıyaslayınca, iki ayrı kutup gibi hissediyor insan. Okyanusun ardındaki bu ülke, dünyadaki başyapıt şehirlerin, kültürlerinden derlenen ve yaşama alanına girince gelişen ve büyüyerek dünyaya akımların yayılmasına hizmet veriyor. New York her türlü başarı için kapısı çalınması gereken bir şehir. En büyük farkı Avrupa insan haklarıyla dopdolu hareket ederken, Amerika'da bunun daha da önüne geçen bir "başarı hakkı" olması.
2 günlük Cannes kaçamağından 1 hafta önce Zorlu Gayrimenkul Şirketi'nin yönetim kurulu üyesi Emre Zorlu ve eşinin ve Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Even'in davetlisi olarak çok kısa bir sehayat için New York'taydım. Zorlu Center olarak ün yapmış bu devasa projenin anlatımlarını dinlemek üzere New York'a uçarken, açıkçası basın gezilerini çok kabul etmediğimi, edemediğimi düşündüm. Ne var ki, asla hayır demeyeceğim birileri davet edince durum değişiyor. 3 gün boyunca projenin İstanbul a katkılarını izleme ve dinleme fırsatı buldum ve ilk ağızdan sorup cevabını aldım. Projenin benim için en çok heyecan veren yanı "Nederlander" gibi bir devin 25 seneliğine Zorlu Grubu ile evlenmiş olmasıydı.
The Lion King'i izleyince tekrar tekrar düşünülen her şeyin bir çırpıda gerçekleşmiş oluşunun kaç hayal yılına ait olduğunu düşündüm ister istemez. Her hayal gibi hedef belki de düşünülememiş olan her şeydi. Kapılarını ilk kez seneye açacak gösteri kompleksinin bizleri sarıp sarmalayacağından eminim. İstanbul'a katkılarını düşünmek de çok ama çok heyecan verici. Eğlencenin tadı öyle bir his vermeli ki, izleyenleri yükseltmeli. Eğitmeli, iddialı olsa da duygulara seslenmeli; banallik, hatta kendini bilmemezlik hissini yaşatmamalı, yaşama sevincini pekiştirmeli. Akıllıca güldürmeli, sofistike eğlenmeli bu yeni insanın hayata bakışı olmalı. Bu proje, İstanbul gece hayatını bile etkileyecek, karizmatik dokunuşuyla eğlencenin yeni adresini Zincirlikuyu bölgesine taşıyacak. Raffles Hotel, rezidans ve alışveriş merkeziyle galiba Zorlu "dünyanın en başarılı projesi" olmak üzere epey mesafe kat etmiş. Heyecanla bitmesini bekleyenler bölümüne rahatça geçebilirim. Ekip muhteşem, patron muhteşem, proje dillere destan! İstanbul'da neler oluyor diyecekler!
Berna Erten/Alem
Yorum Yaz