DASK’ın ödeme gücü 5 milyar liraya ulaştı
Türkiye’de deprem sigortalı konut sayısının 3,5 milyona ulaştığını belirten Hazine, sigortalılık oranın ise yüzde 27 seviyelerinde olduğuna dikkat çekti. Hazine, “22.5 milyon liralık tazminat ödendi, 5 milyar liralık ödeme gücü var” dedi
Hazine Müsteşarlığı'na bağlı bir kamu kurumu olan DASK'ın kurulduğu günden itibaren yapısı ve işleyişiyle kamu ve özel sektör işbirliğinin en iyi örneklerinden birini sergilediğini belirten Hazine yaptığı açıklamada, “Müsteşarlık tarafından beş yıllık dönemler için ihale yoluyla belirlenen özel bir sigorta ya da reasürans şirketi tarafından idare edilen DASK, kamunun ve özel sektörün avantajlarını bünyesinde bir araya getirerek dünyaya model olmuştur” ifadesine yer verdi.
DASK'ın hem poliçelerin devamlılığını sağlamak, hem de konutlarını henüz sigortalatmamış ev sahiplerini sisteme dahil etmek için çalışmalarına aralıksız devam ettiğini belirten Müsteşarlık, zorunlu deprem sigortasında sürdürülebilir bir büyüme sağlamak için sadece poliçe üretimini yönetmekle kalmayıp, deprem ve sigorta bilincini geliştirecek sosyal sorumluluk projelerine de imza atmakta olduğunu kaydetti. Hazine açıklamasında 2011'in ilk yarısı itibariyle zorunlu deprem sigortalı konutların sayısı 3.5 milyona, sigortalılık oranı ise yüzde 27'ye çıktığı bilgisine yer verdi.
300'DEN FAZLA DEPREME 22.5 MİLYON LİRA
DASK'ın kuruluşundan bugüne 300'den fazla hasar verici depremde ödediği tazminatın 22.5 milyon lirayı aştığını belirten Hazine, “Bu ödemelerin yüzde 97'si kısmi hasarlar için yapılmıştır. Depremler her zaman konutları tamamen yıkmamakta, çoğunlukla kısmi hasarlar meydana getirmektedir. Bir sonraki depreme hazırlıklı olmak için konutlardaki bu kısmi hasarların ise giderilmesi gerekmektedir. Yani, sıva çatlağı bile olsa deprem kaynaklı bu kısmi hasarlar için tazminat ödenmektedir” açıklamasını yaptı.
‘DASK DÜNYANIN EN BÜYÜK SİGORTA HAVUZLARINDAN BİRİ'
Kamuoyunun ilgisini daha çok büyük hasara yol açan depremlerden sonra yapılan tazminat ödemelerinin çektiğini söyleyen Müsteşarlık, Simav'da 19 Mayıs'ta meydana gelen ve bugüne kadar artçı şoklarla devam eden depremlerin yarattığı hasarların tazmini için hızla harekete geçilerek bugüne kadar 1.100 sigortalı konutun 375'ine 1.5 milyon liralık hasar ödemesi yapıldığını açıkladı. Hazine, DASK'ın hasar yönetimindeki bu performansının halkın takdirini toplayarak kuruma duyulan güveni artırdığını belirtti ve şu ifadelere yer verdi: “Bu güvenin ne kadar haklı olduğu DASK'ın ödeme gücüne bakılarak da görülebilir. DASK'ın tek bir hasarda ödeme gücü, kendi kaynakları ve reasürans korumasıyla birlikte 5 milyar liraya ulaşmış ve DASK böylece geçen 11 yılda oluşturduğu kurumsal ve mali kapasiteyle dünyanın en büyük sigorta havuzlarından biri haline gelmiştir.”
DEPREM SİGORTALI KONUT SAYISI 3.5 MİLYON
Türkiye'de 3.5 milyon konut ya da bir başka ifadeyle sigorta kapsamında yer alan konutların yüzde 27'sinin zorunlu deprem sigortası koruması altında olduğuna dikkat çeken Hazine, “Marmara'da bu oran yüzde 35 dolaylarına, Sakarya ve Yalova'da ise yüzde 45'e kadar çıkmış durumdadır. Sadece 11 yıllık kısa bir geçmişe sahip olan bir kurum için bu oranın çok düşük olduğu söylenemez. Çünkü bu süreçte DASK, her ne kadar zorunlu bir sigorta faaliyeti üzerine çalışıyor olsa da, uygulamada kişilerin, özellikle deprem ve sigorta bilincinin artırılmasını ve sonrasında oluşacak gönüllülük esasıyla konutlarının sigortalatılmasını hedeflemektedir. Zorunlu deprem sigortalı konutların sayısını artırmak için ise çalışmaları iki ayrı ayaktan yürütmek gerekmektedir. Bunlardan ilki deprem ve sigorta bilincini artırmak için uğraşmak, ikincisi de sigortanın yaygınlaşmasına imkân tanıyacak yasal düzenlemeleri yapmaktır” açıklamasını yaptı.
İLGİNÇ ARAŞTIRMA SONUÇLARI
DASK'ın tüm kamuoyunun ve konut sahiplerinin sigorta ve zorunlu deprem sigortasına yaklaşımını takip ederek buna uygun projeler geliştirdiğini söyleyen Hazine, 2009'da yapılan bir araştırma sonuçlarını şöyle açıkladı: “Araştırmaya katılanlara, zorunlu deprem sigortası yaptırmama nedenleri sorulduğunda bunlardan yüzde 39'u “Aklıma gelmedi”, yüzde 23'ü “Pahalıdır diye düşündüm”, yüzde 11'i “Kayalık zeminde oturuyorum”, yüzde 9'u “Yakın zamanda deprem olmaz”, yüzde 7'si “Hasarımı alamam diye düşündüm”, kalan yüzde 5'i ise “Deprem olsa ölürüm” diye yanıt verdi. Türkiye sigorta bilincinin yeni yeni geliştiği, sigorta potansiyeli yüksek bir ülkedir. Araştırma sonuçları da gösteriyor ki özelde deprem sigortasının, genelde sigortalılığın önemi daha fazla anlatılmalıdır. Bu nedenle, öncelikle bu bilinci artırmaya yönelik eğitim faaliyetlerine yoğunlaşıldı. DASK son üç yıldır gerek Fay Hatları TIR'ı gerekse Hürriyet Treni'yle, Türkiye'yi il il dolaşıp deprem ve zorunlu deprem sigortası eğitimi vermiştir. Bu çalışmalar sonucunda bugüne kadar 160 bin kişiye doğrudan ulaşmıştır.”
AFET SİGORTALARI KANUN TASARISI MECLİS'TE
Sigortalılığın artırılması için yapılması gerekenler hakkında görüşlerini bildiren Hazine, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Tabana yayılmanın sağlanması, bunun için ise ülkenin tüm paydaşlarının topyekün ortak görev anlayışına sahip olmaları ve kanun yapıcılar, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, sigorta şirketleri ve aracıların bu ortak amacı gerçekleştirmek inancı ve isteğinde olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda, zorunlu deprem sigortası bilincini artırarak ve deprem güvenceli yaşamı bir alışkanlık haline getirerek sürdürülebilir bir büyüklüğe ulaşmak kadar sigortanın yaygınlaşmasına imkân tanıyacak yasal düzenlemeleri yapmak da büyük önem taşımaktadır. Müsteşarlık olarak, zorunlu deprem sigortasının kapsamının genişletilmesi için “Afet Sigortaları Kanunu” tasarısı hazırlanıp TBMM'ye gönderilmiştir. Ayrıca, DASK tarafından fay hatları TIR'ı, Hürriyet Treni, kısa film yarışması gibi sosyal sorumluluk faaliyetleriyle bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır. İlerleyen dönemlerde bu çalışmaların artarak devam etmesiyle uzun vadede hem sigorta bilincinin hem de sigortalılık oranlarının artırılması hedeflenmektedir.”
‘DEPREM VE SİGORTA KAVRAMLARI ANLATILMALI'
Zorunlu deprem sigortasının sadece iktisadi değil sosyal sorumluluk boyutunun da bulunduğuna dikkat çeken Hazine Müsteşarlığı, deprem olduğunda, olaydan etkilenen ya da etkilenmeyen herkesin bütün imkânlarını seferber edip, depremin ortaya çıkardığı hasarları gidermeye ve beraber yaraları sarmaya gayret gösterdiğini belirtti. Zorunlu deprem sigortasının deprem sonrasında gösterilen bu hassasiyeti, deprem öncesine alarak, ortaya çıkabilecek sosyal, ekonomik, finansal sorun ve riskleri önceden tedbir almak suretiyle en aza indirdiğini söyleyen Hazine Müsteşarlığı, açıklamasına sektörün deprem sigortası konusunda acentelerden beklentilerini anlatarak son verdi: “Zorunlu deprem sigortalarında, sigortalı ile doğrudan iletişime geçmeleri sebebiyle, sigorta ve deprem gibi kavramların müşterilere doğru ve açık bir şekilde anlatılması hususunda acentelerin büyük sorumlulukları vardır. Acentelerden beklenen, poliçe sahibi müşterilerini takip edip zamanı geldiğinde poliçeleri yenilemeleri ve farklı sigorta ürünleri bulunan müşterilerini zorunlu deprem sigortası sistemine dahil olmalarını sağlamaktır. Acentelerin bu bilinçle hareket etmesi durumunda potansiyel müşterilerin de aktif müşteri olacaklarının ve böylelikle sigortalı sayısının artacağının göz ardı edilmemesi gerekmektedir.”
- Etiketler:
Yorum Yaz