Türkiye’nin "sigortası" yok!
Son yıllarda dünyanın büyük sigorta şirketlerinin büyük bir iştahla satın aldığı şirketler nedeniyle sigorta sektörünün büyük bölümü yabancıların eline geçen Türkiye’de sigorta sektörüyle ilgili istatistikler, "Türkiye’nin sigortası yok" dedirtiyor
Deprem ve trafik gibi zorunlu sigortalarda bile sigortalılık oranı çok düşük kalan Türkiye'de kişi başına toplanan sigorta primi ise Avrupa ülkelerinin 20'de biri kadar bile etmiyor.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) Hazine Müsteşarlığı, TÜİK, Emeklilik Gözetim Merkezi ve sigorta sektöründeki diğer kuruluşlardan derlediği verilere göre, deprem ve trafik gibi zorunlu alanlarda bile Türkiye'de sigortalılık oranı oldukça düşük kaldı.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) Hazine Müsteşarlığı, TÜİK, Emeklilik Gözetim Merkezi ve sigorta sektöründeki diğer kuruluşlardan derlediği verilere göre, deprem ve trafik gibi zorunlu alanlarda bile Türkiye'de sigortalılık oranı oldukça düşük kaldı.
KONUTLARIN YÜZDE 79'UNUN DEPREM SİGORTASI YOK
Türkiye, dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunuyor. Türkiye topraklarının yüzde 96'sının farklı oranlarda tehlikeye sahip deprem bölgeleri içerisinde olduğu ve nüfusun yüzde 98'inin bu bölgelerde yaşadığı belirtiliyor. Yasa gereğince ülke genelindeki belediye sınırları içerisinde bulunan 12 milyon 988 bin konuttan sadece 3 milyon 237 bin konutun zorunlu deprem sigortası bulunuyor. Sigorta yapma zorunluluğu olan her 100 konuttan ise ancak 25'i için sigorta yaptırıldı.
Türkiye, dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunuyor. Türkiye topraklarının yüzde 96'sının farklı oranlarda tehlikeye sahip deprem bölgeleri içerisinde olduğu ve nüfusun yüzde 98'inin bu bölgelerde yaşadığı belirtiliyor. Yasa gereğince ülke genelindeki belediye sınırları içerisinde bulunan 12 milyon 988 bin konuttan sadece 3 milyon 237 bin konutun zorunlu deprem sigortası bulunuyor. Sigorta yapma zorunluluğu olan her 100 konuttan ise ancak 25'i için sigorta yaptırıldı.
1999 yılında büyük bir deprem yaşanan Marmara Bölgesi'ndeki konutların yüzde 67,4'ü sigortasız. İç Anadolu Bölgesi'ndeki konutların yüzde 71,5'inin, Eğe Bölgesinde yüzde 76,7'sinin, Akdeniz Bölgesinde yüzde 82,6'sının, Karadeniz Bölgesi'nde yüzde 82,7'sinin, Güney Doğu Anadolu Bölgesinde yüzde 88,2'sinin, Doğu Anadolu Bölgesinde yüzde 85,5'inin deprem sigortası bulunmuyor.
İl bazında bakıldığında sigortalılık oranları çok daha düşük noktalara iniyor. Zorunlu deprem sigortası yapılması gereken konutların Şırnak'ta sadece yüzde 3,3'ü, Hakkari'de yüzde 4,2'si, Muş'ta yüzde 5,5'i, Mardin'de yüzde 7,9'u, Iğdır'da yüzde 8'i, Van'da yüzde 9'unun sigortası bulunuyor.
Büyük bir deprem beklenen ve 2 milyon 714 bin konut bulunan İstanbul'da bile her 100 konuttan sadece 34,8'i için zorunlu deprem sigortası yaptırıldı. Marmara Depreminin çok büyük zarar verdiği Kocaeli'nde sigortalı konut oranı yüzde 31,8, Yalova;'a yüzde 42,9, Sakarya'da yüzde 38,2 düzeyinde seyrediyor.
ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI YAPTIRMAYANLAR DA VAR
Diğer bir zorunlu sigorta dalı olan Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigortası (zorunlu trafik sigortası) kapsamında trafikteki tüm araçlar için sigorta yaptırılma zorunluluğu bulunuyor.
TRAMER verilerine göre, Türkiye'deki 14 milyon 474 bin motorlu taşıta rağmen Mayıs 2010 itibariyle yürürlükteki poliçe sayısı 11 milyon 60 binde kalıyor. Buna göre motorlu taşıtların yüzde 23,6'sının zorunlu sigortası bulunmuyor. Zorunlu sigortası bulunmayan taşıt oranı otomobillerde yüzde 6,33 gibi makul bir oranda kalırken, Otobüslerde yüzde 21,5, minibüslerde yüzde 18,5, kamyonlarda yüzde 23,8 civarında seyrediyor.
ARAÇLARIN YÜZDE 75'İNİN KASKOSU YOK
Her yıl yaklaşık 1,5 milyon aracın trafik kazasına katıldığı Türkiye'de araçların sadece yüzde 24,8'inin kaskosu bulunuyor. Trafiğe kayıtlı araç sayısının 14 milyon 316 bin olduğu 2009 yılı sonu itibariyle kasko sigortası poliçesi sayınının ise 3 milyon 544 binde kaldığı belirlendi. Buna göre trafikteki araçların yüzde 75,2'sinin kaskosu bulunmuyor.
Her yıl yaklaşık 1,5 milyon aracın trafik kazasına katıldığı Türkiye'de araçların sadece yüzde 24,8'inin kaskosu bulunuyor. Trafiğe kayıtlı araç sayısının 14 milyon 316 bin olduğu 2009 yılı sonu itibariyle kasko sigortası poliçesi sayınının ise 3 milyon 544 binde kaldığı belirlendi. Buna göre trafikteki araçların yüzde 75,2'sinin kaskosu bulunmuyor.
BİREYSEL EMEKLİLİKTE SADECE 2,1 MİLYON KİŞİ VAR
Zorunlu sosyal güvenlik sisteminin emeklilikte bireylere yeterince gelir sağlamadığı Türkiye'de bireysel emeklilik sistemine katılım oranı da oldukça düşük seyrediyor. Nüfusu 72,5 milyonu aşan Türkiye'de bireysel emeklilik sistemindeki katılımcıların sayısı Haziran 2010 itibariyle sadece 2 milyon 135 bin kişide kalıyor.
Zorunlu sosyal güvenlik sisteminin emeklilikte bireylere yeterince gelir sağlamadığı Türkiye'de bireysel emeklilik sistemine katılım oranı da oldukça düşük seyrediyor. Nüfusu 72,5 milyonu aşan Türkiye'de bireysel emeklilik sistemindeki katılımcıların sayısı Haziran 2010 itibariyle sadece 2 milyon 135 bin kişide kalıyor.
DEVLET DESTEĞİNE RAĞMEN TARIMIN SİGORTASI YOK
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 25'inin ekmeğini yediği tarım sektöründe de sigorta yok denilecek bir düzeyde kalıyor. Her yıl büyük doğal afetlerin yaşandığı bir ülke olmasına rağmen 2008 yılı sonu verilerine göre Türkiye'deki sigortalı tarım alanı 4,5 milyon dekarda kalıyor. Türkiye'de 250 milyon dekar alanda tarım yapıldığı tahmin ediliyor. Tarım sigortası yapılan alan tarım yapılan toplam alanın yüzde 2'sine bile ulaşmıyor.
37 milyon başlık bir küçük ve büyükbaş hayvan varlığına sahip olduğu tahmin edilen Türkiye'de sigortalı hayvan sayısı da 72 binde kalıyor.
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 25'inin ekmeğini yediği tarım sektöründe de sigorta yok denilecek bir düzeyde kalıyor. Her yıl büyük doğal afetlerin yaşandığı bir ülke olmasına rağmen 2008 yılı sonu verilerine göre Türkiye'deki sigortalı tarım alanı 4,5 milyon dekarda kalıyor. Türkiye'de 250 milyon dekar alanda tarım yapıldığı tahmin ediliyor. Tarım sigortası yapılan alan tarım yapılan toplam alanın yüzde 2'sine bile ulaşmıyor.
37 milyon başlık bir küçük ve büyükbaş hayvan varlığına sahip olduğu tahmin edilen Türkiye'de sigortalı hayvan sayısı da 72 binde kalıyor.
45 MİLYON KREDİ KARTININ 50 BİNİ SİGORTALI
Bankalar Arası Kart Merkezi;nin verilerine göre Türkiye'de vatandaşların cebinde 45 milyon adet kredi kartı bulunuyor. Yaklaşık 1 milyon 500 bin kişi kredi kartı borcunu ödeyemiyor. Buna rağmen kredi kartı borcunu ödeyememe riskine karşı düzenlenen sigorta poliçesi sayısı 50 binde kalıyor.
Bankalar Arası Kart Merkezi;nin verilerine göre Türkiye'de vatandaşların cebinde 45 milyon adet kredi kartı bulunuyor. Yaklaşık 1 milyon 500 bin kişi kredi kartı borcunu ödeyemiyor. Buna rağmen kredi kartı borcunu ödeyememe riskine karşı düzenlenen sigorta poliçesi sayısı 50 binde kalıyor.
Her yıl binlerce yangının yaşandığı Türkiye;de sivil yapılar, ticari yapılar ve sınai yapılar için düzenlenen yangın sigortası poliçesi ise 2 milyon 851 bin.
Küresel ısınmayla birlikte son yıllarda giderek artan sel felaketine karşı düzenlenen sigorta poliçesi sayısı da 46 bin civarında.
Yaşanan ekonomik gelişmeler nedeniyle birçok insanın beklemediği bir anda işini kaybetme riskiyle karşı karşıya bulunduğu Türkiye;de istihdam sigortası poliçelerinin sayısı da 50 bin civarında bulunuyor.
Küresel ısınmayla birlikte son yıllarda giderek artan sel felaketine karşı düzenlenen sigorta poliçesi sayısı da 46 bin civarında.
Yaşanan ekonomik gelişmeler nedeniyle birçok insanın beklemediği bir anda işini kaybetme riskiyle karşı karşıya bulunduğu Türkiye;de istihdam sigortası poliçelerinin sayısı da 50 bin civarında bulunuyor.
KİŞİ BAŞINA SİGORTA PRİMİ 109 DOLAR
Akla gelebilecek her türlü riskin sigortalanabildiği bir çağda Türkiye, kişi başına sigorta primi üretiminde dünyanın en düşük ülkeleri arasında kalıyor. Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre 2008 yılında 116 dolar olan Türkiye'deki kişi başına prim üretimi 2009 yılında 109 dolara kadar geriledi.
Hazine'nin sigortacılık sektörüne ilişkin verilerine göre OECD ülkelerinde kişi başına ortalama prim üretimi 3 bin 15 dolar düzeyinde bulunuyor. Bu tutarın 1250,8 dolarlık kısmı hayat dışı, 1764,4 dolarlık kısmı ise hayat sigortalarına ilişkin primlerden oluşuyor. Türkiye'de ise hayat dışı alanlarda kişi başına düşen pirim miktarı 101,3 dolarda, hayat sigortalarında ise 14,8 dolar.
Akla gelebilecek her türlü riskin sigortalanabildiği bir çağda Türkiye, kişi başına sigorta primi üretiminde dünyanın en düşük ülkeleri arasında kalıyor. Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre 2008 yılında 116 dolar olan Türkiye'deki kişi başına prim üretimi 2009 yılında 109 dolara kadar geriledi.
Hazine'nin sigortacılık sektörüne ilişkin verilerine göre OECD ülkelerinde kişi başına ortalama prim üretimi 3 bin 15 dolar düzeyinde bulunuyor. Bu tutarın 1250,8 dolarlık kısmı hayat dışı, 1764,4 dolarlık kısmı ise hayat sigortalarına ilişkin primlerden oluşuyor. Türkiye'de ise hayat dışı alanlarda kişi başına düşen pirim miktarı 101,3 dolarda, hayat sigortalarında ise 14,8 dolar.
AYGÜN: "BİZE BİR ŞEY OLMAZ" DEMEK YANLIŞ
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, coğrafi konumu ve küresel ısınma nedeniyle, deprem ve sel gibi çok sayıda doğal afet ve binlerce kaza yaşanan bir ülke olan Türkiye'de vatandaşların sigortaya fazla ilgili göstermediğini belirtti. Kaza, yangın, hırsızlık, deprem, sel baskını gibi olaylarda sevdiklerimizi ve sahip olduğumuz varlıkları kaybetme riskinin her zaman bulunduğunu ifade eden Aygün şunları söyledi:
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, coğrafi konumu ve küresel ısınma nedeniyle, deprem ve sel gibi çok sayıda doğal afet ve binlerce kaza yaşanan bir ülke olan Türkiye'de vatandaşların sigortaya fazla ilgili göstermediğini belirtti. Kaza, yangın, hırsızlık, deprem, sel baskını gibi olaylarda sevdiklerimizi ve sahip olduğumuz varlıkları kaybetme riskinin her zaman bulunduğunu ifade eden Aygün şunları söyledi:
"Dünyada artık sigorta şirketleri akla gelebilecek her riski sigorta ediyor. Buna rağmen biz (Bana bir şey olmaz) mantığıyla kendimize, yakınlarımıza, bir ömür çalışarak elde ettiğimiz varlıklarımıza sigorta yaptırmıyoruz. Örneğin bir yangında evi yanan bir ailenin bütün hayatı yanıp gidiyor. Oysa çok az bir sigorta primi ödenerek sigorta yaptırılsa, yanan sadece bir ev olur ve aile yeni bir evde hayatını sürdürür."
Sigorta sektöründe toplanacak fonların ülkedeki yatırımların finansmanında önemli bir işlev göreceğini vurgulayan Aygün, sektöre devletin teşvik ve benzeri yollarla özel bir önem vermesi gerektiğini kaydetti. Aygün, "Sigortacılığın gelişmiş ülkelerde ne kadar önemli büyüklüklere ulaştığını gördükçe, Türkiye'nin sigortasının atık olduğunu anlıyoruz" dedi.
- Etiketler:
Yorum Yaz