Eti madende Özelleştirme yok işçi alımı var!
Eti Maden Genel Müdürü Yılmaz, özelleştirme iddialarını yalanladı
Eti Maden Genel Müdürü Yılmaz, özelleştirme iddialarını yalanladı. Yılmaz “Bu kurum zarar etmiyor ki özelleştirilsin. Biz dışardan hizmet alarak, enerjimizi Ar-Ge'ye vereceğiz. 2023'e kadar planımız bile hazır” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hazırladığı ve 5 Mart'ta Başbakanlığa ilettiği kanun tasarısı ‘bor madenleri' özelleştiriliyor tartışması yarattı. Dünya bor rezervinin yüzde 72'sine sahip olan Türkiye'nin bor madenlerini özelleştirme olasığı dünyaca ünlü yabancı şirketleri de heyacanlandırdı. Birçok dev bor madenleriyle ilgili bilgi toplamaya başladı. Tasarıya göre bor madenlerini işletmek ve satmakla görevlendirilen Eti Maden, bu madenlerin çıkarılması, kimyasal açıdan zenginleştirilmesi gibi konularda özel sektörden destek alma hakkına sahip olacak. İşte bu durum, bor madenlerinin özelleştirileceği spekülasyonuna neden oldu. Star, bor madenlerini işleten kamu şirketi Eti Maden'in en tepedeki ismine ‘Madenleri özelleştirecek misiniz?' sorusunu sordu. Eti Maden Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Orhan Yılmaz'ın bu soruya yanıtı kısa ve net oldu: ‘Hayır.'
İşçimizin performansı yükseldi
Türkiye'de çıkan tartışmaların çıkmasının nedeninin kurumda çalışanların işsiz kalacağı yönünde olduğunu söyleyen Yılmaz “Millet Eti Maden özelleştirilecek diye niye bağırıyor? 2840 sayılı bir kanun var. Kanunda bor cevheri devlet eliyle işlenir ve satılır deniyor. Bunu şöyle anlıyorlar: Eti Maden'in hava sahasında kim çalışıyorsa kamu işçisi ve memuru olmalıdır. Dertleri madenin kamunun elinde olması değil, orada çalışanların tamamının kamu elemanı olmasıdır. Bu kamu için her zaman kârlı olmaz. Biz kurumda personelimizden memnunuz. Bırakın adam çıkarmayı ya da özelleştirmeyi yeni eleman alacağız. 2023'e kadar 2 bin 500 yeni işçi alacağız. Yani bizim sendikalarla ve işçilerle bir sorunumuz yok. Çünkü gerek işçi gerekse memur performansı çok yükseldi ” diye konuştu.
2011 yılı kârı 842 milyon lira
Eti Maden'in şu anda Türkiye'nin en büyük holdinglerinden bile daha karlı olduğunu söyleyen Yılmaz “Karlılık oranlarımız çok yüksek. Türkiye'nin ilk 500 şirketindeki kârlılık oranlarına bakın. Yüzde 6-7'dir. Biz geçen yıl 842 milyon TL kâr ettik. Bu kârı elde etmek için ilk 500'deki şirketlerin yapması gereken ciro miktarı kârlılık oranını yüzde 10 olarak kabul edersek, 8.6 milyar TL'dir. Halbuki biz bunu 850 milyon dolarlık ciroyla yaptık” dedi. Eti Maden'in özelleştirilmesini gerektirecek herhangi bir neden olmadığını da belirten Yılmaz “Bu tasarının yaptığı tek şey dışardan hizmet alımı. Nasıl ki, elbisenizi kendiniz dikmiyorsanız, biz de kimyasal zenginleştirme işlemi için dışarıdan destek alabileceğiz. Bu özelleştirme anlamına gelmez” diye konuştu. Dışardan hizmet alımının Eti Maden'in daha kârlı bir işletme yapacağını belirten Yılmaz “Şu anda dekupaj denilen madenin çıkarımını kendimiz yapmıyoruz. Böylece yılda 140 milyon dolar tasarruf ediyoruz. Konu daha çok ticari bir konudur. Her yıl 70 milyon ton dekupaj yaparız. Yani madenin üzerindeki toprağı alırız. Deriz ki, ey müteahhitler biz şu kadar dekupaj yapacağız. Müteahhit kamyonunu, iş makinelerini ve personelini ayarlar ve yapar.
140 milyon dolar cepte kaldı
Bunu eskiden biz yapardık. Şu anki şartlarımızla bu işi yapmaya kalksak kilosu 3 dolara yaparız. Piyasaya yaptırsak 1 dolara bunu satın alabiliriz. Peki biz neden 3 dolara mal ederiz? Çünkü kamuda araçlar öldüm diyene kadar çalıştırılır ve hurdaya çıkartılmaz. Özel sektör 1 yıllık araçtan bile verim alamazsa onu elden çıkartır ve en düşük maliyetle en yüksek verimi alabileceği araçları satın alır. Biz sadece dekupaj işlemini özel sektöre yaptırarak tonda 2 dolar kâr ederiz. Bu da 70 milyon tonluk dekupajda 140 milyon dolar yapar. Olay budur.”
Özelleştirmenin bir anlamı yok
Eti Maden'in Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak, kurumun özelleştirilmesine karşı olduğunu vurgulayan Eti Maden Genel Müdürü Yılmaz “Şu an bu kurum özelleştirilse faydası şu ankinden fazla olmaz. Yani bundan daha ucuza bu ürünler üretilemez. Yani özelleştirilmesinin bir anlamı yok. Çünkü biz verimlilikte iyi bir noktaya geldik. Bütün çıkış noktalarını ihaleyle ve hizmet alımıyla yapıyoruz. Kamunun özelleştirmeye başladığı şartlar, Eti Maden için geçerli değil” şeklinde konuştu.
Kamu personeli gönüllü çalışır
Türkiye'de personel politikasının güvensizlik üzerine kurulduğunu bu nedenle verimliliğin azaldığını belirten Orhan Yılmaz, devletin üretene değil, denetleyene daha çok para verdiğini söyledi. Yılmaz “Bu sürdürülebilir bir durum değil. Bürokrasiden şikayet edilir bunun nedeni eşitlikçi sistemdir. Eşitlik zulümdür, adalet esastır. Herkesin eşit ücret aldığı bir işletmede sistem çöker. Çok üreten için bir zulümdür. Bugün kamudaki personel politikası gönüllülük esasına dayanır. Kamuda gönüllüler çalışır. İş verdinizde eğer çalışmak istemiyorsa kimse çalıştıramaz. Yaptırımı yoktur. Kamuda iyi iş yapan insanlar vicdan sahibi olduğu için çalışır. Gerisi ‘miş gibi' yapar” dedi. Kamuda performansa dayalı bir ücret politikası kurulması gerektiğini söyleyen Yılmaz “Performansa dayalı politika izlerseniz verimlilik artar. Bu sistem istismar edilirse işte o zaman denetlersiniz. Ama performansın ikramiye yöntemiyle taltif edilmesi gerekir” dedi.
Tasarı bor özelleştİrmesİnİn İlk adımı
Eti Maden'de örgütlü sendika olan Petrol-İş'in Başkanı Mustafa Öztaşkın ise yapılan çalışmaların bor madenlerinin özelletirilmesinin ilk adımı olduğunu söyledi. Öztaşkın “Dünyanın en büyük üreticisi konumunda olduğumuz bor, yerli ve yabancı sermayenin kullanımına sunuluyor. Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranmasının, üretiminin ve pazarlamasının özel sektöre devrine olanak sağlayan bu değişiklikle, bu stratejik madenimizin özelleştirilmesinin ilk adımı atılıyor” dedi. Eti Maden Genel Müdürü Orhan Yılmaz ise özelleştirme söylentilerinin bir kısmının korkuyla, bir kısmının da siyasi nedenlerle çıktığını söyledi. Yılmaz “Bu kadar başarılı bir kurumu siyasi nedenlerle gündeme getirmek iyi değildir. Onların iddiası, fabrikaları ve maden sahalarını kiraya vereceğimiz yönünde. Bunun hiçbir mesneti yok” dedi. Mevcut işçilerin devam etmesini istediklerini belirten Yılmaz “Bu bizim en çok istediğimiz konudur. Çünkü, şirket hafızası ve kültürünün devamı için işçilere ihtiyaç var. Bize öyle bir yetki verilirse bile yapmayız” dedi.
İbrahim Acar / Star
Yorum Yaz