İCK Yapı, İstanbul'da konut projesi inşa etmek istiyor!

İnşaat sektöründe lüks konut sekmenimde imza attığı projelerle marka haline gelen İCK Yapı, inşaat ve turizm sektörlerindeki yatırımlarını aralıksız sürdürüyor. Binlerce konut ve iş merkezi projesine imza atan şirket, Ankara Çayyolu'nda 411 konuttan oluşan Ametist Residance projesinin de yapımını sürdürüyor. Farklı ve modern mimarisiyle Çayyolu'nun örnek projeleri arasında gösterilen Ametist Residance, sosyal ve sportif aktivite alanlarının zenginliğiyle dikkat çekiyor. İCK Yapı'nın bünyesinde geniş arazilerin olduğuna değinen şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Eyyüp Kuru, bu araziler üzerine 5 yılda 7 bin 500 konut yapacaklarını ifade ediyor. Turizm sektöründe 3 otel ile hizmet verdiklerini ifade eden Kuru, 2013'te biri Ankara, diğeri İstanbul'da olmak üzere 2 otel inşaatına başlayacaklarını, böylece turizm sektöründeki yatırımlarını 5'e çıkaracaklarının sinyalini veriyor. 

 

 

İCK Yapı olarak inşaat sektöründe 35 yıllık bir geçmişimiz var. Babamız İsmail Cemal Kuru tarafından temelleri atılan şirketimiz bugün birinci ve ikinci kuşağın birlikte hareket ettiği, kurumsal bir çatı altında faaliyetlerini devam ettiriyor. Şirketimiz bugün inşaat ve turizm sektörlerinde ciddi yatırımları bulunan ve bu iki sektörde halen büyümeye devam eden bir kurum. İnşaat sektöründe bugüne kadar binlerce konuta imza attık. Orta ve üst gelir gurubuna dönük projeler hayata geçirdik. Konut ve iş merkezlerinden oluşan bu projelerimizin çoğunu Ankara'da yaptık. Turizm sektöründeki faaliyetlerimizi mülkiyeti bize ait olan 3 otelle sürdürüyoruz. Bunların ikisi Bodrum'da, biri de Ayvalık'ta hizmet veriyor. 

 

 

Biz herkesin görev ve sorumluluklarının belli olduğu, kurumsal bir yönetim anlayışının uygulandığı bir aile şirketiyiz. Şirketin yönetiminde babamız İsmail Cemal Kuru, ben ve kardeşlerim Cemal ve Davut Kuru birlikte hareket ediyoruz. Kararlarımızı istişare ederek alıyoruz. Ben şirketin proje geliştirme ve yönetim işlerini sürdürüyorum. Cemal Kuru turizm yatırımlarımızla, Davut Kuru ise şantiyelerimizin yönetimiyle ilgileniyor. Babamız İsmail Cemal Kuru ise sağ olsun her zaman yanımızda ve bize tecrübeleriyle rehberlik ediyor. 

 

 

Proje, özgün tasarımlarıyla yarattığı ambiyansıyla yeni bir mekan algısı oluştururken, doğal parkları, alternatif yaşam alanları, gelişmiş güvenlik donanımları, modern hayata özgü mimari yapısıyla aranan huzurun ve konforun tüm tanımlarını içinde barındırıyor. Ametis Residance sadece Ankara'da değil, tüm Türkiye'de mimarisi ve içerisinde bulundurduğu sosyal yaşam alanlarıyla örnek alınacak bir proje. Ametist Residance'de her biri 31 kattan oluşan 4 blok yer alıyor. Projemiz içerisinde 40 bin metrekarelik yeşil alan yer alıyor. Bu alanda Ametist'de yaşayacak olanların tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek sosyal ve sportif aktivite alanlarına yer verdik. 

Projemizde tenis kortları, basketbol ve futbol sahası, çocuk oyun alanları, yürüyüş ve bisiklet yolu bulunuyor. Spa&sauna, Ametist Club, kreş, toplantı ve sergi salonu, seramik atölyesi de yine Ametist Residance'de yaşayanların hizmetinde olacak alanlar arasında yer alıyor. Biz İCK Yapı olarak Ametist Residance'de yaşayacak olan sakinlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapılanma oluşturduk. Full back UP hizmetimizle insanların sinema tiyatro ve restoran rezervasyonlarından tutun, çiçek ve hediye gönderimi, seyahat ve eğlence danışmanlığı, market, tıbbi ve hukuki danışmanlık, 7/24 ambulans gibi bir çok ihtiyaca hızlı cevap verebileceğiz. 411 dairelik Ametist Residance, 220 ve 200 metrekarelik net ve 448 ve 410 metrekarelik teras ve zemin dubleks daire seçenekleriyle müşterilerimizin yaşam standartlarını yükseltecek. Ametist, ışıktan daha fazla yararlanmak için özel tasarlanan cam cephe giydirmeleri, vadi rekreasyon alanı da dahil edildiğinde 200 bin metrekarelik yeşil alanı, her daireye 2 adet kapalı otoparkı, 200 araçlık açık otopark alanı, özel malzemelerle dekorasyon, fore kazıklı temeli ve deprem yönetmeliğine uygunluğuyla sıradan olmanın çok ötesinde bir yaşam sunuyor. 

 

 

İCK Yapı olarak projemizi kendi arsalarımız üzerine yapmayı temel prensip haline getirdik. Kat karşılığı olarak yaptığımız projelerimiz oldu ama ağırlıkta kendi arsalarımız üzerine proje üretiyoruz. Satın almalarla arsa portföyümüzü sürekli büyütüyoruz. En son 2013'te başlayacağımız ve 1150 konuttan oluşacak olan projemizin arsasının tamamına yakınını satın aldık ve projeyle ilgili olarak çalışmalarımıza başladık. 2013'te Ankara Eskişehir ve Konya yolu üzerinde toplamda 2 bin 500 konutun üretimine başlamış olacağız. İstanbul'da da proje hayata geçirmek için çalışmalarımıza başladık. Kurtköy başta olmak üzere İstanbul'un farklı bölgelerinde arsa arayışlarımız sürüyor. Açıkça ifade etmem gerekirse, İstanbul konut piyasasına güçlü girmeyi amaçlıyoruz. Bunun içinde daha çok 500 ila 1000 konut arasında konut yapabileceğimiz alanlarla ilgileniyoruz. 

Arsa satın almalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz. Mevcut arsa yatırımlarımızı göz önüne aldığımızda ve başlamayı planladığımız projelerimizi değerlendirdiğimizde İCK Yapı olarak 2018 yılı sonuna kadar 7 bin 500 konutu bitirip sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. 

 

Yatırımların gerçekleşmesi konusunda ülkenin mevcut durumunun çok önemli olduğu aşikar. Büyük hedefler koyduğunuza göre sanıyorum geleceğe güvenle bakıyorsunuz. Ülkemizin son 10 yılda geçirdiği değişim ve geldiği nokta sadece biz işadamlarının nazarında değil toplumun tüm genelinde hissedilir seviyede. Siyasi istikrarın sağlanmış olduğu güven ortamında işadamları yatırım yapmaya devam eder. Proje geliştirir ve projeyi hayata geçirir. Vatandaş güven ortamında harcama yapar; ev alır, araba alır, ihtiyacı ne ise karşılamaya çalışır. Yani istikrarın olduğu ortamda hem üretim hem de tüketim olur. 2002"den bu yana Türkiye'de ekonomik, siyasi ve hukuki anlamda çok ciddi bir değişim yaşadı. Ülkemizi yöneten siyasi irade iş dünyası için çözüm üretici adımlar atıyor, destek veriyor. Bakıyorsunuz işadamlarını uçaklara doldurup ülke ülke geziyorlar, iş bağlantısı kurmaya çalışıyorlar. Bunlar takdir edilmesi ve desteklenmesi gereken adımlar. Ben uzun yıllardır iş dünyasının içindeyim. Birçok ekonomik ve siyasi kriz gördüm. 

 

Şu anki Türkiye'de ticaret yapmakla bundan 10-15 yıl önceki Türkiye'de ticaret yapmak arasında dağlar kadar fark var. Biz 1CK Yapı olarak bu ülkenin geleceğine inanıyoruz. Bu yüzden de yatırımlarımızı daha da büyüterek devam ettiriyoruz. 

 

Her şeyin dört dörtlük olduğu bir sistem tabii ki tasavvur edilemez. Her sistemin, her düzenin bir takım çözülmesi gereken problemleri vardır. İnşaat sektörüyle ilgili örnek vermem gerekirse, sektörümüzde ciddi bir bürokrasi sorunu var. İnşaat sektöründe kime giderseniz gidin size ilk şikayet edeceği şey bürokrasidir. Hakikaten bürokratik engellerden dolayı çoğu proje başlaması gereken zamandan aylarca, hatta bir yılı bulan zamanlarda geç başlıyor. Mesela bu konuda da hükümetin attığı adımlar oldu ancak bunlar yetersiz. Biz projeye ne kadar çabuk başlarsak o kadar istihdama ve ülke ekonomisine katkı sağlarız. Sektörümüzde TOKİ ile ilgili bir takım dolaylı sorunlar yaşamaktayız. Bir vatandaş olarak ülkemizde TOKİ tarzı yapılanmaların olması gerektiğini düşünüyoruz ve dc destekliyoruz. Fakat TOKİ'nin sektörümüzde oluşturmuş olduğu bir haksız rekabet var. Arsa tahsisi, bürokratik işlemlerin az olması, bankaların TOKİ projelerine daha kolay kredi vermesi. TOKİ'nin kent merkezlerinde proje üretmesi ve üst gelir gurubuna dönük proje üretmesi gibi çeşitli konularda bizim için çok ciddi bir rakip. Birçok avantaja sahip olmasından dolayı karşısında özel sektör kurumları kan kaybediyor. TOKİ'yle ilgili bir takım düzenlemelerin yapılması gerektiği düşüncesindeyim. İnşaat sektöründe yıllardır dile getirdiğimiz bir sorun var. O da herkesin rahat bir şekilde konut yapıp satabilmesi. 

 

Oysa konut üretmek çok ciddi bir iş. Bu işte tecrübe ve birikim gerekiyor. Belli bir sermaye yapan ve kat karşılığı bir arsa bulan herkesin bu işe soyunmaması gerekir. Bu tarz yapılanmalar sektöre ciddi zarar veriyor. Plana uygun olmayan yanlış üretimler, zamanında bitirilemeyen, yarım kalan birçok şantiyeye rastlıyorsunuz. Vatandaşın mağdur olmaması anlamında bu konuda standartların oluşturulması ve ciddi denetimlerin getirilmesi gerekiyor. 

 

 

2018 yılının sonuna kadar şuan planladığımız 7 bin 500 konutu bitirip sahiplerine teslim edeceğiz. Turizm sektöründe de otel yatırımlarımız devam edecek. 2013 yılında Ankara ve İstanbul'da birer otel yatırımımız başlayacak. 

 

Bu otellerin inşaatlarını kısa sürede bitirip turizm sektöründeki otel sayımızı 5'e çıkaracağız. Bunun yanında hizmet sektörüyle ilgili olarak bir takım yatırımlarımız olacak. Liman işletmeciliği ve fuar organizasyonları konusunda çalışmalarımız olacak.