Koç Yapı, Maslak'ta plaza yatırımı için kolları sıvadı!

A plus standardından taviz vermeyerek ısrarlı bir şekilde alışılagelmiş değil, değişimi, yükselen yaşam trendlerini yakalamak için çabaladıklarım belirten Koç Yapı Yönetim Kurulu Başkam Hamit Cenk Koç, "Klasik ticari zihniyetle hareket etmeyip akademik, yaşanılan teknolojik çağa uygun; çağdaş, yenilikçi mimari tasarımlarla karizmatik, kimliği olan binalar üretiyoruz" şeklinde konuştu.

 

 

Projelerini ve inşaat sektörünü SÖZCÜ'ye değerlendiren Hamit Cenk Koç, yalanda faaliyete geçecek İstanbul'un gözde iş merkezi Maslak Büyükdere Caddesi'ndeki Plaza projesini gündemlerine aldıklarım söyledi. 

 

Bağdat Caddesi'nde rezidans anlayışıyla kat karşılığı projelerine devam edeceklerini ancak sadece Anadolu Yakası'nda değil, Avrupa Yakası'nda ve özellikle Maslak bölgesinde nitelikli bir plaza projesini yapmak için kolları sıvadıklarını belirten Koç, "Bu zamana kadar Şengüller Plaza, Korupark Konaklan, 15 milyon dolar sermayeli Tagic Town konutları ve kat karşılığı projelerine devam edeceklerini ancak sadece Anadolu Yakası'nda değil, Avrupa Yakası'nda ve özellikle Maslak bölgesinde nitelikli bir plaza projesini yapmak için kolları sıvadıklarını belirten Koç, "Bu zamana kadar Şengüller Plaza, Korupark Konaklan, 15 milyon dolar sermayeli Tagic Town konutları ve son olarak Altmer Rezidans projelerini hayata geçirdik. Yine çalışmalarımız bu yönde devam edecek. Şimdi hedefimiz Maslak'ta bir plaza projesi" diye konuştu.

 

Maslak'ta ön anlaşmasını yaptıkları 25 bin m2'lik bir yerlerinin olduğunu ve buraya 43 katlı bir karma proje düşündüklerini belirten Cenk Koç, "Proje, home ofis, konut, yönetim yerleri belki bir otel kısmı olan bir plaza. Bu Koç Yapı'nın imzaladığı bir proje. Tabi Dervişoğlu ile ortaklığımız devam ediyor. Belki bu yıl Avrupa Yakası'nda iki projeye imza atacağız. Ruhsatlan bitim aşamasında. Tasarımları bir iki ay alır. Plazadan başka bu proje butik tarzda" dedi. 

 

 

 

Mimari ve tasarımda en önemli özelliklerinin lokasyon ve mimari stil olduğuna vurgu yapan Hamit Cenk Koç, "İşte bu hassas anlayışımızla son olarak Altmer Residence'ı ortaya çıkardık.

 

Bundan sonraki projelerimizde de tasarım önceliğimiz olacak. Eserin en düzgün şekilde alıcısı ile buluşması, kalıcı ve etkili bir görselliğe sahip olması ve  bulunduğu yere bir değer katması hep bizim projelerimizde takip ettiğimiz en önemli ayrıntılar" diye konuştu.

 

Bağdat Caddesi'nde yeni projeleri olan Sultan Konakları hakkında da bilgi veren Koç, "4500 m2'İik alanın 1400 m2'sine inşaat yapıyoruz. Sultan Konaklan, 30 dairelik küçük bir proje ancak bölgeye klasik bir yaşam havası estirecek Eylül itibariyle projeye başlıyoruz, 1 yıl sonra teslim edeceğiz. Bu projede de mimarlık firmamız Dome" diye konuştu.

 

Hangi alanda olursa olsun kalıcı eserler bırakmak için geçmişten gelen o akışı takip edip günümüz ve gelecek ile buluşturmayı olmazsa olmaz olarak değerlendirdiklerini belirten Cenk Koç, "Sadece kendi düşüncelerimizi projeye yansıtmıyoruz. Bir kere binalara ticaretten çok akademik olarak bakıyoruz. Yüzyıllar boyu akan bir yaşam enerjisi var. Müşterilerimize de bu enerjiye ortak ediyoruz, onların katkılarını da alıyoruz. 

 

Çünkü onların da gönüllerince oturacakları mekanları oluşturmak bizim hedefimiz. İşte Altıner Residence da mimarisi ile çağdaş bir yaklaşım. Mesela Altıner'de binanın boy camlar ile görselliğini yükselttik. Salonlarımız daha ferah, daha ışık alan bir durumda. Belki de satıştaki başarımız buradan kaynaklanıyor" diye konuştu. 

 

 

 

Kentsel dönüşüm ile ilgili görüşlerini de açıklayan Hamit Cenk Koç, hukukun pratik olarak uygulanabilir hale getirilmesi durumunda sürecin hızlanacağını söyledi. Sadece gecekondu ve afet alanlarının yeniden yapılandırılması olayı değil, lüks semtlerde de bina yenilemeleri veya yeniden yapma konularında büyük zorlukların olduğuna dikkat çeken Hamit Cenk Koç şöyle konuştu:

 

 "Bu durum Bağdat Caddesi'nde de var. Mesela bir bina için bir üniversiteden hasarlı, oturulamaz raporu alıyorsunuz ve belediye götürüyorsunuz. Belediye bunu inceliyor. Şayet bina hasarlı ise belediyenin oturulamaz raporundan sonra yıkım işlemine geçebiliyorsunuz. Fakat bina sakinlerinden bir grup gidip başka bir üniversiteden binanın sağlam olduğuna dair rapor alıp mahkeme açtığında, olay Danıştay'a kadar gidiyor ve binanın yıkılması, yapılması veya yenilenmesi yıllar alıyor. Burada da hak mahrumiyeti doğuyor. Yani hukukun bu durumları göz önüne alarak daha pratik hale getirilmesi gerekiyor.

 

 

Altıner Residence geçen yıl ekimde ruhsatının alındığını, teslimini bu yıl sonunda yapacaklanı belirten Koç, satış konusunda da, "Müşteri nasıl rahat edecekse konutlarımızı o şekilde satıyoruz. Ben kolay satıcıyım. Peşinatsız bile olabilir. Ama baremlerimiz var. Yüzde 30 peşin, yüzde 50 tapuda, yüzde 20'de inşaat boyunca alıyoruz. İnşaat bitince yüzde 100 kat mülkiyeti tapusu veriyoruz. Müşteriden gelen para ile hareket etmiyoruz" diye konuştu. 

 

 

Türkiye'de kentsel dönüşümün nasıl olacağını herkesin merak ettiğini, ancak bunun için önce hukuki altyapının sağlamlaştırılması gerektiğini belirten Hamit Cenk Koç, "Avrupa'ya veya gelişmiş ülkelere bakıyorsunuz. Buradaki başarının altında hukukun hızlı işlemesi göze çarpıyor Bizde sadece inşaat alanında değil, her bulunduğu alanda hukuki süreç çok uzuyor. Bu da işlevsizliği beraberinde getiriyor ve insanları  mağdur ediyor. Buradan bakıldığında  kentsel dönüşümün uygulama esasları da tam olarak belli değil" dedi.

 

Altıner'in deniz manzaralı ve yeterince yeşil alanı ve süs havuzları olan bir rezidans olduğunu belirten Cenk Koç, "Önce binada çok pahalı olmasına rağmen jeotermal enerji kullanmayı düşündük. Fakat bu gelen istekler nedeniyle mümkün olmadı. Biz de yer konvektörleri kullandık. Bu en lüks rezidanslarda kullanılan bir sistem. Normal petek radyotörü, şap kalınlığında şapın içine koyup parke ile birlikte yerde camın önünde yerde kullanıyorsunuz. İçinde fan var ve normal radyotörü üflüyor ve bir görsellik de sağlıyor. Bu tarzı ünlü firmalarımız da markalı projelerinde kullanıyor" dedi.