maritbet girişmaritbet
Nurettin Eroğlu, Rusya'dan sonra Uzakdoğu'yu da feth edecek!

Nurettin Eroğlu, Rusya'dan sonra Uzakdoğu'yu da feth edecek!

Nurettin Eroğlu, 1983 yılında 15 kişilik bir ekip ve altı makineli küçük bir konfeksiyon atölyesiyle iş hayatına başladı. Bugün 10 binin üzerinde çalışanı olan bir holdingin patronu. 680'e yakın mağaza sayısıyla Colin's'i yurtdışında en çok mağazası olan Türk markası haline getiren, konfeksiyon ve kumaş işinde yeni yatırımlara imza atan Nurettin Eroğlu, inşaat sektöründe de yurtdışına açılma planı yapıyor. Cirosu 1,3 milyar dolara ulaşan Eroğlu Holding, 2012'de yüzde 20 büyüme ve 3,2 milyar TL'l

 

Yeni sektörlere girmek için araştırma yaptıklarını söyleyen ve gayrimenkul ayağında 2013'te halka arz düşündüklerini belirten Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, stratejilerini ve büyüme planlarını Bloomberg Businessweek Türkiye'ye anlattı. 
 
Faaliyet gösterdiğiniz alanları tekstil ve inşaat olarak ikiyi bölersek, bu iki sektörün holding içindeki payı nedir? 
 
Yüzde 70 tekstil, yüzde 30 inşaat diyebiliriz. Aslında tekstil deyince faaliyet alanlarımızı üçe ayırmamız lazım. Kumaş, konfeksiyon, marka ve perakende tarafı var. Biz üçünde de yer alıyoruz. İşe konfenksiyonla başladık. Konfeksiyonda iyi gidiyoruz. Çorlu, Mısır ve Aksaray'da fabrikamız var. Aksaray'ı büyütüyoruz. 30 milyon dolarlık yaünm yapacağız ve Aksaray'daki tesis yılbaşına kadar tamamlanacak. Mısır'da bir konfeksiyon fabrikası daha kurmayı düşünüyoruz. Böylece fabrika sayımız beşe çıkacak. Konfeksiyon tarafında 6 bin kişi çalışıyor. İki tane eklenenince yaklaşık 10 bin çalışana çıkacak. Sadece kendi fabrikamızda değil, büyük markalara da üretim yapıyoruz. Kendin üret, kendin sat manüğmda değiliz. Üretim ayrı, perakende ve marka başka bir iş kolu bizim için. O şirketlerin birbiriyle iş ilişkisi var. Sadece yüzde 20'sini kendi markamız için üretiyoruz. Kendi markamızın yüzde 80'ini tedarikçilerden alıyoruz. Hindistan, Bangladeş, Türkiye gibi farklı ülkelerden alım yapıyoruz. 
 
Kumaş işine önemli bir yatırım yaptınız...
 
Kumaşta hızlı bir şekilde büyüyoruz. Kumaş işine iki yıl önce başladık. Mısır'da hiç kumaş fabrikası yoktu, bu nedenle orayı tercih ettik. İlk etapta 210 milyon dolarlık yatırım yaptık. İkinci etapta 220 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bu yıl faaliyete geçti. Bu işte de kendi markalarımız için yüzde 20'lik üretim yapacağız, geri kalan piyasaya verilecek. 
 
Neden böyle bir strateji izliyorsunuz? 
 
Sakat olmasın diye... Akraba evliliğinde sakat doğma riski var. Bu nedenle hep dışarıdan alıyoruz. Uluslararası bakınca böyle bir strateji daha mantıklı geliyor. 
 
Arap Baharı malum... Mısır'da ortam nasıl, işlerinizi etkiliyor mu? 
 
Mısır yavaş yavaş düzeliyor. Şu an bizi etkileyen bir durum yok. 
 
Perakende tarafında işler nasıl?
 
İki markamız var: Colin's ve Loft. Colin's'le şu anda dünya genelinde 680'e yakın mağazamız var. Bunun 180'i Türkiye'de, geri kalanı yurtdışında. Rusya başta olmak üzere Ukrayna, Kazakistan, Körfez Ülkeleri ve Avrupa'da da mağazalarımız var. Türkiye'nin şu anda dışarıya açılmış en büyük markasıyız. Bu işte iddialıyız. Her sene yüzde 20-30 büyütüyoruz. Bu sene de yüzde 20'ye yakın büyüyoruz. Her sene 100-150 arası mağaza açıyoruz. 
 
Yeni pazarlar var mı gündeminizde?
 
Mağazalaşma konusunda şu anda daha çok Uzakdoğu'ya bakıyoruz. Henüz açıtığımız bir mağaza yok ama Çin, Hindistan ve Güney Afrika'yı araştırıyoruz. Rusya'da 174 mağazanız var.
 
Uzakdoğu'da da benzer bir büyüme hedefiniz var mı?
 
Biz yaptığımız işi güçlü yapıyoruz. Elimizin ucuyla tutmuyoruz. Kucaklıyoruz... İnşaatta da aynı şekilde ilerliyoruz. Örneğin Colin's'in kendi önünde bir hedefi var. Her sene yüzde 20 büyümek. Bulunduğumuz bölgelere ve yeni gelişen Uzak Doğu ve Afrika gibi pazarlara yayılmak. Loft bizim 1996'da saün aldığımız bir marka. Bazı dönemlerden birleştirmiştik Colins'le, ama şu anda tamamen ayrı bir organizasyon. Ciddi bir yapılanma sürecine girdik ve bunu yurtdışına taşıyoruz. Colin's'de bütün mağazaları kendimiz açıyoruz. Loft'da ise bayilik veriyoruz. Ürün yelpazesi, konsepti ve satış pazarlama stratejileri farklı ilerliyor iki markanın. 
 
Loft'un mağaza sayısı nedir? 
 
Türkiye'de 40 civarında mağaza var. Yurtdışında yeni yeni organizasyon oluşturuyoruz. 2013 hedefi gayrimenkul şirketini halka açmak Holding gayrimenkul tarafında 2011'de 2,5 milyar TL'ye ulaşan yatırımlarını 2012 yılında, beş yeni proje geliştirerek 3,2 milyar TL'ye yükseltmeyi hedefliyor 
 
İki marka birlikte yürümeye müsait. Neden böyle kurguladınız? 
 
Loft'un konsepti daha genç. Colin's 16-35 yaşa, Loft ise 18-25 yaş arasına hitap ediyor. Colins'de mağazalar 550 metrekare, Loft da ise 300 metrekare civarında. Ayrı konumlandırınca ayrı ayrı strateji geliştirebiliyorsunuz, birbirini etkilemiyor. Biz tekstilde Türkiye'nin en küresel oyuncusuyuz. Dünyanın bir ucunda üretip başka ülkelere satıyoruz. Konfeksiyon tarafında tamamen büyük dünya markalarına üretim yapıyoruz. Bunu destekleyecek şekilde, kumaşla beraber pamuktan perakendeye kadar bir zincir oluşturduk. Bu nedenle tekstilde iddialıyız; hem kumaş hem konfeksiyon hem de markada yüzde 20 büyüyoruz. Türkiye'nin de tekstilde dünyada önemli bir yerde bulunacağını iddia ediyoruz. 
 
İnşaat işine 2006 yılında girdiniz. Projelerinizin bir kısmı bitmiş durumda...
 
Şu anda 3-4 projeyi bitirdik. Tekirdağ'da AVM, Ümraniye Akkom Ofis Park Projesi'ni ve Oksizen Konaklan'nın daire teslimlerini yaptık. Bursa ve Antalya'da Bauhaus projelerini bitirdik. 2011 yılında İstanbul Lounge 2, Yenimoda Evleri, Platform Merter, Florya Ekşinar Konaklan, Ofishane, Bursa Harmony Towers başlarken, 2012 yılında Erasta Antalya projesine ve Seyrantepe'deki yeni projeye başladık. Projelerin en büyüğü Seyrantepe. Karma bir proje olacak; içinde otel de var rezidans da. Toprak halinde, hâlâ adını koymadık. 40 ay süreceğini tahmin ediyoruz inşaaün. Tekstil ve inşaaü birleştirdiğimiz bir projemiz var Merter'de. Orası Vakko'nun eski arazisi olması açısından önemli. 0 arazinin öyle bir misyonu var demek ki. Merter'de dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir AVM açıyoruz. Merter, Laleli ve Osmanbey'deki üreticileri birleştirdiğimiz bir proje. İki kulesi var. Biri rezidans, diğeri de otel gibi hizmet veren bir süit. Üç ay sonra bitecek. Türkiye'nin marka oluşturmasına, yurtdışına açılmasına ciddi ivme kazandıracak bir yer olacak. Colin's bilgi birikimi ve inşaat deneyimizle birleştirdiğimiz bir proje. Çok iddialı olduğumuz bir proje. İki tane Halkalı'da projemiz var. 600 ve 800 konutluk. Florya'da Ekşinar Konaklan var. Bunun dışında üzerinde çalıştığımız 3-4 yeni proje daha var. Hedefimiz 10 projeyle devam etmek. Her yıl 3-4 tanesini bitirip yeni 3-4 tane ortaya koymak. Böyle bir denge oluşturmayı hedefliyoruz. Eroğlu Gayrimenkul olarak 2011 yılma ilişkin yaldaşık 2,5 milyar TL'ye ulaşan yatırmılanmızı 2012 yılında, beş yeni proje geliştirerek 3,2 milyar TL'ye ulaştırmayı hedefliyoruz. 
 
İnşaatta da yurtdışına açılmayı planlıyor musunuz? 
 
İnşaat işimizi de tekstil de olduğu gibi Rusya, Mısır, Ortadoğu gibi bölgelere taşımak istiyoruz. Biz sadece bir iş yapınca kendi ülkemizle sınırlı kalmıyoruz. Hızlı bir şekilde büyütmeyi ve geliştirmeyi hedefliyoruz. Bulunduğu sektöründe de iddialı bir firmayız. 
 
Yurtdışında netleşmiş projeleriniz var mı? 
 
Türkiye küresel inşaat sektörünün önemli bir oyuncusu. Biz de tam anlamıyla burada alanımızı geliştirmek istiyoruz. İnşaatın tekstilden farklılığı tüm firmalar yurtdışına müteahhit olarak gitmişler. Biz Türkiye'de müteahhitlik yapmıyoruz; kendi projelerimizi üretiyoruz. Yurtdışında müteahhitlik tarafımızı geliştirirken Mısır, Rusya gibi ülkelere nasıl yatınm yapabiliriz ona da bakıyoruz. Elbette güçlü bir bilgi birikimimiz var. Suudi Arabistan, Katar, Mısır, Rusya, Ukrayna gibi ülkelerde 5 bin çalışanımız var. Bölgelerin mevzuatlarını çalışma prensiplerini çok iyi biliyoruz. O nedenle kendimizde gelecek görüyoruz. Örneğin Bangladeş'te de fabrikamız var, bir ortakla birlikte yürütüyoruz. Bin 600 çalışanlı bir fabrika. Orada da kendi markamızın yanı sıra başka markalara da üretim yaptırıyoruz. 
 
Yeni sektörlere girme planınız var mı? 
 
Baktığımız sektörler var. Şu an bir iki sektör üzerinde çalışıyoruz. 
 
Hangi sektörler? 
 
Söylemeyeyim.
 
Mesela gıda, son dönemdeki popüler alanlardan biri... 
 
Gıda değil. 
 
O zaman kesin eneji, en popüler sektörlerden biri son dönemde...
 
Olabilir, ona herkes girdiği için... (gülüyor)
 
Ne kaldı başka popüler sektör?
 
Memlekette çok iş var; yeter ki siz yapacak olun. Şu an illa bir işe girelim demiyoruz, ama araştırma yapıyoruz. Mesela maden işi var. Var yani başka işler... 
 
Holdingin odağını dağıtıp çok farklı sektörlere girme gibi bir stratejiniz var mı? 
 
Tekstil bizim için ana sektörlerden biri. Büyüyünce çıkacağımız sektörlerden biri değil. Bugünkü konjonktürde Türkiye, markalaşma ve modada ilerleme kaydediyor. İnşaat sürekli devam edecek bir alan bizim için. Gayrimenkule girmeden de mağazalardan dolayı kendi inşaatlarımızı yapıyorduk. AVM büyüklüğünde mağaza yapıyoruz neredeyse. Çok dağılma niyetimiz yok, ama aile olarak da kalabalık olduğumuz için 4-5 sektörde faaliyet göstermeyi planlıyoruz. 
 
Kalabalık bir ailede yönetimi de iyi organize etmek gerekiyor. Bir aile şirketi olarak şirket içinde nasıl yapılandınız? 
 
Aile anayasamız var. Beş kardeşin oluşturduğu bir holding yönetim kurulumuz var. Şirketlerin kendi içinde yapılanmaları var. Aileden olanlar da var aileden olmayanlar da var şirket yönetimlerinde. Tamamen ailenin kontrolünde değil. Mesela Mısır'da aileden kimse yok, profesyonel yöneticiler var. Tekstil, konfeksiyona kardeşlerim bakıyor. Kızım Colin's markasında üretim tarafında. Oğlum inşaat tarafında. İkinci nesilden dört kişi var şu anda şirketin içinde. 
 
Son dönemde pek çok Türk şirketinin yabancı fon veya şirketlerle ortaklık yaptığını görüyoruz. Sizin böyle bir planınız var mı? 
 
Bize de teklifler geliyor ama netleştirdiğimiz bir şey yok. Gündemimizde yok öyle bir şey. Bazı markalar yabancı ortakla yurtdışına açılıp güçleneceğiz diyor, biz zaten açılmışız uluslararası pazara. Marka oluşturmak için finansal güçten çok tecrübe ve zaman gerekiyor. Çok paranız varsa dünya markası olabilirsiniz diye bir şey yok. Marka çocuk gibi... Çocuğu hızlı büyütemezsiniz. Bir fabrikayı parayla yatırım yapıp büyütebilirsiniz ama marka çocuk gibi ilgi bekliyor. Geçmişe geleceğe entegre bekliyor. Büyük sermayeyle hızlı marka olma gibi bir süreç yok. Tecrübeyle ekibi oluşturmak, yani insan faktörü markada sermaye faktöründen daha önemli. Bazı iş daha çok paraya odaklı, bazı iş bilgi birikimine dayanıyor. Nurettin Eroğlu, yeni girmeyi planladıkları sektörler arasında maden sektörünün olduğunun sinyalini veriyor 
 
2012 yılında holding olarak cironuz nedir?
 
Holding ciromuz şu anda 1,3 milyar dolara ulaştı. Grup olarak büyüme hedefimiz yüzde 20.
 
 Halka arz planınız var mı? 
 
Halka arz düşünüyoruz. Gayrimenkulde halka açılacağız. 2013'te hazırlıkları tamamlamayı planlıyoruz. 
 
İnşaat sektöründe çok fazla proje var. Sık sık balon riski gündeme geliyor. Siz bir sorun görüyor musunuz? 
 
Bu ülkenin ekonomisiyle çok alakalı. Ülke ekonomisi böyle devam ederse şu anki projeler bile az kalır, daha fazlası lazım. Ama ekonomi Avrupa'daki kriz, Amerika'nın seçimlerden sonra krize girmesi, Ortadoğu'daki belirsizliklerin artması gibi nedenlerden olumsuz etkilenirse o zaman şu anki inşaatların hepsi fazla. Bu ekonomik durumla ilgili. Biz karamsar değiliz ama temkini de elden bırakmıyoruz. Hep geçmişte yorganımızı ayağımıza göre uzattık. 0 nedenle projelerimizin hepsi çok önemli noktalarda, hiçbiri tesadüfen bir yerlerde değil. Hepsi de hikayeleri olan projeler. 
 
Siz internet sitenizde bile küresel olmaktan bahsediyorsunuz. Perakende ve tekstilde önemli bir başarı yakaladınız. Bunu nasıl başardınız? 
 
Çekirdek kuruluşumuzdan geliyor. Yaptığımız işin hep bir sonrasını düşünüyoruz. Türkiye ölçeğinde düşünsek burada kalırdık. Biz dünya ölçeğinde düşündüğümüz ve 90'larda Doğu Bloku ülkelerinin dünyaya açılmış olması ve bizim o dönemlerde markalaşmaya başlamamız bize ciddi bir ivme kazandırdı. Elbette aynı dönemde bizimle birlikte çok firma girdi ama çok fazla istikrar ve devamlılığı sağlayamadı. 0 profesyonelleşmeyi sağlayamadı. İş yapma biçiminiz, işe bakış biçiminiz, kişiliğinizle de alakalı. Başarıyı getiren çok fazla unsur var. Mesela insanlar düzgün bir vücudu olsun ister, her sabah spor yapmaya niyetlenirler; ama sabah kalkmazlar. Her işin bir bedeli var. Onu ödemeden o işe sahip olamıyorsunuz. Türkiye her alanda ilerliyor. İhracatımızın ve milli gelirimizin geldiği nokta küçümsenemez. Dünya çatırdarken biz dimdik ayakta duruyoruz. 
 
Ayşegül Sakarya/ Bloomberg Business Week 

Yorum Yaz