Beşir Atalay çözüm süreciyle ilgili soruları yanıtladı
Beşir Atalay canlı yayına katıldığı bir programda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, CNNTürk Televizyonunun canlı yayınına katılarak gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çözüm sürecine ilişkin soruları yanıtlayan Atalay, süreci canlı tutmak için konuşmak gerektiğini belirtti. Hükümetin durduğu yerden bakıldığında çözüm sürecinin genel anlamda sorunsuz yürüdüğünü ifade eden Atalay, "Ana eksende bir kayma yok. Hükümet kanadından baktığınızda tam bir kararlık ve samimiyet var. Ve esasen hükümetin bu tutumuna da artık herkesin güveni var, toplumun da güveni var. Herkes bu konuda bizim kararlılığımızı biliyor. Taraf nitelemesiyle de baktığımızda genel manada da diyaloglar sürüyor, kesinti yok. İtirazlar, beklentiler, farklı bakışlar olabilir ama diyalog kanallarının açık olması sürecin canlılığı ve geleceği açısından en önemli unsurdur. Hem İmralı ile istihbarat teşkilatımızın görüşmeleri, bir ayağı orada. Siyaset kesimiyle yürüyen bir ayağı var. Orada da bizim siyaset kesimiyle görüşmelerimiz var" diye konuştu. "Sürece destek, Güneydoğu'da şu anda yüzde 85'ler oranında diyebiliriz ."Sürecin mümkün olabildiğince şeffaf yürütüldüğünü, toplumun bilgisinde konuların tartışıldığını ifade eden Atalay, toplumun desteğinin alınması açısından da bu yaklaşımı önemsediklerini vurguladı. Atalay, sürecin başlamasından bu yana yaklaşık 1 yıl geçtiğini belirterek, şunları söyledi: "Çözüm sürecine destek hiç azalmadı. Her geçen sürede de olumlu bakış, destek arttı. Şu anda da özellikle Diyarbakır'daki önemli buluşmadan sonra, Diyarbakır programımızdan sonra biraz daha yükseldi, özellikle Güneydoğuda. Destek, Güneydoğu'da daima yüzde 80'inin üzerinde oldu. Şu anda yüzde 85'ler diyebiliriz. Sürece destek, olumlu bakışın ötesinde bu bir büyük bir beklenti, bir umut. Güneydoğudaki bu yüksek oranı desteğin ötesinde bir umut olarak görüyorum. "Şu anda süreci tıkayan bir şey yok" Atalay, sürecin nasıl ilerleyeceği, nitelikli müzakereye geçmekten kastın ne olduğu ve gazetecilerin ya da sivil toplum örgütü temsilcilerinin İmralı'la gidip gitmeyeceği sorularını da yanıtladı. Sürecin stratejisinin hükümet tarafından iyi çalışıldığını, cesaretli adımlar atan ve riskleri göğüsleyenin de hükümet olduğunu vurgulayan Atalay, dolayısıyla sürecin yönetiminin hükümetin kontrolünde olduğunu aktardı. Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar matematiksel şeyler değil. Bu uzun bir yol ve pek çok boyutu var. 'Gazeteciler görüşecek mi? Başkası gidecek mi?' Bunlarla ilgili şu anda verilmiş bir karar yok ama sürecin geleceği açısından, verimi ve başarısı açısından ihtiyaç duyuluyorsa bu değerlendirmelerin hepsi yapılabilir. İleride sürece katkısı olacak başka adımlar da gerekiyorsa niye olmasın ama şu anda verilmiş bir karar yok. Bu konular masaya gelip de değerlendirilmiş konular değil. Dışarıdan duyulanların bazıları da doğrusu biraz abartılı, biraz yorumlu. Neticede şu da olabilir: doğru duyumlar olsa bile beklentiler olabilir, teklifler olabilir. Bunlar normaldir ama neticede bütün bunlar değerlendirilecek, karar verilecek hususlardır. Önemli olan süreci tıkayan bir noktanın olmaması. Şu anda süreci tıkayan bir şey yok." "Beklentiyi yükseltmenin hiçbir sakıncası yok" Atalay, şöyle konuştu: "Bu sürecin hedefi şu: Terörü, şiddeti bitirmek, silahlar bırakılsın, teslim edilsin, ondan sonra da örgüt mensupları için devletin yapması gereken, eve dönüş, rehabilitasyon vesaire, onlar yapılsın. Demokratik siyaset içinde Türkiye'de herkes kendi beklentisini, talebini dile getirsin. Siyaset içinde çözülecek sorunlar çözülsün. Bunun hedefi odur. Başbakanımız aslında Diyarbakır konuşmasında çözüm sürecinin çok önemli parametrelerini de verdi. 'Hayallerim' dediği şeyler aslında çözüm sürecinin hedefleridir. Başbakanımızın 'hayallerim' dediği şeyler aslında çözüm sürecinin hedefleridir. Oraya gitmektir. Bunda beklentiyi yükseltmenin hiçbir sakıncası yok. Buna verilecek her katkı verilsin. Beklenti yükselirse talep de artar, toplumsal baskı da artar." "Bakanların imzaları tamamlandı." "Demokratikleşme Paketi Meclis gündeminde ne zaman görüşülecek" sorusu üzerine Atalay, şunları söyledi: "Son Demokratikleşme Paketimiz pazartesi veya bu hafta içinde yani yarın Bakanlar Kurulundan sonra, aslında Bakanlar Kurulu imzaları tamamlandı. Ben de geçen Başbakanımızla da biz, bir değerlendirdik, bu hafta içinde Meclis'e intikal edeceğini zannediyorum. Bakanların imzaları tamamlandı. Bu hafta içinde Meclis'e intikal edebilir." "Seçim barajı aynen kalacak mı" denilmesi üzerine Atalay, "O henüz gitmedi. Bu paketin içinde gitmiyor. Meclis'e gidenler tam bir tasarı artık. Hangi kanunun hangi maddesinde hangi değişiklik olacak. O konu karara bağlanamadığı için, yani üç alternatiften birisi, dolayısıyla o hariç diğerleri gidiyor" karşılığını verdi. "Bizde kriz olmaz." Atalay, cumhurbaşkanı seçiminde adayların çıkacağını, milletin de seçim yapacağını belirterek, "Bizde kriz olmaz. Bizdeki o fedakarlık, dostluk, herkesin birbiri için fedakarlıkta bulunması müthiş bir şeydir. Gerginlikti, pürüzdü o tür şeyler burada hiç yer almaz. Bizim partide bu manada bir sorun yaşanmaz. Bunun garantisini ben vereyim. Hiç kimse heveslenmesin" dedi. "Alevilerle ilgili düzenlemelerin hayata geçip geçmeyeceği" yönündeki soruya karşılık da Atalay, çalışmaların sürdüğünü bildirdi. Atalay, "Bizim son ana kadar bu pakette iki şeyin olmasını arzu ettik. Birincisi Alevi vatandaşlarımızla, cemevleriyle ilgili konular ama olgunlaşamadı yeterince. Bizzat kendim çok görüşme de yaptım. Onu çözüm paketimize koyacak şekilde olgunlaştıramadık. Biraz daha çalışılmaya ihtiyacı var. Ama o çıkacak. O olgunlaşacak ve çıkacak" diye konuştu. "Genel seçimin altına düşmeyeceğiz" Atalay, AK Parti'nin yerel seçimdeki hedefinin ne olduğu yönündeki soruyu da şöyle yanıtladı: "Partinin hedefi, en azından genel seçimin altına düşmemektir. Kamuoyu yoklamalarında, şu anda bizim yüzde 51-52 gibi bir desteğimiz var. Bu iyi bir destek. Bir seçimden sonra iktidarsınız ve halen bu kadar yüksek bir oranı korumanız çok önemli. Dolayısıyla yerel seçimde de bu görüntüleri yakalamak istiyoruz.. Biz bu yerel seçimde inşallah, şu andaki araştırmalar da onu gösteriyor, yerel ve genel seçim gibi ikili sorularla da götürüyoruz bu kamuoyu yoklamalarını, genel seçimin altına düşmeyeceğiz gibi bir görüntü alıyorum." "Diyarbakır Buluşması" ve çözüm sürecinin AK Parti'nin elini kuvvetlendirdiğini anlatan Atalay, şöyle devam etti: "Bu seçimde biz Güneydoğu'da, AK Parti olarak genel seçime göre daha da avantajlı olabiliriz diye düşünüyorum. Genelde seçimde, bölge olarak yine en yüksek oy bizim. Zaten orada biz ve BDP var. Öbür partiler zaten fazla yok o bölgede. Yine beraber yarışacağız, öyle görünüyor. Başka partiler orada görünmüyor. Çok çetin bir seçim ortamı geçecek. Biz hem iyi adaylar göstereceğiz hem de çok çalışacağız. Teşkilatlar, parti, genel merkez olarak bölgeye özel bir ağırlık vereceğiz. Köylere, evlere kadar ulaşacağız. Güneydoğu ile ilgili büyük bir kararlılık içindeyiz. Her birimiz, belki Güneydoğu'daki illeri de paylaşacağız." "Üç dönemde esneme olmaz" Atalay, AK Parti tüzüğündeki üç dönem kuralına ilişkin bir esneme ya da değişikliğin söz konusu olup olmayacağı sorusu üzerine ise "Esneme olmaz. Orada bir kararlılık görüyorum ben" yorumunda bulundu.
AA
Yorum Yaz