Erzurum'daki Çifte Minareli Medrese, vakıf eserleri müzesi oluyor
Erzurum'un simgelerinden olan Çifte Minareli Medrese, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Vakıf Eserleri Müzesi olacak
Erzurum'un simgelerinden olan tarihi Çifte Minareli Medrese, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Vakıf Eserleri Müzesi olacak.
Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubad'ın kızı Hüdavent Hatun tarafından 1253 yılında yaptırılan medresede 3 yıl önce başlatılan onarım çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi.
Zemin ve duvar, minarelerdeki çinileri onarılan medrese, restorasyonun ardından yeniden turizme kazandırılacak.
Vakıflar Bölge Müdürü Kenan Ünğan, Çifte Minareli Medrese'de düzenlediği basın toplantısında, eserde çalışmaların 15 Ağustos 2011'de başladığını belirtti.
Çalışmaların 1948'den itibaren yurt içinde ve yurt dışında restorasyon alanında faaliyet gösteren bir firma tarafından yapıldığını belirten Ünğan, "Restorasyon çalışmalarında sahasında uzman 5 kişilik bilim heyeti görev yapıyor. Ayrıca yaptığımız her işi müze müdürlüğü kontrolünde yürütüyoruz" dedi.
Ünğan, yapının en önemli bölümü olan minarelere çok özenli yaklaştıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Tarihsel süreç içinde minarelerde meydana gelen statik problemler ve malzeme kayıpları restorasyon faaliyetleri kapsamında değerlendirmeye tabi tutulmuş, minarelerin statik durumları Prof. Dr. Tuğrul Tankut tarafından incelenerek raporlanmıştır. Kullanılan çini, tuğla gibi malzemelerin analizleri yapılmış, minarelerdeki her bir çininin tespiti yapılarak çini yerleşim projesi hazırlanmış olup bu çalışmalar ayrıca rapor halinde düzenlenerek, Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne ve Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'na sunulmuştu."
"Çini ve tuğlalarda dona dayanıklılık analizleri yapıldı"
Eserin çinileriyle ilgili de çalışma yaptıklarına vurgu yapan Ünğan, Erzurum Müze Müdürlüğü envanterinde kayıtlı olan 134 parça çininin restorasyonda kullanılmak üzere teslim alındığını söyledi.
Ünğan, tamamlamalarda kullanılacak çiniler için özgün formda ve renkte numuneler hazırlandığını, İstanbul Teknik Üniversitesinde yapılan testlerde olumlu çıkanların İznik'te imal edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Çini ve tuğlalarda dona dayanıklılık analizleri İstanbul Teknik Üniversitesinde yapıldı. 2012 yılında kışa girerken minare üzerinde 1 metre karelik bir alanda çini ve tuğla uygulaması yaptık. Acaba kışın gerçek ortamda nasıl tepki vereceğini görelim istedik. Yaptığımız uygulamada herhangi bir deformasyon olmadığını gördük. Minarelerdeki çini uygulamalar konservatör Şenay Onuk denetiminde uzman bir ekip tarafından yürütülüyor. Minareleri üste kadar devam ettireceğiz. Burada bulduğumuz çok önemli bulgular da var. Şu ana kadar hiçbir literatürde olmayan bulgular var. İnşallah kurul onayından geçtikten sonra sizinle paylaşırız."
Özgün nitelikli harçlarla deformasyonun giderilmeye çalışıldığını belirten Ünğan, tuğlaların da testlerden geçirilerek seçildiğini söyledi.
Medresede yapılan havalandırma çalışmaları
Ünğan, medresenin Vakıf Eserleri Müzesi olarak projelendirildiğini, klimayla ısıtılması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Sergileyeceğiniz envanteri, halı, kilim, avize gibi eşyaları belli bir derecede tutmak ve havalandırmak zorundasınız. Klimayla ısıtılıp soğutulacağı için binanın içinde bulunan herhangi bir mahalde bu dış üniteleri biriktirmeniz hoş olmayacak ve bir mahalin daha kaybolmasına sebep verecekti. Güney cephemizde daha önce arkeolojik kazıların yapıldığı bir alanda klimaların dış üniteleri ve güvenlik tertibatı için kurulacak olan jeneratörün konulduğu betopandan bir panel yapıldı. Vakıflar Bölge Müdürlüğü olarak bu eser bittiği zaman buradaki çalışmalar, geçmişteki fotoğrafları derleyip bir kitapçık oluşturacağız. Bu kitapçığı Türkiye'nin her tarafına göndereceğiz. Çünkü bizden sonra ne yapılmış görülsün."
Çifti Minareli Medrese'nin turistik bir mekan olacağını anlatan Ünğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Burada lavabo yok. Bu mekan içinde onu çözmeniz lazım. Biz İtalya'da restorasyonları gezdik. O eski eserlerin içinde insanların günlük ihtiyaçları olan lavabo, tuvalet, içecek ihtiyaçlarını karşılayacakları mekanlar en güzel şekilde oluşturulmuş. Bazı şeylere mecbursunuz. Yapılan her şey kurulda onaylanan proje doğrultusunda yapılmaktadır. Güvenlik görevlisinin bile ihtiyacı için tuvalet yapılması gerekir. Bu restorasyon ilkelerine aykırı değil. Bizim projemizde kafe yerimiz de var. Su ihtiyacını giderebilecekleri küçük bir büfe şeklinde çay, su, kahve ihtiyaçlarını karşılayacak. Buraya gelen ziyaretçilerimize kışın salep, yazın çay su ikram etmeyi de düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Zehra Melek Çat, Emine Konuk/AA
Yorum Yaz