"Konut stoğunun acilen yenilenmesi önem arz ediyor"
Meclis Depreme Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu, AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu başkanlığında toplandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan Can, Dünya Bankası ve Avrupa Birliğinin (AB) 200 milyon dolar fon desteğiyle kamu binalarının konfor oranını düşürmeden daha az enerji tüketebilir hale getirilmesi için çalışma yürütüldüğünü bildirdi.
Komisyon, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan Can, İller Bankası AŞ Genel Müdürü Yusuf Büyük, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedad Gürgen, Mekansal Planlama Genel Müdürü Yavuz Erdal Kayapınar, Tapu ve Kadastro Genel Müdür Vekili Mehmet Zeki Adlı ile Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ömer Bulut'u dinledi.
Yapı İşleri Genel Müdürü Can, komisyona yaptığı sunumda, Genel Müdürlük olarak Türkiye Afet Müdahale Planı kapsamında 8 alanda görevleri bulunduğunu belirterek, bunların en önemlisinin hasar tespit çalışması olduğunu söyledi.
Hasar tespit çalışmalarında binaların hasarlarına ilişkin derecelendirme yaptıklarını kaydeden Can, bu çalışmalarda 3 yıl önce geliştirdikleri hasar tespit yazılımını kullandıklarını anlattı.
Meydana gelen depremler sonrası Elazığ için yaptıkları çalışmaları İzmir için de başlattıklarını ve rapor hazırladıklarını aktaran Can, bir depremin yaşanmasının ardından ilgili bölgeye daha hızlı ulaşabilmek amacıyla Türk Hava Yolları ile protokol imzaladıklarını söyledi.
2011'den bugüne kadar 24 milyon nüfusun yaşadığı ve 6,1 milyon bağımsız alana sahip 798 bin binanın yapı denetim sistemleriyle incelenerek tamamlandığını ifade eden Can, yapımı devam eden 400 bin binanın incelemesinin sürdüğünü bildirdi.
Can, Elektronik Beton İzleme Sisteminin 2019'da uygulanmaya başlandığını belirterek, bu sistemle beton içine çip yerleştirildiğini ve betondaki kayıp kaçağı sıfırlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Son 2 yılda yaklaşık 9 milyon çipli beton numunesinin incelendiğini ifade eden Can, son bir yılda ise 122 bin yapının çipli betonla inşa edildiğini ve beton çelik çubuğunda da bu teknolojiyi oluşturmaya çalıştıklarını aktardı.
Can, tüm binalara ait verilerin tek bir havuzda toplanmasına ve denetlenebilmesine imkan sağlayan Bina Kimlik Sistemini 2021'de kullanmaya başlayacaklarını dile getirdi.
1,5 yıldır çalışmalarını gerçekleştirdikleri Kazı Destek Yönetmeliğini yakın zamanda çıkaracaklarını açıklayan Can, bu çalışmanın tamamlanmasıyla bir bina için temel kazılırken bitişikteki binanın etkilenmesinin engelleneceğini söyledi.
Ülke genelindeki 125 bin 214 kamu binasının önceliklendirme ve envanter çıkarma çalışmalarının tamamlandığını bildiren Can, şunları kaydetti:
"Dış Kaynaklı Yatırımlar Daire Başkanlığımız aracılığıyla Dünya Bankası ve AB fonları kaynaklı 200 milyon dolar destekli bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Burada kamu binalarının enerji olarak verimli hale getirilmesi, konfor oranını düşürmeden daha az enerji tüketebilir hale getirilmesi için çalışmalar yürütülüyor. Tüm kamu binalarının enerji sarfiyatının anlık gözlemlenmesi için bir model üzerinde çalıştık. Bu 200 milyon doların bir kısmı, güçlendirme gerekli olan yapılar için harcanacak. Bu da 3 ay önce Dünya Bankası ile yaptığımız görüşmeler çerçevesinde karara bağlandı. Yakın zamanda 3 etap halinde inceleme, projelendirme ve yapım olarak sahada yerini alacak."
İzmir'de "İmar Barışı" kapsamında yapı kayıt belgesi verilen binalardan meydana gelen depremde etkilenenlere ilişkin de bilgi veren Can, acil yıkılacaklardan 4'ünün, yıkık olanlardan 2'sinin, ağır hasarlı olanlardan 36'sının yapı kayıtlı, diğerlerinin ise normal ruhsatlı yapı olduğunu söyledi.
Can, Bina Kimlik Belgesine ilişkin milletvekillerinin soruları üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Bizim burada birincil düşündüğümüz şey, mühendis ve mimarlar açısından bir standart oluşturmak, ikincisi bütün verilerin kayıtlı, erişilebilir, şeffaf olması. Binanın hem dışına hem içine iki levha olarak takılarak yangın, deprem gibi afetler durumunda da ulaşılabilirliği kolaylaştırmak. Bu çipli sistem, 70 metre öteden bile okunabiliyor. Mesela çipli bir bina çöktü. Biz yaralıları kurtarmak için o binanın basit bir rölövesini çıkarmaya çalışıyoruz. Yıkım esnasında da çok kolaylık sağlıyor. Çünkü nereden etki edersek nasıl bir yıkımı sağlarız bunun bilgisini de edinmiş oluyoruz. Tıpkı araçlarda, asansörlerde olduğu gibi belirli periyotlarda denetim sistemi geliştiriyoruz."
"Yerel yönetimlere yüzde 50 hibe desteği sağlıyoruz"
İller Bankası AŞ Genel Müdürü Büyük, komisyona yaptığı sunumda, depreme esas yürüttükleri çalışmaları anlattı.
Belediyelerin altyapı taleplerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirten Büyük, yerel yönetimlere jeoloji jeoteknik etüt, imar planı gibi konularda yüzde 50 hibe desteği sağladıklarını söyledi.
İller Bankası olarak yerel yönetimlere dış kaynakları kullandırmakta iyi bir noktaya geldiklerini belirten Büyük, bu kapsamda 3 milyon avro temin ettiklerini dile getirdi.
"590 bin riskli yapıyı yıktık"
Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Gürgen, sunumunda, "Türkiye'de kentsel dönüşüm ne kadar çabuk tamamlanırsa, riskli binalardan ne kadar çabuk kurtulursak bu hasarlardan, afetlerden de o kadar çabuk kurtulacağız. Bu ülkede riskli son binayı yıkıncaya kadar dönüşüme devam etmeyi istiyoruz." dedi.
2012'de 6306 sayılı Kanun'un yayınlanmasıyla Bakanlık olarak kentsel dönüşüm çalışmalarına dahil olduklarını anımsatan Gürgen, 2012'den bu yana 81 ilde 696 bin konut ve iş yerini riskli yapı olarak tespit ettiklerini, bunlardan yaklaşık 590 binini yıktıklarını söyledi.
Gürgen, kentsel dönüşüm çalışmaları için 2012'den bugüne kadar 15 milyar 695 milyon lira harcandığını bildirdi.
Yapı stokuna ilişkin verilerin net olarak ortaya konulmasının zorunluluğuna işaret eden Gürgen, bu amaçla İçişleri Bakanlığının Mekansal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) ile bir altyapı oluşturduğunu ancak bu sisteme yapı bilgilerinin de eklenmesi gerektiğini kaydetti.
Riskli yapı tespitlerine ilişkin verileri paylaşan Gürgen, "Bugüne kadar tespit edilen riskli binalardan yaklaşık 80 bini betonarme. Bizim depremlerde en sık yaşadığımız problem, binaların yıkılmasıyla enkaz altında kalan vatandaşlarımız oldu. İstanbul'da da 71 bin 612 bina riskli olarak tespit edildi. Bunların da büyük oranda yıkıldığını arkadaşlarım adına gururla söyleyebilirim." diye konuştu.
Yapı stoku değerlendirme çalışmaları kapsamında çekilen bazı binaların dış cephe ve bodrum katlarından fotoğraflar gösteren Gürgen, riskli tespit edilen 80 bin betonarme binadan yüzde 67'sinde kullanılan demirlerin niteliğini kaybettiğini ifade etti.
Gürgen, sunumuna şöyle devam etti:
"Bizim 6,7 milyon bağımsız birimi 20 yıl içinde dönüştürmek gibi bir hedefimiz var. 100 bini İstanbul'da olmak üzere yerel yönetim ve vatandaşlarla iş birliği halinde 300 bin bağımsız bölümü dönüştürmek gibi bir iddiamız da var. Biz bunları gerçekleştirirken yerel yönetimlerle iş birliği içinde olmaya çalışıyoruz. Önceliklendirmeyi doğru yapabilmek açısından Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesini 2019'da tamamladık. Belediyelerden kendi alanları içinde strateji belgelerini talep ettik. Üzülerek söylüyorum, bununla ilgili tatmin edici cevap yok denecek kadar az geldi."
Kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin önerilerde bulunan Gürgen, "Kanunlar açısından belirli bir noktaya geldiğimizi düşünüyorum ama kanunların uygulanması açısından tam bir noktaya geldiğimizi iddia edemem. Kanunların tam ve tavizsiz şekilde uygulanması durumunda çok yol kat edeceğimizi düşünüyoruz. Komisyon yerel yönetimleri de dinleyecektir. Ben istirham ediyorum, 6306 sayılı Kanun'da belediyelerin yıllık yatırım bütçelerinin yüzde 5'ini dönüşüm işine yatırmaları gerektiği net olarak var. Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bunu denetleme yetkimiz yok, onun için ben denetleyemiyorum. Ama şunu biliyorum, Türkiye'deki belediyeler arasında buna kaynak ayıran bir elin parmak sayısını geçmiyor. Birçok harç ve muafiyet ne yazık ki uygulanmadı. Ön taraftan uygulanırken arka kapılardan farklı şekilde geri dönüşleri oldu." ifadelerini kullandı.
Mülkiyeti çözülemeyen yerlerde kentsel dönüşüm yapılamadığına dikkati çeken Gürgen, "Burada alınacak bir karar olması gerekiyor. Belki kanuni düzenlemenin içinde daha sonra önereceğimiz, buralarda uygulamaların resen yapılması şeklinde olacak." dedi.
Finansal ihtiyaç olduğunu belirten Gürgen, hak sahiplerine ve belediyelere uzun vadeli kredi verilmesi gerektiğini söyledi.
"Konut stoğunun acilen yenilenmesi önem arz ediyor"
TOKİ Başkanı Bulut, yaptığı sunumda, son 17 yılda yaklaşık 4 milyon vatandaşın yaşadığı 1 milyon sosyal konut üretildiğini söyledi.
Sosyal konut yapımıyla birlikte kentsel dönüşüme devam ettiklerini belirten Bulut, "Şehirlerimizdeki konut stoğunun hem kamu hem de özel sektör eliyle acilen yenilenmesi önem arz etmektedir." dedi.
Bulut, yıl sonu itibarıyla 2020'de üretilen konut sayısının 100 bine ulaşacağını belirterek, bugüne kadar 18 bin 204 sosyal donatının üretildiğini bildirdi.
Kentsel dönüşüm uygulamaları kapsamında, 61 il, 146 ilçede 245 bin konutun projelendirildiğini aktaran Bulut, bunlardan 100 bininin teslim edildiğini, 57 bininin üretiminin devam ettiğini, 88 bininin ise proje aşamasında olduğunu söyledi.
Bulut, fotoğraflar üzerinden bazı illerde yürütülen kentsel dönüşüm projeleri ile deprem konutlarını anlattı.
Yer bilimsel etüt çalışmaları
Mekansal Planlama Genel Müdürü Yavuz Erdal Kayapınar, afet yönetimi aşamalarından risk ve zarar azaltma yani afetler öncesinde gerekli tedbirleri almaya yönelik çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Yer bilimsel etüt çalışmalarından örnekler gösteren Kayapınar, bu çalışmalarla illerde riskli alan, fay hattı ve yapılaşma yapılabilecek alanların belirlendiğini kaydetti.
Tapu ve Kadastro Genel Müdür Vekili Adlı, depremle ilgili doğrudan görevleri olmadığını belirterek bu alanda çalışma yürüten kurumlara özellikle mülkiyet konusunda destek verdiklerini dile getirdi.
Adlı, deprem sonrası zararların en aza indirilmesine katkı sağlaması amacıyla yürüttükleri projeleri anlattı.
Yorum Yaz