TOKİ bürokrasiye rağmen günde 167 konut yapıyor!
Çiğdem Toker, Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde TOKİ’nin gördüğü her arsada proje mi geliştiriyor sorusuna cevap aradı
Çiğdem Toker, Akşam Gazetesi'ndeki köşesinde TOKİ'nin gördüğü her arsada proje mi geliştiriyor sorusuna cevap aradı
Mücahit ile Bedirhan'ın annesi, herkesi ağlattı.
Samsun'daki 'modern şehircilik' faciasını, TMMOB Şube Başkanı Selami Özçelik'in sözü özetliyor:
'TOKİ boş bulduğu her yere bina yapıyor ve bilimsel kurallara uymuyor.'
Bu sözün, sadece muhalefet olsun diye söylenmediğini resmi kayıtlar açıklıyor:
TOKİ'nin, Türkiye genelinde 2003 yılından bu yana tamamladığı konut sayısı 550 bine yaklaşmış.
Yılda 61 bin, günde 167 konut demek bu.
Bürokrasinin izin mekanizmasına aşina olanlar için, günde 167 konut yapabilmek olağanüstü ve ezber bozucu bir iş.
Olağan akışına bıraktığınızda, sayısız izin ve onay aşamalarıyla aylar sürebilecek bir projenin tamamlanması; TOKİ söz konusuysa, haftalar hatta günlere düşüyor.
İzin süreçlerinde asli söz sahibi konumundaki belediyelerin iktidar partisine mensup başkanlarca yönetilmesi, süreçleri kısaltıyor.
Jeoloji mühendisi veya şehir plancısı olmaya gerek yok.
Sokakta durduracağınız herhangi bir vatandaş, dere yatağına bina yapılmaması gerektiğini söyler.
Söyler çünkü, bu toplumun ortak hafızasında yer alan bir bilgidir bu.
Bu kadar temel bir doğrunun, devlet eliyle ihlali ise ancak 'hız tutkusuyla' açıklanabilir.
Ama sürat öldürüyor... Milyonlarca yoksula konuta erişim imkanı sağladığı için kraliyet nişanlarıyla ödüllendirilen bu politikada, 'frene basma' zamanı geldi...
TOKİ BAYRAKTAR'A BAĞLI DEĞİL
TOKİ'yi on yıl boyunca yöneten Erdoğan Bayraktar'ın adı, kurumla o kadar özdeşleşti ki, bürokrasiden 16 ay önce ayrılmasına 13 aydır milletvekili- bakan olmasına karşın, TOKİ denildiğinde hala akla ilk gelen isim o.
Kurumla ilgili bir konu gündeme geldiğinde mikrofonlar hala Bayraktar'a yöneltiliyor.
'Ne var bunda?' diyenler için hatırlatalım,
TOKİ ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ arasında hukuki bir bağ yok.
Geçen yılki seçimden sonra, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı kaldırılıp yerine (yan yana olması, ancak 'oksimoron' kavramıyla açıklanabilecek) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulurken, TOKİ buraya bağlanmadı.
Oysa beklenen buydu. Fakat Başbakan Tayyip Erdoğan, TOKİ'yi eskiden olduğu gibi Başbakanlık uhdesinde tutmayı tercih etti.
TOKİ'nin yıllarca başkan yardımcılığı yapmış, bir yıldır bu görevi sürdüren Başkanı Haluk Karabel kamuoyu önüne çıkmayı tercih etmiyor.
Felaket zamanlarında bile...
İlk gün yapılan ve özellikle son cümlesiyle büyük tepki toplayan yazılı açıklama, pek çok soruya cevap vermekten uzaktı.
Herkesin aklındaki o sorular için aradığımızda, 'önceden belirlenmiş bir program nedeniyle Ankara dışında olduğu' notu iletildi.
Doğrusu mevcut TOKİ yönetiminin de işi kolay değil...
Tepki çeken o yazılı açıklamada, kusuru üstlenmek, Bakan Bayraktar'ı suçlamak anlamına gelecekti. Zira, beş kişinin hayatını kaybettiği Kuzey Yıldızı projesi 2010'da, yani Bayraktar'ın başkanlığı döneminde yapılıp teslim edilmişti.
Ve tam bu satırları yazarken, Bayraktar'ın açıklamasını dinledim: 'Suçlu varsa başta ben olmak üzere herkes cezasını çekmelidir' diyordu.
Çiğdem Toker/Akşam
Yorum Yaz