Lucis Global’in sahibi Öztanık ailesi sahil otelciliğinde de iddialı!
22 yıldır otelcilik yapan Lucis Global’in sahipleri Öztanık ailesi, Bodrum’un en şirin beldelerinden Yalıkavak’ta, toplam 15 milyon dolarlık bir yatırımla meydana getirdikleri butik otel MejorCosta ile sahil otelciliğine de iddialı bir giriş yaptı
İstanbul otelciliğindeki kalite anlayışını sahile taşıyan Öztanıklar, MejorCosta'da sundukları iyi hizmet, kalite ve konforla sahil otelciliğinde de adeta iddialarını ispat ediyorlar.
Taksim'deki otellerinin yanısıra Zincirlikuyu'da da Avantgarde Hotel İstanbul ile hizmet veren turizm şirketi Lucis Global'in sahipleri Öztanık ailesinin yeni gözdesi MejorCosta Bodrum oldu. Türkiye'nin gözde tatil destinasyonu Bodrum'un, Yalıkavak Beldesi'nde Küdür Koyu'nda şık malikânelerin, hoş sahil restoranlarının ve eşsiz marinanın yanında yerini alan MejorCosta Hotel Bodrum misafirlerine kalite, huzur, lüks, dinginlik, huzur ve de özel plaj vadediyor.
Lütfi Öztanık'ın oğulları İsmet ve Cenk ile birlikte kurduğu Lucis Global A.Ş., 6 yıl önce Kuveyt Emiri Al Sabah ailesinin Bodrum, Yalıkavak'ın Küdür Koyu'nda satın aldığı tesisi baştan aşağı yenileyerek İspanyolcada “en iyi sahil” anlamına gelen “Mejor Costa” Hotel Bodrum'u inşa etti. Toplam yatırımı 15 milyon ABD dolarına tamamlayan Öztanık ailesi, MejorCosta ile sahil otelciliğinde de iddialı olduklarını söylüyorlar.
Bodrum'da 12 yıllık otel işletmeciliği deneyimi olan Yalıkavak aşığı ailenin 3. kuşak yöneticisi ve Lucis Global Başkan Yardımcısı İsmet Ömer Öztanık, müşterilerinin 12 ay boyunca ihtiyaçlarını karşılamak adına lokasyon olarak Mejor Costa Bodrum yatırımlarının kendilerini fazlasıyla tatmin ettiğini söylüyor. “Yalıkavak Küdür Koyu Bodrum'un en eşsiz koyu. Denizinin temizliği, az rüzgar alması ve Yalıkavak marinaya yakınlığı en önemli özellikleri... Ayrıca bu koyda İstanbul iş ve spor camiasının ünlü isimlerinin yazlık evleri bulunuyor. Tüm bu nedenlerle bu arsa için masaya oturduk. Demir-çelik sektörünün duayenlerinden ve Kayseri Erciyesspor Kulübü Başkanı Ziya Eren de mülk ortağımızdır” şeklinde konuşuyor İsmet Öztanık.
Lucis Global Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Öztanık da ailenin 3. kuşak temsilcilerinden. İç pazarda iyi fiyata iyi hizmet verme prensibiyle hareket ettiklerini belirten Cenk Öztanık, hedef kitlelerinin öncelikle üst düzey gruptaki yerli misafirler olduğunu, onun dışında Avrupa, Amerika ve Ortadoğu'dan Lübnan, Ürdün, Mısır, Bahreyn bölgelerinden belli bir tüketim grubundan talep gördüğünü söylüyor.
“Her Odaya En Az Bir Personel”
Bu yıl soft opening mantığıyla hizmete açılan Mejor Costa Bodrum, sahip olduğu natürel doku, salt konfor ve kişiye özel hizmet anlayışıyla butik bir tatil anlayışı sunuyor. Otel bu ilk yılında müşterilerine en kaliteli hizmeti vererek ilk misafirlerinin bağlılığını kazanmayı ve “word of mouth” şeklinde ağızdan ağza tanınmayı hedefliyor. Dinginliğin hüküm sürdüğü özel plajı, minimalist mimarisi, konforlu ve ferah odalarıyla en üst düzeyde hizmet kalitesi sunmayı hedefleyen Mejor Costa'nın diğer öne çıkan tarafları otelin kendi koyu olması, merkeze yakın ve ulaşımı kolay olması.
Çocuklu Aileler İçin de İdeal…
Odaların büyüklüğü, otelin genel kullanım alanı ve becah'i, çocuklu ailelerin de rahatlıkla kullanabileceğini düşünerek yaptıklarına dikkat çeken İsmet Öztanık, şöyle konuşuyor: “Biz çocuk kabul etmiyoruz diyen oteller var. Ama birçok ülkede de, çocuk kabul etmeyen tesislere göre çocuklu ailelerin gittiği tesislerin pazar payı daha fazla ve de satış fiyatları daha yüksek. Yani diğerinde ancak belli bir noktaya gelebiliyorsunuz.”
Geniş dış mekanlarıyla otel davetler, düğün ya da özel organizasyonlar için de pek çok benzersiz hizmetiyle Maldivler'deki kumsal düğünlerini ülkemizde ayağımıza kadar getiriyor. Bodrum Havaalanı'na 45 dakika/55 km, Bodrum merkeze 25 dakika/20 km uzaklıktaki otelde her odaya neredeyse bir personel düşüyor. Bodrum'da neredeyse bütün odaları 50 metrekare ve deniz manzaralı olan bir butik otel bulmak imkansızken MejorCosta Bodrum 31 konforlu ve geniş odasıyla Bodrum'un gözdesi olmaya aday.
“Rumeli Caddesinde ve Kozyatağın'da da Otel Yapacağız…”
İsmet Öztanık yakın vadedeki yatırım planlarındansa şöyle söz ediyor: “İstanbul'da Rumeli Caddesi'nde 200 odalı 400 yataklı bir otel projemiz var. İki yabancı firma ortaklık teklif etti. Kozyatağı'nda yine bir otel yatırımımız olacak. Rumeli Caddesi'ndeki ve Kozyatağı'ndaki otel yatırımımız için 150 milyon dolarlık bir bütçe ayırıyoruz. Ayrıca demir-çelik sektörü, gayrimenkul, lojistik ve e-ticarette önemli yatırımlarımız var. Örneğin ortakları arasında bulunduğumuz online takı ve aksesuar alışveriş sitesi Lidyana.com çok kısa süre önce 6 milyon TL'lik yabancı fon yatırımı aldı. Pek çok e-ticaret sitesinin yıllar sonra ulaştığı performansı üçüncü ayında gösteren Lidyana.com, Wired dergisi tarafından Türkiye'nin en başarılı yatırımı seçildi. Önümüzdeki dönemde tüm bu sektörlerde yeni yatırımlarımız olacak.”
“Artık Anglosakson Hayranlığımızdan Koptuk…”
Otelciliğe 1991 yılında Taksim Talimhane'de başladıklarını hatırlatan Lucis Global Başkan Yardımcısı İsmet Ömer Öztanık, o zamandan bu yana otelcilik anlayışında neler değiştiğini bakın nasıl anlatıyor:
“Dünyada konjonktür değişti. Biz İstanbul otelcilerinin eskiden dikkate aldığı kesim Almanya, Belçika, Hollanda, Yunanistan, İsrail ve Uzakdoğu ülkeleriydi. Şimdi ekonomik krizden ve hükümetin Ortadoğu açılımından ötürü durum değişti. O zaman bu kadar Arap turist söz konusu değildi ve de hor görülüyordu bu insanlar. Şimdi bu bir mecburiyet oldu. Bugün onların her segmentinden misafir gelmeye başladı. Tabii bu, hükümetin Ortadoğu açılımıyla da eş zamanlı olarak yürüdü. Yani artık o Anglosakson hayranlığımızdan koptuk, daha içeriye, daha çevremize döndük. Esasında daha idare edebileceğimiz, bizlere hayran, kendi kültürümüze yakın insanları ağırlıyoruz otellerimizde. Onlar bize niye hayran? Biz doğru modeliz Türkiye olarak. 1920'lerden beri o kültürün transformasyonunu düzgün gerçekleştirmişiz.”
“Türkiye'de Yeni Trend Daha Küçük Kompakt Tesisler…”
İstanbul otelciliği ile sahil otelciliğinin çok farklı olduğunun da altını çizen İsmet Öztanık, şöyle konuşuyor: “Sahil otelciliğinde tam kapasiteli bir otelseniz, bir kompleksseniz müşterinin içerde geçirdiği zaman 17, 18 saatleri buluyor. Eğer içerde birkaç tane farklı a la carte restoranınız varsa bunu daha da uzatabiliyorsunuz. Sahil şeridinde insanlar eğlenmek de istiyor. Bar ve gece kulübü hizmetini de veriyorsanız insanlar bu otellerden çıkmıyor. Artık bu bir tartışma konusu. Mısır'ın, İspanya'nın başlattığı ‘her şey dahil' sistemini yıllardır Türkiye de uyguluyor. Bu kadar lüks tesisler çok ucuza işletiliyor. Biz de tam pansiyon ve yarım pansiyona geçiş sürecindeyiz sahil otelleri olarak. Bizim yapmak istediğimiz, dünyada uzun zamandır var olan, fakat Türkiye'de yeni trend olan daha küçük kompakt tesisler. Mesela burası 31 oda ve buradaki müşteri sayısı 65'leri geçemez hiçbir zaman. Tabii bu işinizi bir anlamda kolaylaştırırken bir anlamda içerdeki misafirlerinizin de beklentileri çok daha detaylı, spesifik olabiliyor. Bunları da karşılayabilme kapasitenize göre o otelin başarısı ortaya çıkıyor. Bodrum'daki böyle bir tesisin mesela odalarının metrekaresi çok önemli. Bodrum deniz manzarası ve oda metrekaresi olarak genelde çok limitli. Bazı otellerin odaları 15-20 metrekareyi geçmiyor ve deniz manzarası bile yok. Ama 2, 2.5 aylık sezonlarda bu otellere çok ciddi fiyatlar ödeniyor. Ama biz otelcilik kültürümüzde hep şu anlayışı benimsedik: İyi, kaliteli hizmeti doğru fiyatla buluşturarak müşteriye sunmak zorundayız. Burada da bunu gerçekleştiriyoruz. ”
İsmet Ömer Öztanık
Lucis Global Başkan Yardımcısı İsmet Ömer Öztanık,
Dünyada konjonktür değişti. Bizim İstanbul otelcilerinin eskiden dikkate aldığı kesim daha Almanya, Belçika, Hollanda ve Uzakdoğu, Yunan İsrail vardı. Şimdi ekonomik krizden ötürü bir de hükümetin Ortadoğu açılımından ötürü, şu anda biliyorsunuz yani biz Talimhane Otelcisi olarak başladık Taksim Talimhane. 1991'de.. o zaman tabii bu kadar Arap turist söz konusu değildi ve de hor görülüyordu bu insanlar. Şimdi bu bir mecburiyet oldu. Bugün hem de onların her segmentinden misafir gelmeye başladı. E tabi bu hükümetin Ortadoğu açılımıyla da eş zamanlı olarak yürüdü. Yani artık o anglo sakson hayranlığımızdan koptuk, daha içeriye döndük, daha çevremize döndük. Daha esasında idare edebileceğimiz, bizlere hayran, kendi kültürümüze yakın ama tabii ki bunun kombinasyonu, onlar da bize niye hayran biz doğru modeliz Türkiye olarak yani bir şekilde 1920'lerden beri o kültürün transformasyonunu düzgün gerçekleştirmişiz. Şimdi genelden özele inmeye çalışıyorum. Ne arar müşteri? Yani esasında İstanbul'da müşterinin ne aradığıyla Bodrum, Antalya gibi sahil şeridinde müşterilerin neler aradığı arasında fark var. burada tam kapasiteli bir otelseniz, bir komplekseniz müşterinin içerde geçirdiği zaman 17, 18 saatleri buluyor. bunu daha da uzatabiliyoruz. Eğer içerde birkaç tane farklı a la carte restoranınız varsa. Sahil şeridinde insanlar eğlenmek de istiyor, bar hizmeti gece kulübü hizmetini veriyorsanız insanlar bu otellerden çıkmıyor bile. Artık bu bir tartışma konusu. Mısır'ın ispanya'nın başlattığı her şey dahil sistemi Türkiye'ye geldi. Bu kadar lüks tesisler çok ucuza işletiliyor. Biz de tam pansiyon ve yarım pansiyona geçiş sürecindeyiz sahil otelleri olarak. Ama bizim yapmak istediğimiz ve de Türkiye'de yeni trend ama dünyada uzun zamandır var olan daha küçük kompakt tesisler. mesela burası 31 oda ve buradaki müşteri sayısı 65'leri geçemez hiçbir zaman. Tabi bu da işinizi bir anlamda kolaylaştırırken bir anlamda içerdeki misafirlerinizin de beklentileri çok daha detaylı, spesifik olabiliyor. Bunları da karşılayabilme kapasitenize göre o otelin başarısı ortaya çıkıyor. Bodrum'daki böyle bir tesisin mesela odalarının metrekaresi çok önemli. Bodrum'da biliyorsunuz deniz manzarası olarak, oda metrekaresi olarak genelde çok limitli. Otellerin çoğu. Ve de öyle 2, 2,5 aylık sezonlarda çok ciddi fiyatlar da ödeniyor bu odalara. Yani arz talep dengesi. Zaten oda kalitesinden çok bulunduğu lokasyona, eğlencesine, başka aktivitelerine veriliyor o paralar. Baktığınız zaman bazı otellerin odaları 15-20 metrekareyi geçmiyor ve deniz manzarası bile yok. ama bizim zaten otelcilik kültürümüzde biz hep şu anlayışı benimsedik. iyi, kaliteli hizmeti fiyata yedirerek müşteriye sunmak zorundayız. Artık çok çetin bir rekabet var. demin söyledim 1991'de Talimhane'de otelciliğe başladığımızda bir otel 80 oda ile başladık. o zaman üç tane otel vardı toplamda orda. 2008, 2009'lara geldiğimizde aile şirketimizin ayrılış süreci başlamıştı. O zaman bizim 7 otelimiz vardı o bölgede. Üçte bir yatak kapasitesi bizimdi, ama genelde 46 otel vardı orda, üç otelden 46 otele çıkmış. Ama hala bir sene içinde yüzde 85 dolulukla çalışma imkanımız var. bu demek oluyor ki rekabetin getirdiği negatiflikler var ama bizim anlayışımız, yanımızda da bir otel açılsın bu bizi hep daha iyiyi yapmaya teşvik etsin. Şimdi öyle metrekare fiyatları var ki, bugün dünyadan örnekler vermek gerekirse Manhatten'de bile, Pikadi'de bile olmayan metrekare fiyatları bugün Talimhane'de Taksim bölgesinde var, 60-70 bin dolarlara dayandı. Şimdi ordan yola çıkarak bizim bünyemizde şu anda Lojis global şirketimiz ben kardeşim Cenk ve babam Lütfi Bey'in sahip olduğu, Zincirlikuyu'daki Avangarde otel, buradaki Mejor Costa ve taksim Talimhane'de de 124 odalı bir otelimiz daha var. onda da marka değişiklikleri ve renovasyonlarda bulunuyoruz. Onun için adını henüz vermiyoruz. Onu da Avangarde'ın çizgisine yaklaştıracağız.
Yeni otel yapanlarda ben otelime arap almayacağım trendi var, ama piyasanın da bir gerçeği var.bir de gelen Ortadoğu misafirindeki değişimi dönüşümü de görüyoruz.biz de öyle değil miydik Türkler olarak. Yurtdışına gidildi. Bizler de oraları gezdik dolaştık gördük, ordaki yaşam biçimi kültürlerini biz de buralara taşıdık. İşletmeciler de öyle. İnternet çağındayız bir de.. çok ciddi bir paylaşım var. İstanbul'daki otelcilik kültürümüzü buraya hem doğru fiyata iyi hizmet anlamında taşımaya çalışıyoruz. Aynı zamanda tabi ailemizin bünyesinde otelcilikte iş yapan dört ayrı şirket var. bunun da toplamında 13 tane otel var. bizim işlettiğimiz üç otel var. ama biz 90, 91'den beri her iki senede bir otel yapmışız. Dolayısıyla inşaat yapma pratiğimiz çok fazla. Burayı Mart 15'te başladık Temmuz 15'te bitirdik.
Buranın mülkünü Kuveyt Emiri El Sabah ailesinden aldık. Burada hala birtakım mülkleri var. Küdür koyunun da bir başka güzelliği İstanbul'un cemiyetinin önde gelen isimleri Acun Ilıcalı, Mustafa Taviloğlu, Aziz Yıldırım Oğuz Çarmıklı gibi isimlerin mülkleri var.
Biz burayı toplamda 15 milyon dolara mal ettik. Mart başı aldık. Kayseri Erciyes'in başkanı Demir Çelik'in duayenlerinden Ziya Eren bizim ortağımız..
Biz Siirtli bir aileyiz. 45 sene kadar önce İstanbul'a geldik. Leventliyiz esasında 45 yıldır. Otelcilikten önce hayvancılıkla ilgileniyorduk. Sonra demir çelik sektörüne girdik. Demir çelik hala otelciliğin yanında devam ediyor. aynı zamanda lojistik sektöründeyiz. Antrepo depoculuk yapıyoruz. O da Dilovası organize sanayi bölgesinde. En son bu yılın başında e-ticaret işine girdik. Lidyana.com. çok kısa sürede baya başarılı oldu.
Sadece otellerden kazanıp bu kadar yeni otel yapma imkanımız yoktu. Diğer farklı sektörlerde de olduğumuz için…
Ayrıca önümüzdeki sene, mülkünü aldığımız Rumeli caddesinde başlayacağımız 200 odalı yeni bir otel projemiz var. 5 yıldızlı, 200 odalı bir otel olacak. ama ultra lüks beş yıldızlı değil, şehir oteli, kompakt lüks diye bir tanım var. yani daha ücreti karşılanabilir, bunun da fiyat aralığı olarak 160 ile 200 euro civarında ortalama olarak. Zaten İstanbul'da da anormal otel yatırımları olduğu için, mesela bizim dibimizde Bomonti'de Hilton açılıyor, 830 oda falan. Jwm şişli camiinin hemen arkasında Ermeni vakfının olduğu yere açılıyor orası da en az bir 400-500 oda. Biz bu kadar yıldır otelciyiz diyoruz ki otel yapmasak mı acaba.
2015 gibi bitirmeyi planlıyoruz Rumeli'deki oteli.
Dozunda, bölgenin dokusuyla uyumlu sakin bir otel. Soft renkler hakim. Sade ama şık.
Burayı bodrumdaki diğer otellerden ayıran en önemli özelliği ne?
Odaların metrekaresi, yüzde 80'inden fazlasının deniz manzaralı olması. Oda kapasitesinin çok üzerinde genel alan beach, plaj, sahil ve önümüzdeki sene gelecek restoranıyla beraber, yani oda misafirlerinin ihtiyaçları fazlasıyla karşılanıyor onun haricinde bir de dışarıya da hizmet verebileceğimiz geniş alanlarımızın olması ki bunlar düğün ve davetler için çok ideal lokasyonlar. Otelimizin de konumlandırılmasında bizim önem verdiğimiz konulardan biri. Biz burayı düğün davet mekanı olarak lanse edip, bir davet yaptığınızda gelen grup otelin de büyük bir kısmını kapatıyor, 800 lere kadar rahat alabiliyor. Ama şimdi çok büyük banket kapasitesi olan oteller de var. düğün yapıyorsunuz, öbür tarafta da 80-100 tane misafir konaklıyor. Özel bir hava oluşmuyor. Şehir düğününden farklı olmuyor. Ama burada öyle değil. mekan düğün sahibine tahsis edilmiş oluyor adeta.
Otelin yapılış esnasında buranın işletmesini almak isteyen yabancı gruplar oldu. Ama bizim zaten 22 senelik otel tecrübemiz olduğu için böyle bir lokasyonda kendimiz bir marka yaratıp işletme yoluna gittik. Ama önümüzdeki sene için yiyecek içecek bölümümüzü başka bir işletmeye verme planımız var. onun için İstanbul'da bu işi layıkıyla yapan bir iki firma ile şu an görüşmeler içindeyiz. Ortaklık yapmak suretiyle yeme içmeyi dışarıya vereceğiz. O markalardan biri olursa ayrıca bir restoran da olacak. bizim otelimize katma değer katacak bir marka olmasını istiyoruz.
Enteresan biz Temmuz'da açtık oteli, iki talibimiz çıktı. Geçenlerde bir Azeri geldi oteli almak istediğini söyledi. Ama bizim öyle bir niyetimiz yok. çünkü aslında biz burayı biraz da babam için yaptık. Babam bodrum sevdalısı. O yüzden bu konuda çok ticari düşünmüyoruz. Duygusal bakıyoruz biraz yani.
Bizim İstanbul'daki otelciliğimize Meyor Costa ile sahile taşımış oluyoruz. Burada da rüştümüzü ispat etmiş oluyoruz. Aynı kalite anlayışını.. bir de ordaki müşterimizin ihtiyaçlarına burada da karşılık verebiliyoruz. Şimdi ondan sonrası ayrı bir sahil şeridinde ayrı bir planlama gerektiriyor. bir de sezon otelciliği ne de olsa. Bir de küçük olmasının bir nedeni de, 12 aya da yayabiliriz talebe göre. Mesela kasımda kapatırız ama aralıkta açarız bir toplantı grubu alırız bir konaklama alırız. Öyle imkanlarımız var. tesis büyüdükçe sayı ve volüm olarak bunlar hep engelleyici. Biz İstanbul'da Rumeli Ceddesi haricinde Kozyatağında' da bir 150 odalı bir otel yatırımı var. yine mülkü bizim.
Kezban Aslan Yılmaz/VipMag
Yorum Yaz