Cumhurbaşkanı ''Kanal İstanbul'un temelini atıyoruz''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul projesinde ilk köprü temelinin haziran sonunda atılacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kanal İstanbul Projesi'ne, bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin tesis edileceği stratejik bir yatırım olarak bakıyoruz. Haziran ayının sonunda inşallah Kanal İstanbul için ilk köprünün temellerini atıyoruz." dedi.
Erdoğan, katıldığı TRT canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Taksim'de cami yapılacağı alanı gösterdiği görüntülerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, söz konusu yerin uzun zamandan beri aklında olduğunu, cami yapımı kararı alındıktan sonra Sur Yapı şirketinin sahibi Altan Elmas ve kardeşlerinin camii yapımını üstlendiğini söyledi. Söz konusu ismin, aynı zamanda mimar olduğunu, caminin ince işçilikleri dahil her şeyiyle ilgilendiğini aktaran Erdoğan, bu muhteşem eserin kısa zamanda İslam dünyası ve Türkiye'ye kazandırıldığını vurguladı.
"Adnan Menderes'ten itibaren Taksim'e cami yapılmak isteniyor. O günlerden bugünlere pek çok engel ortaya konuyor. Bir kutuplaşma malzemesine dönüştürülüyor Taksim Camisi. Bu noktada bu zihniyete bir kırgınlık veya kızgınlığınız var mı?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Böyle bir yaklaşım içinde olursam, bu bana zaten yakışmaz. Çünkü tarihçesine baktığımız zaman Taksim Camisi'nin yapımıyla alakalı olarak orada kimlerin ismi yok ki, çok enteresandır. Yani merhum Vehbi Koç'un, aynı şekilde Demirel'in, bunların Taksim Camisi ile ilgili gayretleri, çabaları var. Allah rahmet etsin, Hasan Paşa'nın, Mehdi Sungur Paşa'nın, bunların hepsinin orada gayretleri, emekleri var. Burayı bir an önce yaptıralım. Hasan Aksay beyin yine burada dernek yönetiminde görevleri oldu. Yani şu anda aklıma gelmeyen daha birçok isimler söz konusu. Çünkü orada cami diye bir şey yoktu. Şöyle bir ufacık mescit diyelim. Oraya sıkışıyorlar, yağmur çamur demeden gazeteler seriliyor veya kimisi seccadeyle geliyor içeride dışarıda sıkışılıyordu."
"Deniz salyasına karşı mücadele edeceğiz"
Son zamanlarda Marmara Denizi'nde görülen deniz salyasının (müsilaj) yoğunluğuna ilişkin soru üzerine Erdoğan, bu konuda kendilerinin de yapması gereken işler olduğunu ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere özellikle denize kıyısı olan belediyelere sorumluluk düştüğünü hatırlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğunda Ergene'yi temizlemek için kapsamlı çalışmalar yaptırdığını, bu sayede bölgenin temizlendiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi işte bir şeye benziyor ama ne kadar benzerse benzesin, kıyısında CHP'li belediyeler olduğu için oralardaki fabrikaların atık sularını engellemiyorlar. Burada da tabii bu müsilaj çok farklı bir olay, yani bu maalesef adeta kenardan kıyıdan, orada oluşturulan bir şey değil. Adeta suyun kendi nevi şahsından da kaynaklanan oradaki gelen atıkların kıyılara attığı bu tür şeyler de var. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın da burada çalışmaları devam ediyor. Üniversitelerle ortak çalışma içerisine girdiler. Yine Allah'ın izniyle bu işi çözeceğiz, bunun başka çaresi yok. Yani bunu İstanbul Büyükşehir Belediyesinin eline bırakamayız. Antalya'ya gidiyorsun orda da var. Birçok ilimizde aynı sıkıntı var. Denize kıyısı olan her yerde var. O zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız olarak biz yapacağız. Büyükşehir belediyeleri ile irtibatı geçip müşterek neler yapabiliriz onların üzerinde de duracağız. Çünkü bunların hepsi bir yerde ülkemizin sorunudur. Ülkemizin sorununa kalkıp da ‘Şu belediyenin sorunudur, bu belediyenin sorunudur.' demeyiz. İmkanları yetmeyebilir ama devlet olarak biz varız ve biz bu işin eninde sonunda hakkından geleceğiz.”
"Haliç yeniden kokmaya başladı"
Öğrencilik yıllarında Kasımpaşa'dan Fatih'e sandallarla geçtiğini, oradan da Fener'e ulaştığını anlatan Erdoğan, o dönem Haliç bölgesinde balçıkların yüzeye vurduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Orada o zaman gemilerin arasından geçerdik. Orası yavaş yavaş kara bağlamaya başlamıştı, artık balçıklar yüzeye vurmuştu. Öyle bir zaman oldu ki Eyüp Sultan'ın karşısında malum Halıcıoğlu, orası da tamamen karasal hale gelmişti. Şu andaki Haliç Kongre Merkezinin olduğu yerde o zaman işkembeciler, kokoreççiler vardı. Hayvanlar orada kesilirdi. Temizlik falan böyle bir şey söz konusu değildi. Belediye Başkanı olduktan sonra ilk yaptığımız iş, bu kara parçalarını buradan nasıl temizleyeceğiz diye sorduk. İSKİ'nin başına da Veysel Bey'i getirmiştim. Veysel Hoca da ulusal, uluslararası bazda bir çalışma yaptı. Bazı üniversiteler ‘Burayı doldurmamız lazım.' dedi. Burayı doldurduğun zaman biz maksada ulaşamayız ki. Derdimiz burayı temizleyip buradaki bu güzelliği korumak. Buradaki çıkan çamuru da uygun bir yere gönderelim, dedik. Pompaj sistemiyle oradaki o balçık oradan Alibeyköy'de 550 bin metrekarelik bir alana taş ocağa gönderdik. Öyle bir metot ki oraya gönderiliyor, ondan sonra orada bir adeta tülbent gibi bir uygulamadan süzülüyor su geri geliyor çamurlu su orada kalıyor. Şu anda orada yaklaşık 600 metrekarelik çocuklar için oyun parkı alanı yaptık."
Bunun bir çevrecilik eseri olduğunu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının bunun görmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, yeni belediye yönetimiyle birlikte Haliç'in kokmaya başladığını anlattı.
Kanal İstanbul Projesi
Kanal İstanbul Projesi'ne de değinen Erdoğan, "Çılgın Proje" olarak açıkladığı projenin yaklaşık 12 yıldan beri sürdüğünü belirterek "O günden bugüne işleyen bir süreç ama şu anki zat bu işleri kavramamış, yani bu işler için dertli olmak lazım, deli divanesi olmak lazım, İstanbul'un deli divanesi olmadan bu işi çözemez." dedi.
Kanal İstanbul Projesi'nin aynı zamanda stratejik bir yatırım da olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Kanal İstanbul Projesine de bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin tesis edileceği stratejik bir yatırım olarak bakıyoruz. Haziran ayının sonunda inşallah Kanal İstanbul için ilk köprünün temellerini atıyoruz. Daha fazla bekleyemeyiz. Çünkü 6 tane köprü yapılacak Kanal İstanbul'un üzerine. Şimdi biz ilk köprünün temelini atacağız ki hızlandıralım işi, ardından 5 köprünün daha temeli atılacak." diye konuştu.
Kanal İstanbul Projesi kapsamında yeni bir müjde vermek istediğini dile getiren Erdoğan, kanalın her iki tarafında 250'şer bin konutluk devasa şehirler kurulacağını ifade etti. Adeta şehir içinde şehir oluşturulacağına işaret eden Erdoğan, bu proje kapsamında 200 bilim adamı ile çalışmalar yürüttüklerini, bunun neticesinde doğal ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik planların hazırlandığını aktardı.
Kanal İstanbul Projesine kararlı bir şekilde devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, yerli ve yabancı yatırımcılarla çok güçlü konsorsiyum sağlayarak bu işi sürdüreceklerini vurguladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Kanal İstanbul Projesi'ne karşı yürüttüğü faaliyetlerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Sorsanıza bunlara, sizin karanlık da olsa bir eseriniz var mı? Şu anda bu yapılan eserler, icabında bütün bu yapılan konutlardan geri dönüşüm olmak üzere bir imkan sağlanabilir mi? Sağlanır. Belki bu müteahhitlik firmalarına veya bu ihaleye girecek olan firmalar diyecekler ki 'Biz bu konutlardan elde edeceğimiz gelirlerle buranın yapımını üstleneceğiz.' Çünkü biz kaynakların çeşitlendirilmesinden yanayız. Yaptığımız her işi, hani 'yap, işlet, devret' diyoruz ya bunun en önemli sırrı nedir biliyor musunuz? En önemli sırrı bunu yap, işlet, devret yönteminde, kaynakların çeşitlendirilmesi suretiyle gelir kaynaklarını artıracaksın, onunla da yatırım yapacaksın. Bunların kafası bu işe çalışmaz. Ya bir şey yapın, ya bir eserinizi görelim ya... Şimdi bunu yaptığımız zaman bunlar çılgına dönecekler. Marmaray'ı yaptık, nerede gidiyor bu? Denizin altında. Neyle yaptık? İşte aynı anlayışla yaptık. Avrasya'yı yaptık, aynı anlayışla yaptık. Belli bir süre işletecekler, ondan sonra kime devredecekler? Türkiye Cumhuriyeti devletine. Ama bunların kafası basmaz, yok bunlarda böyle bir araştırma. Ben ekonomistim, kaynak üretmek nasıl olur, bunun üzerine çalışacaksın. Böyle sadece saldırmakla hakaret etmekle filan kaynak üretilmez. Bir şey yap, yol yap İstanbul'un her tarafı delik deşik." değerlendirmesini yaptı.
Soru üzerine Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu, 2013'te bu miktarı ödeyerek IMF ile ilişkilerini kestiklerini hatırlattı.
Hayvan hakları yasa çalışması
Hayvan haklarına ilişkin yasa çalışmasına yönelik soruyu yanıtlayan Erdoğan, AK Parti milletvekillerinin bu konuda yaptıkları çalışmanın Mecliste kanunlaşma aşamasında olduğuna işaret etti.
Geçen hafta AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulunda hayvan haklarına yönelik konuyu görüştüklerini ve sürecin hızlandırılmasını istediğini aktaran Erdoğan, "Şu anda Tekirdağ Milletvekilimiz Mustafa Bey, komisyon başkanı da olması hasebiyle de işi süratle devam ettiriyorlar. İnşallah başaracağız." dedi.
Kimi zaman televizyonda gördüğü hayvanlara yönelik muamele karşısında yıkıldığını dile getiren Erdoğan, kendisinin de 15-16 evcil hayvanı bulunduğunu, bunların gittiği yerlerde kendisine ve eşine hediye edildiği anlattı.
Ayrıca evde oğlunun muhabbet kuşlarının bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim Rümeysa kızımız var, o da bir alem. Bana kendilerini gösteriyor, onda da 3-4 tane kedi var. Yani sevilmeyecek gibi değil. İşte bazen bu pitbullar falan ürkütüyor. Ama biliyorsunuz bizim öyle bir peygamberimiz var ki... Yolda giderken kenarda bir köpek ölüsünü görüyor, birileri burnunu kapatıyor. Fakat peygamber efendimiz 'Dişleri ne kadar güzel' diyor. İşte biz böyle bir peygamberin ümmetiyiz. Aynı şekilde büyük sahabe Ebu Hureyre... Adı niye Hureyre? Kedilerin babası. Böyle bir ümmetiz, böyle bir ümmetin mensuplarıyız. Dolayısıyla bizim hayvanlara karşı olan yaklaşımımızın kesinlikle çok farklı olması lazım, çok olumlu olması lazım. Tedbirlerimiz neyse alacağız. Bu çalışma kamuoyunda evcil hayvanlara yönelik düzenleme gibi algılanıyor ama biz bunu çok daha geniş düşünüyoruz. İnşallah bu kapsamda da bunu bitireceğiz."
Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde düzenlenen törende torunu Ömer Tayyip Erdoğan'ın hafızlık icazeti aldığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, torununun böyle bir meziyete sahip bulunmasından çok mutlu olduğunu sözlerine ekledi.
Yorum Yaz