Gayrimenkulde piyasayı döviz kuru yönlendirecek
Gayrimenkul sektörü ekonomide yaşanan dalgalanmalardan etkilenmeye devam ediyor. Döviz piyasalarında meydana gelen hareketliliğin 2014’te fiyatlanma anlamında sektörü yeni bir dengeye yönlendireceği öngörülüyor
Geçtiğimiz günlerde açıklanan Türkiye Gayrimenkul Pazarı Görünümü raporunda, Türkiye'de döviz piyasalarında son dönemde meydan gelen hareketliliğin gayrimenkul pazarını 2014 yılında fiyatlanma anlamında yeni bir dengeye yönlendireceği öngörülüyor.
Rapora göre, mevcut politik kargaşanın ekonomi ve TL üzerindeki olası etkileri, yatırımcılar için endişe yaratmakla birlikte orta ve uzun vadede Türk pazarına olan yatırımcı algısı, Türkiye'nin güçlü ekonomik büyümesi ve demografik gücü sayesinde olumlu seyredecek.
Geçici bir süreç yaşanıyor
Jones Lang LaSalle Araştırma Departmanı tarafından hazırlanan rapora göre, 2013'ün 3. çeyreğinde gerçekleşen yüzde 4.4'lük büyümeyle orantılı olarak, hükümet yüzde 4 oranında devam eden güçlü bir büyümeyi işaret ederken, uluslararası kuruluşlar henüz Türkiye'deki mevcut iklimi göz önünde bulundurarak projeksiyonlarını gözden geçirmedi.
17 Aralık 2013 ile başlayan politik belirsizlik mali piyasaları etkiledi ve o tarihten itibaren TL, Euro ve USD karşısında yüzde 14 değer kaybetti. Bu kapsamda yaşanan kur dalgalanmalarının gayrimenkul pazarını 2014 yılında fiyatlama anlamında yeni bir dengeye yönlendireceği öngörülüyor.
Ofis ve perakende pazarındaki kiracıların kira teşvikleri talep ettiğine değinilen rapora göre, bu teşvikler döviz kuru sabitlemesi şeklinde gerçekleşiyor. Yatırım aktivitelerinin yavaşladığı gözlemleniyor. Bu durumun Mart 2014 seçimlerine kadar geçici bir süreç olduğu ve mal sahiplerinin satmaya istekli olması halinde, bu durumun satın alma fırsatları yaratacağı da düşünülüyor.
‘Perakende daha dirençli çıktı'
Raporu değerlendiren Jones Lang LaSalle Türkiye Başkanı Avi Alkaş, perakende sektörünün Türkiye ekonomisi içerisindeki güçlü konumunun, 2013'te devam ettiğini söyledi. Alkaş, “Ekonomideki durgunluğa, politik belirsizlikten direk olarak etkilenen döviz kurlarına rağmen, perakende sektörünün diğer sektörlere oranla daha dirençli olması bekleniyor. Alışveriş merkezi yönetimleri perakendecileri döviz kurundaki dalgalanmalardan korumak amacıyla, hızlı bir şekilde faaliyete geçerek kira ve ortak alan giderleri için Euro ve USD döviz kurlarını sabitlemeye başladı” diye konuştu.
Alkaş, 2014 yılında tamamlanan yeni stokla beraber toplam alışveriş merkezi stokunun 11.38 milyon metrekareye ulaşmasını beklediklerini söyledi.
İstiklal Caddesi popülerliğini koruyor
Perakende pazarı içerisinde her geçen gün önemi daha da artan Cadde Perakendeciliği'ne ilişkin rapordaki verilere göre, 2013 yeni açılışların etkisi ile cadde perakendeciliğinde kiraların kısmen yükseldiği pozitif bir yıl oldu.
2013'te uygun ve kaliteli arzın kısıtlılığına rağmen cadde perakende pazarına yönelik perakendeci talebi oldukça yüksekti. Bağdat Caddesi'ndeki kentsel dönüşüm aktiviteleri kısa dönemde caddedeki perakende arzını kısıtlasa da, bölgenin uzun vadede perakendecilerin taleplerine daha iyi cevap vermesi bekleniyor.
İstiklal Caddesi, en çok tercih edilen cadde olma özelliğini korurken, Nişantaşı özellikle yeme-içme sektörlerinden talep görmeye devam ediyor. Bu bölgelerin dışında Ümraniye Alemdağ Caddesi, Kadıköy Bahariye, Mühürdar Caddesi ve Bakırköy İstasyon Caddesi de ön plana çıkıyor.
Ortadoğu ülkeleri katkıda bulundu
Otel pazarında ise Haziran 2013 olaylarına rağmen 2013'ün 3. çeyreğinin 2012 yılının aynı dönemi ile kıyaslandığında büyüme gösterdiği görülüyor. İstanbul'daki lüks otel pazarında doluluk oranlarında bir düşüş yaşanmış olup bu düşüşün USD ve Euro kurlarındaki yükseliş ile kısmen telafi edilmesi bekleniyor.
2013 yarıyılı itibariyle ülkeye giriş yapan turist sayılarında beklenti düşük de olsa, kasım sonunda bu rakamın 2012 toplam rakamının üstünde gerçekleştiği görülüyor. Bu büyümeye en çok katkıda bulunan ülkeler yüzde 46 artış gösteren Ortadoğu ülkeleridir. Ancak Suriyeli sığınmacıların bu artıştaki etkisinin büyük olduğu düşünülüyor.
1.9 milyon m2 ofis stoğu
Raporda, İstanbul'un Türkiye'nin en gelişmiş ve en hareketli ofis pazarı olma özelliğini koruduğu görülüyor. 2013 yılında da birçok ulusal ve uluslararası firma, İstanbul ofis pazarına giriş yapmış ve bu durum ofis alanlarına olan talebin artmasını tetikledi.
Rapora göre, Kağıthane, Ümraniye ve Kozyatağı en çok tercih edilen ofis alt pazarları olarak öne çıkıyor. 2013 yılında Kadıköy-Kartal metrosunun tamamlanması ile birlikte MİA dışı Asya'da Kozyatağı, Küçükyalı ve Maltepe'nin de dikkat çektiği ancak bu bölgelerdeki ofis stoku kalitesinin hâlâ düşük seviyede olduğu gözleniyor.
MİA dışı Avrupa yakasında ise Bomonti, Çağlayan ve Seyrantepe ön plana çıkıyor. İstanbul ofis pazarında şu anda yaklaşık 1.9 milyon m² inşaat halinde ofis stoku bulunuyor. Bu arzın 2016 yılsonuna kadar pazara girmesi bekleniyor.
Yavuz Karaman
Yorum Yaz