maritbet girişmaritbet
İslam mimarisi; Her şeyi doğru yerine koymak!

İslam mimarisi; Her şeyi doğru yerine koymak!

Her gittiğimiz şehir içimizdeki yeni bir 'ben'i ortaya çıkarır. O 'ben' ile gezeriz şehrin sokaklarını. Kimi zaman huzur kimi zaman hüzün kimi zaman da coşku ile geçeriz şehrin bir ucundan diğer ucuna

 

Bu defa İslam coğrafyasının kadim şehirlerini sekiz güzel insanın kılavuzluğunda gezdik. Onlar kalplerinin ritimlerini hızlandıran şehirleri anlattı biz dinledik...
 
Mimar Turgut Cansever "İslam'da Şehir ve Mimari adlı kitabında, "Her şeyi doğru yerine koymak" (adalet), İslam mimarisini tasarlamak için atılması gereken ilk adımdır. Mimari anlayışta geçmişle bağı asla koparmamak ama geçmişi yok etmeyecek şekilde değişime göz kapamak gerekiyor" der ve bize İslam ile medeniyetin ne kadar iç içe olduğunu hatırlatır. Zaten İslam kültüründe dünyayı güzelleştirmenin bir vecibe olduğu anlatılır. Allah Kuran-ı Kerim'de insanı dünyayı imar etmekle vazifelendirdiğini söyler. Bu yüzdendir ki mekan ile onu şekillendiren insan arasında güçlü bir bağ vardır. Bir şehrin kapısından içeri girdiğinizde ruhunuza işleyen hava aslında o şehir halkıyla kurduğunuz ilk bağdır. Kendinizi oraya ya çok yabancı ya da çok yakın hissedersiniz ilk anda. Gezdikçe sokaklarında bu yabancılık ya büyür içinizde ya da gittikçe küçülür.
Semerkant, Şam, Saraybosna
 
Gazeteci yazar Beşir Ayvazoğlu ise ilk üçe Semerkant, Şam, Saraybosna'yı koyuyor. Sebeplerini izah etmenin çok zor olduğunu, bunu uzun uzun anlatmak gerektiğini vurgulayan Ayvazoğlu: "Yalnız şunu söyleyebilirim, Her şehrin bir ruhu vardır. Beşeri, tabii ve mimari doku, tarih, edebiyat, müzik. Bunların hepsinin büyülü ve esrarlı terkibi olan, sizi kendine çekip kuşatan bir ruh... Her şehir zihnimde farklı imajlar oluşturur. Genellikle mimari eserler ve şehrin uzak ve yakın tarihinde yaşanmış olaylar zihnimde çokça yer eder. Ama öyle şehirler vardır ki, isimleri o şehirlerle özdeşleşmiş yazarları anmadan söz edilemez." diyor ve ekliyor: "Dostoyevski 'siz St. Petersburg, Joyce'suz Dublin, Kafka' sız Prag, Borges'siz Buenos Aires, Tanpınar'sız Bursa düşünebilir misiniz?"
 
Addas'tan çok etkilendim
 
Mekke, Medine ve İstanbul'u sıralama dışında tutan yazar Ümit Meriç Kudüs'ü hiç görmediği halde gönlünde ayrı bir yeri olduğunu söylüyor. Kendisine göre en güzel 3 İslam şehrinin ise Taif, İsfahan ve Agra olduğunu dile getiriyor. Taif'teki Addas'ın Bağı'ndan çok etkilendiğini söyleyen Meriç şunları anlatıyor: "Mekkeli müşriklerden çok eziyet görmeye başlayan Peygamber Efendimiz Taif'e doğru yola çıkıyor. Taif liderlerini İslam'a davet edecek, onlardan kendisini ve diğer Müslümanları himaye etmelerini isteyecek, Taif'i İslam Medeniyeti'nin sembolü yapacaktı. Ama Taif'in önde gelenleri bunu kabul etmiyordu. O'nunla alay ediyor, hakaretler yağdırıyor, şehirden kovuyorlardı. Bir gün Taifliler, Efendimizi ve Zeyd'i şehrin çıkışına kadar taşladılar. Peygamberimiz yol üzerinde bulunan bir bağa sığınmak zorunda kaldı. Bağdaki köle Addâs'ı bir tabak üzümle Allah Resulü'ne gönderdiler. Efendimiz kendisine gelen köleyle sohbet etti. Hıristiyan asıllı köle aniden Efendimizin başını, ellerini, ayaklarını öpmeye başladı. Taif iman etmemişti ama Addâs Müslüman olmuştu. Efendimiz'in 10 gün kaldığı Taif, Addas'ın imanı ile beni daha çok etkiledi." İsfahan'da çinilerden ve Mescid-i Cuma'dan, Agra'nın kırmızı kum taşı rengindeki mimarisinden çok etkilendiğini söyleyen Ümit Meriç, Ekber Şah'ın türbesinin girişindeki taç kapısının üstünde yazan Besmele-i Şerif'i zihninden uzun süre çıkaramadığını ifade ediyor.
 
Sadelikteki huzur Matmata'da
 
Akademisyen ve mutasavvıf Mahmud Erol Kılıç "Unutamayacağım anlar yaşadığım şehirlerden mesela Mekke, Kahire, Semerkand, İstanbul, Isfahan, Agra, Marakeş, Sarajevo, Prizren, Matmata ilk 10'a girerler. Ama beni en çok etkileyen İslam şehirleri hangisi derseniz Kahire, Matmata ve İstanbul diyebilirim." Kılıç İstanbul'a dair söylenecek çok şey olduğunu anlatıyor: "Yedi nefs makamı mukabili olan yedi tepeli şehir, batın – zahir mukabili 2 parçalı şehir... Asitane, Dersaadet, Payitaht, İmparatorluk Merkezi, son sultanın gaybubet-i sugraya gittiği yer... Yüksek irfan diyarı, makarr-ı evliya, müze şehir... Düşmanın yapmayacağı tarih ve eser tahribini kendi evlatlarının yaptığı şehir... Dokusunu, kültürünü, çehresini mahvettiğimiz şehir, kalabalıkların altında ezilen şehir... Fatihpolis..." Diğer şehirleri ise bakın nasıl niteliyor: "Bir müddet yaşadığım şehir, Kahire deyince aklımda birçok şeyin yer ettiğini hatırlıyorum:Ümmüd-dünya, Hermesler Hermesi, Cennetten çıkan ırmak Nil, Asvan'da Nil'den elle su içmek, Meydan-ı Hüseyn, Revakul-etrak, Kitap fuarı, mekabir şehri, Zünnun-ı Mısri, Ataullah İskenderi, Abdulvahid Yahya, Ümmü Gülsüm, Hüsni Mubarek zülmü, Mahmud Şevki İstanbuli, kaldığımız evin basılması ve arkadaşların muhaberata götürülmesi..." "Matmata; Güney Tunus, berberi köyü, Şazeli fukarasının köyü, uçsuz bucaksız sahra, evleri göğe doğru değil yerin derinine doğru uzanan köy, mescidinin sınırı kuma ayakla çizilmiş ve o çizginin içinde kuma secde edilen köy, en lezzetli cemaat namazlarımdan birini kıldığım yer, yıldızların bize bu kadar yakın olduğunu farkettiğim yer... Yavaşlatılmış şehir, sadelikteki huzur..."
 
Kahire bizim toprağımız gibi
 
Türk Hat sanatının dünyaya tanıtılmasında büyük katkılar sağlamış, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Prof. Uğur Derman ise İstanbul'u bizim mülkümüz olduğu için değerlendirmeye katmıyor. Ayrıca İslâm Medeniyeti'nin mümessili vasfıyla gördüğü şehirlerin de aslında üçten fazla olduğunun altını çiziyor. Biz en güzel üç şehri sorduğumuz için cevabı İsfahan, Semerkant ve Kahire oluyor. Sebeplerini ise şöyle açıklıyor:" Her üç şehir de en ziyade tarihî dokularıyla gönlümde taht kurdu. Ancak, Isfahan ve Semerkant'taki ikamet müddetlerini birer haftayı geçmediğinden, kültür ve birikimleriyle bu iki şehri tanımaya günlerim yetmedi. Fakat her iki şehir de birer "çini cenneti" olarak hâfızama nakşolundu. Kahire'yi ise, toplamı iki buçuk ayı bulan dört ziyaretim sırasında, bilhassa müze ve kütüphaneleriyle İslâmî hüviyetine oturtabildim. Tam dört yüz yıl Osmanlı toprağı olarak kaldığı için, bu şehirde ayrıca kendi kimliğimizden çok şeyler buldum."
 
Kudüs gök kapısıdır
 
Gazeteci yazar Sibel Eraslan Mekke ve Medine'yi tek bir şehir olarak değerlendiriyor sonrasını ise Kudüs, Kurtuba ve Bakü olduğunu söylüyor. 'Kudüs gök kapımız, Kurtuba medeniyetimiz, Bakü ağıttır' diyor. En çok etkilendiği üç şehri ise şöyle anlatıyor: "Mekke ve Medine... Dünyanın tüm yolları bu şehirleri görmek için yürünür. Mekke ve Medine şehir bütün nehirlerin akıp kavuşmak istediği bir okyanustur. İkisi tek şehir gibidir, Kelime-i Şehadetin, tanıklığın ve kulluğun ve insan oluşun şehri... Anayurttur ikisi de bizlere, vatandır, mekândır, imkândır. Kudüs ise gök kapımızdır. Hiç görmeden yüzünü sevdiğimiz, direnişin ve umudun simgesidir. Evimizdir. Kurtuba; medeniyettir, kalemdir, kâğıttır, şiirdir, güldür, zafer ve yenilgidir. "Lagalibe İlllallah" Allah'tan başka galip yoktur hatt-ı şerifi'dir. Tayfası olduğumuz gemiyi yaktığımız kıyının adıdır. Karşılıksız sevgimizdir. Bakü; Maveraünnehir hatırasıdır, ninnidir, ağıttır, masaldır. Türkçe'nin en güzel konuşulduğu diyar, at yelesi, hazardan esen rüzgâr, yalnızlık, hasret, yılkı atımızdır, nefesi ensemizde üfleyen..."
 
Türk-İslam şehri A. Hamdi Tanpınar'ın tavsifi ile:
 
"Türk-İslam şehri her yerde kendi ritmi, kendi hususi zevki ile vardır, her adımda önümüze çıkar. Kâh bir türbe, bir cami, bir han, bir mezar taşı, burada eski bir çınar, ötede bir çeşme olur ve geçmiş zamanı hayal ettiren manzara ve isimle, üstünde sallanan ve bütün çizgilerine bir hasret sindiren geçmiş zamanlardan kalma aydınlığıyla sizi yakalar. Sohbetinize ve işinizin arasına girer, hülyalarınıza istikamet verir." (Beş Şehir)
 
Yenişafak/MERVE SENA KILIÇ

Yorum Yaz

Benzer Haberler

Pakistan'da Türk mimarın imzasını taşıyan eser: Faysal Camisi
  • 28.12.2022 16:55

Pakistan'da Türk mimarın imzasını taşıyan eser: Faysal Camisi

Türk mimar Vedat Dalokay tarafından projesi çizilen ve dünyanın en büyük camiler ...

'Yabancı yatırımcıdan Türk konutuna çok büyük ilgi var'
  • 30.06.2017 14:08

'Yabancı yatırımcıdan Türk konutuna çok büyük ilgi var'

Konut sektörünün lider isimlerinden olan Semerkant GYO A.Ş'nin Yönetim Kurulu Ba ...

Saraybosna Kantonu hükümet binasındaki yangın tarihi binayı harabeye çevirdi
  • 17.02.2014 13:51

Saraybosna Kantonu hükümet binasındaki yangın tarihi binayı harabeye çevirdi

Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da, protestolar sırasında yakılan Saraybosna ...