Kara Kıta’nın ekonomisi büyüyor!
Afrika'nın Sahra altı olarak nitelenen bölgesinde 2008 yılı itibariyle ekonomik büyüklük 1.6 trilyon dolarla Brezilya ve Rusya'nın ekonomisini yakalarken, Kara Kıta'nın toplam büyüklüğünün 2020'de 2.6 trilyon dolara erişmesi bekleniyor.
Afrika büyük bir ekonomik değişimden geçiyor. Bölgenin büyüme potansiyeli uluslararası şirketlerin iştahını kabartıyor. Afrika'nın Sahra altı olarak nitelenen bölgesinde 2008 yılı itibariyle ekonomik büyüklük 1.6 trilyon dolarla Brezilya ve Rusya'nın ekonomisini yakalarken, Kara Kıta'nın toplam büyüklüğünün 2020'de 2.6 trilyon dolara erişmesi bekleniyor. 2000-2010 arasında dünyanın en hızlı büyüyen 10 ekonomisinden 6'sı Afrika'daydı ve ekonomistlere göre 2015'e kadar en hızlı büyüyen 10 ülkenin 7'si yine Afrika'dan çıkacak ve Afrika'da büyüme Asya'yı geçecek.
Dünya'nın haberine göre; geçtiğimiz 10 yıl içinde Afrika'daki büyümenin yüzde 32'si emtia fiyatlarındaki artıştan geldi ancak kıtadaki ekonomik sıçramanın bir 'doğal kaynak' patlamasından çok daha fazlası olduğunun altını çizmek gerekiyor. Afrika'daki büyümenin üçte ikisi perakendecilik, ulaşım, telekomünikasyon ve imalat gibi sektörler kaynaklı. Afrika'nın 1 milyar olan nüfusunun 2050'de ikiye katlanarak 2 milyarı bulacağı tahmin ediliyor. Tüketimde dünyanın diğer bölgeleriyle yarışır hale gelmesi beklenen Afrika'da tüketici harcamalarının 2020'de 1 trilyon dolarla Rusya ve Hindistan'a rakip olacağı öngörülüyor.
Dünyanın her bölgesinden Afrika'ya sermaye akıyor. 2000'de 10 milyar dolar olan Afrika'ya doğrudan yabancı yatırımlar, 2010'da 80 milyar dolara dayandı. Afrika'ya doğrudan yatırımların 2015 yılında 120 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Herkes Afrika'nın potansiyeli hakkında konuşup duruyor, peki nüfusu 1 milyarı aşın bu kıtada yabancı şirketler nerelere odaklanmalı? Frontier Strategy Group tarafından yapılan araştırmaya göre, Afrika'da nüfusu 1 ila 5 milyon arasında değişen kentlerin sayısı 2025 yılında 73'e çıkacak. Frontier Strategy Group MENA araştırma bölümü başkanı Matthew Spivack, kıta genelinde yatırım için tercih edilmesi ilk 5 beş kenti ve gelecek vaat eden 5 kenti belirledi. Bunların bazıları çok iyi tanınıyor, ancak bazıları sizi şaşırtabilir.
Spivack'ın önerdiği '5 Büyük' şehir siyasi ve ekonomik açıdan istikrarlı ve zaten doğrudan yabancı yatırımcının destinasyonları arasında önemli bir yere sahip. Bu şehirler şöyle sıralanıyor:
- Acra, Gana
- Johannesburg, Güney Afrika
- Lagos, Nijerya
- Luanda, Angola
- Nairobi, Kenya
Bunların içinde büyük bir sürpriz yok. Johannesburg, Sahra Altı Afrika'nın en büyük ekonomisinin başkenti ve Frontier'in dikkat çektiği gibi Avrupalı bir şehrin büyüklüğüne erişmiş durumda. Kentin nominal gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 51 milyar dolar. Almanya'nın en büyük şehirlerinden Münih'in GSYH'sinin 64 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında Johannasburg'un potansiyeli açıkça ortaya çıkıyor. Şehir dünya devlerini bir bir kendine doğru çekiyor.
Özellikle perakende satış gruplarının ilgi gösterdiği bu pazarın son yabancı konuğu Amerikan giyim devi Gap oldu. Firma, bu ay Güney Afrika'daki ilk mağazasını Johannesburg'da açtı. İspanyol Zara da, 2011 sonunda yine bu şehirde faaliyetlerine başlamıştı. Lagos'un ekonomisi biraz daha küçük; 40 milyar dolar. Ancak Nijerya'nın bu yıl ekonomik istatistiklerini dayandırdığı baz yılını değiştirmesiyle Lagos'un ekonomik büyüklüğünün ciddi biçimde artacağı öngörülüyor. Nijerya'nın 1990 yılı yerine 2008'i baz alması bekleniyor.
Böylelikle ülkenin ekonomik büyüklüğünde sıçrama yaşanabilir. Gana geçtiğimiz kasım ayında baz yılını değiştirdiğinde üretim yüzde 60 artış yükselmişti. Nijerya'da benzer bir oranda artış yaşanması, GSYH'nin 247 milyar dolardan 395 milyar dolara çıkarak, şu an ekonomik büyüklüğü 422 milyar dolar olarak hesaplanan Güney Afrika'ya daha da yaklaşacağı anlamına geliyor. Lagos, Kahire'den sonra Afrika'nın en kalabalık ikinci şehri. Birleşmiş Milletler, Lagos'un 2025'te dünyanın 11'inci büyük kenti olacağını tahmin ediyor.
Lagos kamu Planlaması Komisyonu'nun verilerine göre şehre her gün 6 bin kişi göç ediyor. Bazı kaynaklara göre ise haftalık girişi 10 bin kişi civarında. Tüm bunların da etkisiyle Frontier'a göre, Lagos'taki iş fırsatları 2015'te en rakibi olan Johannesburg'u geride bırakacak.
Öyle ki, yabancı şirketler için Nijerya lüks tüketimde bile önemli bir pazar haline gelecek.
Şampanyadan spor otomobile çok sayıda lüks ürünü pazarlayan markalar, Nijerya'nın zenginlerini hedefliyor. McKinsey & Co şirketinin hazırladığı raporda, ticari başkent Lagos'ta 2020'ye kadar tüketici harcamalarının 25 milyar doları aşacağı belirtildi. Nijerya'nın iş adamları, petrol endüstrisi yöneticileri ve siyasilerden oluşan elitlerinin daha çok Dubai, Londra ve Paris'te harcama yaptıkları belirtiliyor. Ülkedeki lüks tüketim potansiyelini gören Alman Porsche harekete geçti bile. Porsche, geçtiğimiz günlerde Lagos'un en zengin muhitlerinden Victoria İsland'da bir otomobil bayisi açtı. Şirket ayrıca yeni yılların yapıldığı Abuja kentinde de faaliyet göstermeye hazırlanıyor.
Afrika'nın önemli destinasyonlarından Akra, Gana ekonomisinin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor. 800 bini üzerinde bir nüfusa sahip olan 3 milyar dolarlık büyüklükteki şehrin önemli gelir kaynakları imalat, perakende, finans, sigortacılık, ulaşım ve turizm. 350 büyük sanayi grubunun faaliyet gösterdiği şehirde toplam 81 şubesiyle 9 ticari banka, 19 şubesiyle dört kalkınma bankası bulunuyor. Şehrin en büyük istihdamı hizmet sektörü sağlıyor.
Önemli doğal kaynağı petrol sayesinde ekonomisindeki tüm sektörlere yeni baştan inşa eden Angola'nın başkenti Luanda da, yabancının gözdeleri arasında. Şehirde birçok alanda üretim yapılıyor. İmalat sektörü işlenmiş gıda, içecek, tekstil, çimento, plastik ürünler, metal kaplamalar, sigara ve ayakkabı/giyime yoğunlaşmış durumda. Şehrin başlıca ihracat ürünleri arasındaysa kahve, pamuk, şeker, elmas, demir ve tuz var.
Doğu Afrika ekonomisinin kalbi Kenya'nın başkenti Nairobi'de atıyor demek yanlış olmaz. Endüstriyel bir merkez haline gelen Nairobi'de işlenmiş gıda, bira, motorlu araç, sabun, inşaat malzemeleri, tekstil, ve kimyasal madde üretimi yapılıyor. Şehir ayrıca halıcı, metal işçileri, mobilyacılar, oto tamir ve perakendeciler için önemli bir istihdam kapısı. Ayrıca Nairobi yakınlarında büyük tarım arazileri bulunuyor. Başlıca ürünler ise mısır, darı, manyok, fasulye ve meyve. Bu arada, şehirde çiçekçilik de gelişmeye başladı.
'GELECEK 5'E DİKKAT
Spivack'a göre, şu an iş ortamında ciddi defoları olan fakat hızla büyüyen ekonomilerinin yardımıyla çokuluslu şirketlere büyük fırsatlar yaratacak olan pazarlar asıl 'Gelecek 5' olarak nitelediği Afrika şehirleri. Bu şehirler ise;
- Addis Ababa, Etiyopya
- Darüsselam, Tanzanya
- İbadan, Nijerya
- Kinşasa, Demokratik Kongo Cumh.
- Mombasa, Kenya
Dünyanın önde gelen şirketlerinden bazıları bu kentlere yatırıma yöneldi bile. Amerikan içecek devi Diaego, geçtiğimiz yıl Etiyopya'da devlet kontrolündeki bira üreticisi Meta Abo'yu 225 milyon dolar karşılığında satın alarak Addis Ababa'nın büyüyen tüketici pazarıyla tanıştı. Bu arada, Afrika Birliği'nin merkezinin burada olması, şehri Afrika'nın da başkenti yapıyor ve kentin siyasi olarak önem kazanmasını sağlıyor.
Bir diğer alkollü içecek firması Heineken, Kongo'nun başkenti Kinşasa'da 325 milyon dolarlık yatırım yapıyor. Frontier, yoksulluk ve zayıf altyapının Kinşasa'da pazarı küçülttüğünü belirtiyor ancak nüfus artışının ve hızlı ekonomik büyüme nedeniyle çokuluslu şirketlerin 10 milyon nüfuslu göz ardı edemediğini kaydediyor. Şehrin nüfusunun 2015'te 12 milyonu bulması bekleniyor. Bu arada Kinşasa, Paris'ten sonra Fransız kültürünün ve Fransızcanın en yaygın olduğu şehirler arasında.
Frontier'a göre en parlak fırsatlarıysa Tanzanya'nın başkenti Darüsselam sunuyor. Büyüklüğü, son zamanlarda artan istikrarı ve ekonomik büyüme potansiyeli ile Frontier, Darüsselam'ı şimdiden 2015 yılının favori yatırım adresleri arasında sayıyor. Darüsselam, deniz ticaretinde öne çıkan Mombasa'dan bile daha fazla elleçleme kapasitesiyle Afrika'nın doğusunda önemli bir ticaret merkezi olma yolunda ilerliyor. Bölgeye ilgi gösteren şirketler arasında Japon otomotiv devi Honda da bulunuyor. Japon şirket, Tanzayalı bir şirket ile yapacağı bir ortaklık kapsamında, kentteki satışlarını artırmak amacıyla bir fabrika kurmayı planlıyor.
Nijerya'nın önemli kentlerinden İbadan, Frontier'in 'Gelecek 5' üyelerinden bir diğeri. Lagos'a önemli bir bağlantı rotası olan şehir emtia üretiminde kritik öneme sahip. Kakao, pamuk, kereste, kauçuk, palm yağı ticaretinde önemli merkezlerden olan şehrin endüstriyel üretimi tarımsal emtia işlenmesi, tütün işleme ve sigara üretimi, un, dericilik ve mobilya yapımına yoğunlaşıyor. Bölge kil ve kaolin zengini. Ibadan'da hayvan çiftlikleri ve süt ürünleri çiftlikleri de bulunuyor.
Kenya'nın en büyük limanına ev sahipliği yapan Mombasa, önemli bir ticaret merkez olmasının yanında deniz turizmi açısından da önemli bir adres. Petrol rafinerisi ve çimento fabrikası da bulanan kent, hızlı büyüyen bir çağrı merkezi aynı zamanda. Kıtalararası denizaltı telekom kabloları Mombasa kıyılarından geçerek Doğu Avrupa'yı dünyanın geri kalanına bağlıyor ve hızlı büyüyen çağrı merkezi konumunu destekliyor.
KISA VADEDE EN ÖNEMLİ RİSK JEOPOLİTİK SORUNLAR VE EURO KRİZİ
Bu taraftan da Frontier, bu pazarlarda büyümenin önünde bazı riskler bulunduğunu da hatırlatıyor. Altyapı, yolsuzluk ve düzenlemelerin en büyük sorun olarak durduğuna dikkati çeken Frontier, yine de dünyada en hızlı büyüyen kentsel bölgelerin Afrika'da olduğunun altını çizerek, Afrika pazarının dışında kalmanın orada karşılaşılabilecek sorunlardan daha büyük bir risk olduğunu ifade ediyor.
Frontier'a göre, Afrika'nın enerji ithalatına bağımlı ülkeleri için kısa vadede karşı karşıya kaldığı en büyük risk Ortadoğu'da artan tansiyon. Görece olarak yüksek seyreden emtia fiyatları, Ortadoğu ve Afrika'daki çoğu petrol ve doğalgaz ihracatçısı ülkenin harcama planlarını destekliyor. Ancak İran ve İsrail arasında artan gerilim bir çatışmaya dönüşürse, emtia fiyatlarında ani ve hızlı bir yükseliş meydana gelebilir ve bölgesel enflasyonu körükleyebilir.
Doğu Afrika, kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki ithalat bağımlısı ülkeler, tüketicinin harcama gücünü azaltan ve şirketlerin finansal zorunluluklarını yerine getirmesini güçleştiren emtia fiyatlarındaki artıştan en fazla etkileneceklerin başında geliyor. Bu bağlamda, Afrika ve Ortadoğu'daki bazı ülkelerin durumlarına şöyle bir göz atılım:
- Cezayir: Ağırlıklı olarak ihracata dayalı bir ekonomisi olan Cezayir, Avrupa ile derin ticari ilişkiler içinde bu nedenle Euro Bölgesi'ndeki krize karşı hassas.
- Angola; Petrol geliriyle ekonomisini çeşitlendirmeye çalışıyor. Bu da tüketim malları ve sağlık-bakım gibi sektörlerde çok uluslu şirketler için fırsatlar yaratıyor.
- Mısır: Ülke ekonomisi hala bıçak sırtında ancak yatırımcılar Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılacak anlaşmanın ekonomiye rahat bir nefes aldıracağını umuyor.
- Gana: Hükümet harcamaları ve zengin doğal kaynaklar sayesinde ekonomi güçlü fakat yeni vergi politikaları yatırımcı için endişe kaynağı. Hükümet, altyapı harcamalarının finanse etmek için madencilerin ödediği vergileri artırmayı planlıyor.
- İran: Ekonomik stres ve askeri operasyon korkusu nedeniyle yerel iş dünyası çok tedirgin.
- Irak: Ülkenin kısa ve uzun vadeli büyüme beklentileri pozitif. Güçle büyüme beklentisinin temelinde ise artan petrol üretim kapasitesi ve petrol fiyatlarındaki artış yatıyor.
- İsrail: Apple'ın sürpriz bir kararla İsrail'de Ar-Ge merkezi açma kararı alması, ülkenin teknoloji sektörünün Kenya: Büyük bir ekonomik gelecek vaat etmesine karşın, siyasi huzursuzluklar yakından izleniyor. Parlamento'nun merkez bankası başkanı görevinden almak istemesi, iç siyasi karmaşasının son örneği. cazibesinin önemli bir göstergesi.
- Fas: Kamu harcamaları ekonomik büyümenin sürmesini sağlıyor fakat Euro Bölgesi'ndeki kriz Fas ekonomisini gölgeliyor. Çünkü Avrupa'dan gelen işçi paralarının azalması Faslıları olumsuz etkiliyor.
-Nijerya: Ülke enflasyonla boğuşuyor ve güvenlikle ilgili sıkıntılar yaşıyor fakat bunlar güçle ekonomik büyümenin önünde engel olarak görülmüyor.
-Suudi Arabistan: Petrol geliri ülke ekonomisini güçlendiriyor. 'Petrodolar' zengini Suudi Arabistan, altyapı gibi projelere önemli kaynak aktarıyor ama çokuluslu şirketler, bölgesel sorunlardan dolayı bu pazara girmek konusunda temkinli davranıyor.
- Güney Afrika: 2012 bütçesi yatırım fırsatları ve ülke halkı için vergi muafiyetleri getiriyor fakat alkollü içecek ve tütün ürünlerinde vergilerin artırılmasının çokuluslu bazı şirketleri bu pazardan caydırabileceği belirtiliyor.
- Tanzanya: Enflasyonist baskılar tüketim harcamaları ve ekonomi üzerinde baskı oluşturuyor.
- BAE: İran'a uygulanan yaptırımlardan BAE avantaj elde edebilir. İran'ın petrol müşterilerinin BAE'ye yönelmesi ve ülkenin petrol ihracatının artması umuluyor. Ancak İran ile ticari ilişkilerin zedelenmesi ekonomi üzerinde baskı oluşturabilir.
TÜRKİYE'NİN AFRİKA İLE TİCARETİ 10 YIL İÇİNDE DÖRDE KATLANDI
BRIC ülkeleri Afrika'ya adeta çıkarma yapıyor. Bu ülkenin doğalkaynaklarından faydalanmak için kolları erken sıvayan BRIC ülkeleri, özellikle de Çin, Afrika'da büyük yatırımlara imza atmış durumda. Ancak artak gelişmekte olan ülkelerin pek çoğu bu pazardan pay kapmak için kolları sıvadı. Standard Bank, 10 gelişmekte olan ülkenin Afrika'daki yatırımlarının son 10 yıl içinde üçet katlanarak 330 milyar dolara çıktığını gösteren bir rapor yayınladı.
Söz konusu yatırımcıların içinde en büyükler 250 milyar dolarlık paylarıyla BRIC ülkeleri. Geri kalan altı ülkenin yatırımlarının büyüklüğü 80 milyar dolar. Bu ülkelerin ikisi Afrikalı; Nijerya ve Güney Afrika. Diğerleri ise Türkiye, Suudi Arabistan, Tayland ve Endonezya.
Standard Bank'ın raporuna göre, Çin, Hindistan ve Brazilya Afrika'nın 10 gelişmekte olan ülkeyle ticaretinin dörtte üçünü gerçekleştiriyor. Ancak Türkiye dahil diğer gelişmekte olan ülkelerin afrika ile ticaretinin büyüme hızının çok çarpıcı olduğu vurgulanıyor. Mesela Nijerya'nın diğer Afrika ülkeleriyle ticareti son 10 yılda yedi kat artarken, Türkiye'nin dört kat artış gösterdi. Özellikle Türkiye'deki çok uluslu şirketlerin Afrika'daki varlıklarının BRIC ülkelerindeki rakipleriyle boy ölçüşmeye başladığı belirtilen raporda, Arçelik'in Güney Afrika'daki elektrikli ev aletleri üreticisi Defy Appliances'ı 327 milyon dolara satın alması örnek olarak gösterildi.
Raporda, Afrika'yla ticaretini artıran bu 10 gelişmekte olan ülkenin hızlı büyüyen ekonomileri ve uluslararası ekonomiye entegrasyonlarının artmasıyla küresel ekonominin şekillenmesinde daha önemli bir rol oynamaya başladıklarına dikkat çekiliyor.
EN BÜYÜK 500 ŞİRKETİNİN CİROSU 700 MİLYAR $'A YAKIN
Dünyanın her yerinden yatırımcının markajında olan Afrika'nın şirketleri, dünya devleriyle yarışmaya başladı. Artan nüfus ve ekonomik büyümeye bağlı olarak gelir düzeyinin iyileşmeye başlaması şirketlerin karlarını hızla artırmalarını sağlıyor. 2008 finans krizinden ağır bir darbe almadan çıkan Afrikalı şirketler, emtia fiyatlarındaki dalgalanma ve Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin etkisini de savuşturmada başarılı olacak gibi gözüküyor. Kıtanın en büyük 500 şirketi hakkında yapılan yıllık bir çalışma, yeni yıl borç krizinin gölgesinde başlasa bile Afrikalı şirketlerin bilançolarındaki ivmeyi koruyabileceklerine işaret ediyor.
2010 sonu itibariyle Afrika'nın en büyük 500 şirketinin toplam cirosu, önceki yıla oranla yüzde 18 artarak 690 milyar dolara çıktı. Beş yıl önce bu sıralamaya dahil olan şirketlerin cirosunun büyüklüğü 394 milyar dolardı.
Yani Afrikalı şirketler, beş yıl içinde cirolarını yüzde 75 artırmış durumda. Listedeki ilk 100 şirketin cirosu, dünyanın en büyük perakende satış grubu Wal Mart'ı ilk kez geride bıraktı. Yine de Afrikalı şirketlerin alması gereken daha çok yıl var; Amerikan Wal Mart'ın yıllık cirosunun büyüklüğü Nijerya'nın 247 milyar dolarlık ekonomisinin neredeyse iki katı civarında. Afrika'nın en büyük şirketi olan Cezayirli enerji devi Sonatrach'ın nin yıllık cirosu ise yaklaşık 60 milyar dolar.
Afrika'da tüketici profilinin gün be gün daha iyiye gitmesi özellikle bazı sektörlerin daha hızlı gelişmesini sağlıyor. Telekom operatörleri, tarım şirketleri, bira üreticileri, otomotiv firmaları ve süpermarketler hızlı büyüme trendi içinde. Bu arada Afrika Kalkınma Bankası, 2010 yılında 355 milyon kişi olarak hesaplanan kıtadaki orta sınıfın büyüklüğünün 2060'da 1.1 milyar kişiye çıkacağı tahmininde bulunuyor.
Afrikalı şirketlerin profiline bakıldığında en büyüklerin enerji sektöründe faaliyet gösterenler olduğu görülüyor. En büyük 500 şirketin toplam cirosunda en büyük pay yüzde 18.7 ile enerji ve doğalgaz şirketlerine ait. Madencilik şirketleri de basamakları hızlı tırmanıyor. Madenciler, önceki listede yüzde 6.9 olan paylarını yüzde 9.4'e çıkardı.
Cirolarını en fazla artıran madencilik firmaları ise yüzde 75 ile Güney Afrikalı çinko ve bakır üreticisi Metorex, yüzde 58 artıran Gabonlu manganez üreticisi Compagnie Miniere de I'Ogooue ve yine Güney Afrikalı platin üreticisi Lonmin. Emtia fiyatlarındaki belirsizlik bu şirketlerin geliri üzerinde etkili olabilir ancak petrol fiyatlarının 100 doların üzerindeki seyrini sürdürmesi halinde enerji şirketlerinin parlak gelir elde etmeye devam edeceği belirtiliyor.
Listede en büyük ağırlığa Güney Afrika şirketleri sahip. Söz konusu şirketler, toplam cironun yüzde 60'ını yaptı. Kuzey Afrika'daki şirketlerin yüzde 28.2'lik pay ile istikrarlı bir seyir izlediği görülüyor fakat Arap Baharı'nın etkisiyle bu oranın 2012 listesinde gerilemesi bekleniyor. Afrika'nın en büyük 500 şirketinin 235'i halka açık ve kıtadaki en büyük 10 halka açık şirket Güney Afrika'da Johannesburg Borsası'nda işlem görüyor.
KARA KITANIN HİSSE SENEDİ PİYASALARININ CAZİBESİ DE ARTIYOR
Henüz fiyatları kat be kat artmadan ve sahiplerini zengin etmeden önce tüm yatırımcıların hayali Microsoft, Apple ya da Google gibi şirketlerin hisselerini almaktı. Her ne kadar çok kazandıracak hisseleri tam olarak belirlemek mümkün olmasa da, bir sektörün bütününe ya da bir bölgenin bütününe bakmak yatırımcıların işini kolaylaştırır.
Tıpkı internet ve bilişim şirketlerinin prim yapacağını daha önceden fark etmek gibi ya da son 20 yıl içinde Asya'da yaşanan büyümenin, buradaki borsaların yükseleceğinin habercisi olması gibi. Asya'nın potansiyelinin farkına varan ve kıtanın dört kaplanı olarak nitelen 'Hong Kong, Tayvan, Singapur ve Güney Kore'ye' yatırim yapmakta erken davrananlar, yüksek getiriyle ödüllendirildi. Şimdi analistler ve bazı yatırımcılar aynı potansiyeli Afrika'da görüyor.
Hedge fonlar, coğrafi olarak piyasaları risk ve şeffaflık algısına göre sınıflandırır. ABD, Avrupa ve Japonya gibi gelişmiş piyasalar, Asya ile Latin Amerika gibi gelişmekte olan piyasalar ve 'sınır piyasaları' da denilen Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika olarak sınıflandırma yapılıyor. Son zamanlarda yatırım destinasyonu olarak Afrika daha fazla önerilir oldu. İşte Afrika ile ilgili bazı veriler:
-Üstün performans: Afrika'ya yatırımın büyük potansiyeli anlaşılmaya başladı bile. Son 10 yıl içinde Afrika Kompozit endeksine yapılan yatırımlar, 'al ve tut' tavsiyesi bakımından S&P 500 ve MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksinden daha iyi bir performans gösterdi.
- Değerlemeler cazip: Gelişmiş ve gelişmekte olan ülke hisselerine kıyasla Afrika piyasalarında hisselerin fiyat/defter değeri oranı açısından değerlemeleri daha düşük, hisseler daha az likit. Wall Street analistleri bu bölgeyle ilgili kapsamlı yorumlar yapmıyor, para yöneticileri de bölgenin hisse senedi piyasalarına fazla ilgi göstermiyor.
Ancak artık Templeton Fonu'nun yöneticisi Mark Mobius gibi yatırımcıların bile yatırımları için adres göstermeye başladığı Afrika'da bu durumun yakında değişmesi ve yatırımların artmasıyla değerlemelerin yükselmesi bekleniyor.
Bu arada, getirilerin oranının, bu getirilerin oynaklığına oranını gösteren 'Sharpe' oranı, S&P 500 , birçok gelişmekte olan ülke endeksi ve hatta Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'in oluşturduğu BRIC endeksinden bile daha iyi. Bu, aldığınız riskin aldığı ödülün hesaplanmasında önemli bir barometre. Buna göre, Afrika'daki yatırımcılar daha risk karşılığında daha iyi bir getiri sağlıyor. Afrika'ya sermaye akışının sürekli artıyor olması da önemli bir diğer nokta. Afrika'ya sermaye akışı şu an BRIC'in üç ülkesinin dördünden daha fazla.
Özet olarak, para ekonomisi hızlı büyüyen ekonomilerde kazanılacak ve bu çoğu kesime göre Batı ve hisse değerlemelerinin para seli nedeniyle 20 yıldır artmakta olduğu Asya değil. Uzmanlara göre paranın yeni rotası Afrika. Gelecek 10 yılda çok daha fazla sayıda analist ve büyük yatırımcı Afrika'nın potansiyelini keşfederek buradaki yatırım olanaklarını değerlendirmenin yollarını arayacak.
Çin ve Afrika, dünya ticaretinin merkezi olacak. Ünlü yatırımcıların açıklamaları da bu görüşü destekliyor.
Ünlü yatırımcı Mark Mobius geçtiğimiz günlerde, yatırımlarının yeni adresi olarak kara kıtayı işaret etti. ABD ve Alman tahvillerinden çıkmaya başlayan paranın gelişen ülke hisselerine ve Afrika'ya akacağını savunan Mobius, Afrika'nın önemli bir potansiyel barındırdığına dikkat çekti. Mobius, ABD ve Alman tahvil piyasası başta olmak üzere son dönemde yaşanan faiz yükselişinin gelişen piyasalara ve Afrika'ya yarayacağını savundu. Mobius, gelişen piyasalar arasında öne çıkanların her zaman olduğu gibi BRIC ülkeleri olduğunu, ancak Afrika'da da çok büyük potansiyel bulunduğunu söyledi. Mobius, "Gerçek gelecek bence Afrika'da. Dünyanın son 10 yılda en hızlı büyüyen 10 ekonomisine bakarsanız, 6'sının Afrika ülkesi olduğunu görürsünüz. Bunun size bir şeyler anlatıyor olması lazım" dedi.
Ünlü spekülatör George Soros da, Afrika'nın yatırım yapmak için cazip bir pazar olduğunu düşünüyor. Soros, Oslo'da bir konferans'ta yaptığı konuşmada, Afrika'nın yatırım yapmak için ilginç bir pazar olduğunu söyledi.
Soros'a göre Afrika, karamsar ekonomik ortamda 'parlak bir ışık'. Milyarder yatırımcı, gelecek vaat eden Afrika'nın kalkınmasına destek olmak için bir süre önce Afrika'nın kırsal kesimlerinde hedeflenen köylerde kalkınma projesi için 27.4 milyon dolar yardım sözü verdi. Açık Toplum Enstitüsü'nün kurucusu ve başkanı olan Soros, Milenyum Köyleri Projesi'ne 27.4 milyon dolar yardım, ayrıca gelecek 5 yılda bu köylerdeki iş projelerine destek için 20 milyon dolar kredi sözü verdiğini açıkladı.
Johannesburg
Kentin nominal gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 51 milyar dolar. Almanya'nın en büyük şehirlerinden Münih'in GSYH'sinin 64 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında Johannasburg'un potansiyeli açıkça ortaya çıkıyor.
Lagos
Lagos'un ekonomik büyüklüğü 40 milyar dolar. Ancak Nijerya'nın bu yıl ekonomik istatistiklerini dayandırdığı baz yılını değiştirmesiyle Lagos'un GSYH'sinin ciddi biçimde artacağı öngörülüyor.
Akra
Afrika'nın önemli destinasyonlarından Akra, Gana ekonomisinin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor. 800 bini üzerinde bir nüfusa sahip olan 3 milyar dolarlık şehrin önemli gelir kaynakları imalat, perakende, finans, sigortacılık, ulaşım ve turizm.
Nairobi
Doğu Afrika ekonomisinin kalbi Kenya'nın başkenti Nairobi'de atıyor demek yanlış olmaz. Endüstriyel bir merkez haline gelen Nairobi'de işlenmiş gıda, bira, motorlu araç, sabun, inşaat malzemeleri, tekstil, ve kimyasal madde üretimi yapılıyor.
İbadan
Emtia üretiminde kritik öneme sahip. Kakao, pamuk, kereste, kauçuk, palm yağı ticaretinde önemli merkezlerden olan şehrin endüstriyel üretimi tarımsal emtia işlenmesi, tütün, sigara, un, dericilik ve mobilya yapımına yoğunlaşıyor.
Mombasa
Kenya'nın en büyük limanına ev sahipliği yapan Mombasa, önemli bir ticaret merkez olmasının yanında deniz turizmi açısından da önemli bir adres. Petrol rafinerisi ve çimento fabrikası da bulanan kent, hızlı büyüyen bir çağrı merkezi aynı zamanda.
Addis Ababa
Afrika Birliği'nin merkezinin burada olması, şehri Afrika'nın da başkenti yapıyor ve kentin siyasi olarak önem kazanmasını sağlıyor. Özellikle içecek devlerinin burada büyük yatırımlar yaptığı görülüyor.
Kinşasa
Şehrin nüfusunun 2015'te 12 milyonu bulması bekleniyor. Yoksulluk ve zayıf altyapısına karşın, çokuluslu şirketler bölgedeki hızlı ekonomik büyümeyi gözardı etmeyip bu şehre yönelmeye başladı bile.
Darüsselam
Şimdiden 2015 yılının favori yatırım adresleri arasında sayılıyor. Kente ilgi gösteren şirketler arasında Japon otomotiv devi Honda da bulunuyor. Honda yerel bir ortakla bir fabrika kurmayı planlıyor.
ntvmsnbc
Yorum Yaz